yırtılmış yanağından akar sütü frenkincirinin
gözsüz ağlar
çığlık atacak bir çıngırağı olmadığından kum saatinin
ağıdını dilsiz yakar
ölürken cezayirmenekşeleri
kurumuş çöleklerde buhar içer bingözotu
susuz yanar
bin bulut rükú eder, tutuk kalmasa yanık vahanın nutku
güneş kefen biçer
ölürken cezayirmenekşeleri
mumyalayamadığımız çürümüş gülücüklerimiz ıslanır
hüznün neminde
lahitlerimiz çöker, piramitler yıkılır içimizde
yarıklar tenimizde
ölürken cezayirmenekşeleri
yüreklerimiz kuru kirli bir çiçek tozu kesesi
yunar kara belleğimizi
yılansırtı alır yeşilimizi, kırmızımızı tan vakti
bize kalan kıyamet besmelesi
ölürken cezayirmenekşeleri