Yine hallaç gibi savruldu dağlar
Şu üstümüzdeki gökyüzümü ne
Heyy çocuk yanım sen bırakma düşlerimi
Bu sis de ne ömrümü esir almış
Güneşin önünü açın be çirkin adamlar
Doğsun şafak
İlk kez
Ve sevdiğim
Uğruna ölümler giyindiğim
Gül sen
Kelepçe bu tabii sıkacak kolları da
Yüreğimi sıkan ne
Bu pranga çok ağır ayaklarım kımıldamıyor
Ama bedendeki tonlar kimin eseri
İçtiğim zehir hangi akrebin peki
Ya sen sevdiğim
Sen kiminsin
Bu yüreğimi ıslatan ne
Yağmur mu
Yoksa annemin gözyaşları mı
Bilsen mahpusta ölmek ne zor
Hasretle ölmek
Varsın kanasın nemli duvar
Varsın titresin parmaklık
Sevdiğim gül sen
Resimleri siyah beyaz artık anıların
Tırnak tırnak sökülürken umutlar
Düşünceler buzlanır burda
Gün vurgun yedi
Ben ağladım
Yitirdi yalnızlığını bulutlar
Ben ağladım
Yağmur yağmur döküldü yeryüzüne
Toprağa karışan nice yiğitler üzerine
Ranza soğuk güzel
Ellerim titrek
Talan ömrü gençliğimin
Zindanda yaşamak zor
Hasret yaşamak zor
Ve güncesinde ömrün
Yaşanmışlık saydığım kadavralarla beraber
Aynı toprağı paylaşmak
Ve yürek dolusu sevda
Ve alın yazısı kavga
Ve hasret
Ağlasın demli çayım
Ağlasın urganları dar ın
Sevdiğim
Gül sen...