Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender |
|
||||||||||
|
amasya genelgesi için amasya'ya doğru hareket eden hareket ordusu komutanları ve mustafa kemal geceyi geçirebilmek için köyümüzde kalmaya karar vermişlerdi. bu bizlere büyük onur verdi ve hepimizi heyecanlandırdı. paşa dahil herkes oldukça yorgundu ama bize belli etmemeye çalışıyorlardı. köyün meydanında büyük bir ateş yakıldı ve koyunlar koçlar çevirilmeye başlandı. sazlar çalıyor kızlar oynuyordu. derken köye atı çatlayacak kadar yorulmuş biri geldi. hemen atından atladı ve paşanın yanına koştu. vatansever gençler onu paşaya yaklaşamadan durdurdular ve kim olduğunu sordular. kemal paşa da uzaktan adamı fark etmiş, mavi gözlerini dikkatle olan bitene dikmişti. adamın paşaya iletmesi gereken bir mesajı vardı ve askerler üzerini aradıktan sonra, paşanın da izniyle geçme hakkı tanıdılar. adam paşanın elini öpmek istedi ancak kemal paşa sert bir dille onu azarladı; elini öptürmedi, zaten kolay kolay kimseye elini öptürmezmiş. paşaya bir dolu şey anlatmaya başladı; paşa adamı dikkatle dinliyor ve düşünceli bir edayla ayranını içiyordu. ne konuşuyorlardı anlamıyordum çünkü benim aklım ermiyordu; hem yaş olarak küçük hem de önemli şeylere karşı ilgisizdim. ama her şey gözümün önünde oldu; adam, belki rüzgarlı havadan dolayı belki başka bir nedenden olanca gücüyle hapşırdı ve ağzından bir şey tam da paşanın önüne fırlayıverdi. herkes donup kalmıştı, davul ve zurna çalanlar bile bir anda susmuşlardı. adamın ağzından, şey, bunu nasıl söylesem, orta parmak kadar, kurumuş bir insan dışkısı çıkıvermişti. derhal askerler adamın üzerine çullandılar ve elini ayağını bağlayıverdiler. paşa yerinden kalktı ve emir erlerine ortadaki pisliği kaldırmalarını ve adamı sorgulamalarını emretti. paşa çadırına çekilmiş aradan üç beş dakika geçmişti ama hiç kimse o nesneye dokunmak istemiyordu. ama ben dayanamadım ve bir torbayla uzunca bir sopa kaptım. sopayla dürte dürte o şeyi torbaya tıktım, torbayı da sıkıca bağlayıp ateşe attım. bu davranışım önce çok övgü topladı ama başka bir paşa beni azarlamaya başladı… onun bir delil olduğunu, onu inceleyen türk bilim adamlarının, o şeyin hangi millete ait bir şey olduğunu bulup düşmanımızı tanımamızı sağlamaya yönelik araştırma yapması gerektiğini ama benim bu olanağı yok ettiğimi bir çırpıda haykırıverdi. kaş yapayım derken göz çıkardığımı anlamış, itin götüne girmiştim. ertesi sabahı nasıl ettiğimi bir ben bilirim bir de allah bilir… güneş doğar doğmaz paşanın çadırının önüne koştum. kendisi çoktan kalkmış sabah jimnastiğine başlamıştı. onun büyük bir disiplinle bedenini güne hazırlamasını saygıyla izledikten sonra eteğine sarılmak için fırladım ama aynı anda üç asker de paşaya doğru fırlamışlardı. onlar benden çok daha önemli kişiler olduğundan haddimi bildim ve kendimi geri çektim. paşaya adamın sorgu altında dayanamayıp intihar ettiğini anlattılar. paşa çok kızdı bunlara ve yanlarından kovdu. ardından bana döndü ve çakmak gözlerini üzerime dikti. ne yapacağımı bilemedim, tüm cesaretimle ama gözlerimden yaşlar boşanarak yadiğim haltı anlattım ve beni affetmesini diledim. o ise beni dinledi ve bir güneş gibi gülümseyerek başımı okşadı. öyle önemsiz şeylerden daha önemli şeyler olduğunu anlattı ama heyecandan kalbim çıkacak gibi olduğundan ve korkudan tir tir titrediğimden hiçbir dediğini anlamadım. bana, netice olarak üzülmememi, çok çalışmamı söyledi ve cebinden çıkardığı şekeri uzattı. titreyen ellerim şekeri aldı almasına ama aklım ve bünyem daha fazla dayanamadı; yere yığılıverdim. kendime geldiğimde paşa ve hareket ordusu köyümüzü terk etmişlerdi. avucumda sıkı sıkı tuttuğum şekeri hayatımın sonuna kadar saklayacağıma yemin ettiysem de akşam yemeğinden sonra dayanamayıp yedim. ama sonra çok da pişman oldum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bayVeritas, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |