YALNIZ KALAN GÜNEŞ
Her fikir bedenimizde bir demet gül
Karanfiller rengini içine akıtır
Umudun yüreğinde çırpınıyor ay
Canımda patlayan bomba senden şerefli
Çığlıklar gerili kalbimizde
İşkenceler ibadetimiz, zindan cennetimiz
İnsanı uykusundan ölüm uyandırır.
Kabustan geliyorum, vahşeti içiyorum
Merhameti yılanın vicdanına asıyorum
Kader olan günleri sokmaya gidiyorum
Kan ve gözyaşlarımızdan medeniyet su içiyor
İnsanlık su almış gemi; Alçaklığa batıyor
Dünyanın seyir defterine düşüyor tarih
Cinayetlerde hürriyetin parmak izleri var
Ateş denizinde can simidimiz karınca
Karanlığın beyninde ihanetin tacı
Dağlar kendi içinde rütbeli ve itaatkar,
Rüzgardan gümüş yüzüğü gölgelere takıyorum
Ey şuur! Seninle gereken yerde olmalıyım
Karanlığın boğazına ateş olup duruyorum
Devir; Canımıza basan bir kara firen
Sende isyanımızı doğuran zaferimiz ol
Bak toprak karnını açmış vaktini bekliyor
Kim bilir hangi sevgiliyi koynuna alacak
Bir yıldız düşüyor kirpiklerimizden
Nehirlerin şaha kalktığı yerden bakıyorum
İki yeşil renk bir oluyor ayrılırken
Eskimez yeniye yerleşiyor fecrimiz
Alevler ortasına ekilen feryadımız
Kalbimizde deniz , damarlarımızda nehir oluyor
Sır kendini hakka adıyor,
Bir el dudaklarımızdan kilidi açıyor
Suları bağlıyor dokuz yerinden
Ecel korkusundan nasılda eriyor
Rabbim dilerse güneş dürülüp huzura geliyor
Paşa ÇETEN
AŞKA BÜYÜ
Bedinimin kemiklerinde zehir gibi kıvrılan sesiyle aşk
Kalbime saplanıyor gromofon iğnesi saçlarıyla
Sihirli alemde, büyü yapmış büyücü, sevgiliye
Bedenimin yapraklarında çıldırıyor alevler
Kinden çıkmış inançtan keskin arzusuyla büyü
Baharın sarayında ruhumu soyuyor çırılçıplak
Sihirli alemin perisi sabırla örtüyor bedenimi
Duygularını sineme , inci gibi işleyen nefesiyle
Renklerin kıplesinde, varlığımı kuşatan heves
Gönlümün derin yerinde , aşka işkence yapmaya geliyor
Gövdemin köklerinden içime giriyor şafağın kızıllığı
Alevlerin sesinde menekşe, feryadıyla yanıyor
Boşluğun içinde, kıvılcımdan evler yapıyor büyü
İçine dünemiş aşıklar , her biri birer hatırayla
Beni yaktığın kadar yan , yandığın kadar haykır
Sonbaharın yeşil yaprağı büyü dalından bakıyor
Bugünde güneşte alev alev yanarak kül oldu
Küllerini rüzgar gökyüzünün derinliklerine savurdu
Büyü, gece ay ışığında, denizi döve döve kayboldu
Gözlerimizin içinde eriyerek yeşeren aşk kurtuldu
İmanı taramış aşk, kapısından canıma giriyor
Ağarmış yaprakları, mehtaptan topluyor
Boynunu bükmüş göklerin burcunda el sallıyor sevgili
Dün ile yarını derde, salan gün gibi heyecanlı.
Paşa ÇETEN
] ]