Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Bu masalın sonunda kimse hayatta kalmayacak…. Görmek önemli değildi ama bana ilk o gün dokundu ve işte rüzgarın bana sendelettiği kadın zamanıma damlamış oldu. Ayakları küçücüktü, elleri ise kaldırdığı torbalar yüzünden kıpkırmızı çizgilerle doluydu. O an binlerce şiir yazdım sayfalarca kitap, zamanı durdurup kendime bakmak istedim o an. Gözleri cam gibiydi, kendinden korktuğu düzensiz taradığı saçlarından belliydi. Bu yüzyıla ait değildi, belki bu boyuttan bile değildi. Rüzgar boynumu yalarken, sanrılarımı plastik kokan sokağa savuruyordu. Bensiz dolaştığım günlerden biriydi, bana beni sarsacak, kırılan bulutları gösterecek bir ben lazımdı. Anları birbirine ilikleyenler yavaşlamış, zaman olanca merakıyla bu ana odaklanmıştı. Ellerini öpmek istedim, ellerini sevmek istedim, ellerini pantolonumun içinde ısıtmak istedim. Ama kavramdı o, birçok kelimeydi; güzellikti, kadındı, rüzgarda sendeleyen bir andı. Donuktu, dudakları suskundu, bir tek küpeleri sallanıyordu zamanın geçtiğini gösterir birer sarkaç gibi. Sol göğsü gömleğini kemiriyordu merakla, bense usuldan haylaza dönüşüyordum kaçmış çorabında. Bir sonra neyi hatırlayacaktım kokusundan başka? Beni tarlalara yatırdı o koku, polenlere sürdü kabaran her yerimi. Göz kırpsam bitecekti sanki, göz kırpsam kadın orada ölecekti. Kadın suyuma girmişti, halkalar çoğalmıştı o derinlere ilerledikçe. Bense tabana uzanmış, titrek çıplaklığını izliyordum her adımda yenibaştan. Ne almalıydım ondan, neremi vermeliydim ona? Avuç içleri ve parmak uçları aynı anda dokundular suya. Ben dayanmadı, dokundu kadına; topuklarına, bacaklarına ve baldır arasında saklı karanlıklarına. Kadın kanadı, dokunduğum etler yarıldı, kan suya saldırdı. Hediyesini vermişti kadın, kadına yeni kavramlar eklenmişti. Yüzyılın tüm korkakları sazlıklara sinmişti, tüm eller terli yerlerde gezinmişti. Sudan çıktı kadın, bayraklar gibi allanmıştı yanakları. Tabandaki ben dalıp bir kökünden ağacın kadının sırtını seyretti. Ve sallandı tekrar küpeler. Ben gelip beni götürdü o andan. -L-
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ateşoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |