..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > öykü yılmaz




28 Ağustos 2004
Pazar Eziyeti  
öykü yılmaz
Sobalı evlerde kışın insanın duş alası da gelmez. Banyoya girmek bir eziyet çıkmak ayrı bir eziyettir. İçerdeki buhardan nefes alamaz hala gelirsiniz. Kocaman, ele avuca sığmayan yeşil sabun


:BJGB:
Pazar günleri çocukken nefret ettiğimiz günlerden biridir. Ertesi günün okul olmasından dolayı sıkıtı baş gösterir. Benimde sonundan yakaladığım, sobalı evlerin tarihe karışmak üzere olduğu bir dönemde Pazar günleri çok sıkıcıdır bir çocuk için. Sobanın üzerindeki demirde aslı çamaşırlardan eve yayılan nem kokusu, Trt’nin bir kanalında Pazar konseri(kanseri) yayınlanırken diğer kanalında bilmem kaçıncı lig maçları, kanepede yarı uyuklayan bir baba ve banyoya girmeye zorlayan bir anne. Sobalı evlerde kışın insanın duş alası da gelmez. Banyoya girmek bir eziyet, çıkmak ayrı bir eziyettir. İçerdeki buhardan nefes alamaz hala gelirsiniz. Kocaman, ele avuca sığmayan yeşil sabunlarla kafanızı yararcasına sizi yıkamaya çalışan bir anneye itiraz edilmemesi gereken tek yer varsa o da banyodur. İlk homurtunuzda o kocaman kalıp biraz daha sert iniverir kafanıza, işi ilerletip bağırmaya başlarsanız bir tas kaynar su ile sesiniz kesilir. Bütün bunlara rağmen rahat duramayan bir çocuksanız; keselenme faslında banyoyu “Arşimet hızıyla” terk etmenizi öneririm yoksa üst derinizi biranda kaybediverirsiniz.Banyodan çıktığınızda titreye titreye odaya koşup, acilen kat kat giyinmeniz gerekir. Pazar günlerinin banyo faslı biter ama eziyet bitmez. Sokağa çıkmakta yasaktı “O” gün. Öğle vakti çocuğunu banyoya sokan anne, öğleden sonra sokakta tekrar pislenmesini istemediğinden, yaz olsun kış olsun fark etmez “üşütürsün evladım” diyerek çocuğu pazar günü eve hapsetmek suretiyle eziyete devam ederdi. Hele bir de Pazartesi sınavınız varsa Cuma gününden itibaren tüm izinler kalkar, balkondan bile olsa dışarıyla tüm temasınız kesilirdi. Kapıya gelen arkadaşlarınızda işittiğiniz azarlardan nasibini alır ve anneniz onlarda da oynama şevki bırakmazdı. Ergenliğe adım attığınız dönemde Pazar günlerini kendinize ayırmayı düşünüyorsanız yine yanılıyorsunuz. Bu seferde bütün hafta yüzünüzü göremeyen aileniz pazar günlerini “aile saadetine” ayırarak ,dışarı çıkmanızı yeniden engellemeye başlar. Beraber yapılan bir kahvaltıdan sonra herkes kendi işiyle ilgilenmeye başlar ve siz yine sıkılırsınız. Evde kırık dökük bir yer varsa pazar günleri tamir işi için en uygun gündür babalar için. Bu yüzden bütün hafta evde ne kadar dolap kapağı varsa vidalarını gevşetip, musluk contalarını söküp tamir esnasında çaktırmadan tüyebilirdik.

Günümüzde ise aileler mümkün olsa çocukları Cuma gecesinden bir yere yollayıp Pazar gecesinden önce eve almayacak.Böylece hem internet yüzünden yükselen telefon faturaları düşecek hem de bilgisayardaki oyunlardan faydalanabilecekler.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hep Bir "An" Meselesi midir Hayat?
Atasözü Değil! Otuz Ciltlik Ansiklopedi
Bırak Bana Masal Anlatma
İlk Okul Günü
Fütursuzca Zırvalamak Bu Olsa Gerek
Suçluluk Duygusu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bölük Pörçük Yaşam [Şiir]


öykü yılmaz kimdir?

bir demet papatya ile kalakaldım hikayelerde her hikayenin bir köşesinde yıpranan sayfalar arasında hep solardı elimdeki papatyalar

Etkilendiği Yazarlar:
oruç aruoba


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © öykü yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.