Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Avrupa ülkelerine ihraç edilen sahte ve sağlıksız tonlarca bal Türkiye’ye geri gönderilmiş. Basını ve televizyonları dikkatle izliyorum. Hiç birinde bu balların imha edildiğine dair bir haber yok. Peki ne oldu bu ballar. Ne olacak? Türk milletinin afiyetle yemesi için piyasaya sunuldu. Bu iş yasa çıkarmakla olmuyor. İnternet’te konuyu tartıştığımız biri, hükümet bu tür sağlıksız gıda üretenlere beş yıla kadar hapis ve önemli miktarda para cezası yasası çıkardı. Daha ne yapsın diyor? Daha ne mi yapacak? Yasayı uygulayacak sevgili AKP yandaşı kardeşim yasayı. Bu işler ben yasayı çıkardım demekle olmuyor. Uygulanmayan yasa ne işe yarar? Anlayan beri gelsin. Ne yazık ki artık yapılacak başka bir iş kalmamış gibi hükümet türbanlı öğrencilerin affına endekslenmiş. Yeter ki türbanlı yandaşları af edilip tekrar okullarına geri dönsünler. CHP döneminin gurur kaynağı fabrikaları teker teker elden çıkarılıyor. Hem de zarar edenleri değil, en çok kar getirenleri. Her satılan KİT kurumunun yüzlerce binlerce işçisi işsizlik batağına sürülüyor. Başbakanımız Koç, Sabancı gibi Türkiye’nin en büyüklerinin yatırımlarında hükümetin başarısıymış gibi nutuklar atıyor. Hani nerede hükümetin yaptığı yatırımlar. Hani nerede işsizleri işsizlikten kurtaracak, iş sahibi yapacak yatırımları nerede? Kara yolları, köy yolları delik deşik. Yollar araba canavarı olmuşlar. Karayolunun Kumburgaz yakınında her yağmur ve karda oluşan su yastıkları tehlike saçıyor. Her yağmurda karayolları görevlileri oralara külahlar yerleştiriyor. Su yataklarının tek umarı bu mu? Ekip külahları geç yerleştirirse ve bu nedenle orada kazalar olursa sorumlusu kim olacak? Avrupa şehirleri ayarında çağdaş bir kent olduğunu belediyenin astırdığı afişlerden öğrendiğimiz Büyükçekmece’nin haline bir bakın. Avrupa şehirlerinin ayarında tek bir caddesi var mı? Her yer kasislerle büyük çukurlarla dolu. Yayalar yolculuklarını ıslanmadan bitirebiliyorlarsa ne mutlu. Yayaların ıslanmaması için ne kadar dikkatli olursam olayım yine de yayalara su sıçramasını engelleyemiyorum. Buna neden de paşaya kelle yetiştirme gayretinde olan magandalardır. Arkamdan niye korna çalıyorlar, niye selektör yapıyorlar diye bakarken çukurları fark edemiyorum. Çağdaş bir kenti çağdaş bir yönetim yaratır. Bizim çağdaş belediyemiz halen geçici de olsa çukurları kum ve mıcır ile kapatmayı bir türlü beceremez. Caddelerin yeniden asfaltlanması veya geçme taş ile döşetilmesi şimdilik hayal. Görünen o ki önümüzdeki dört yıl daha bu delik deşik yollar kentimizde yaşayanların kaderi olacak. O da dört yıl sonra yapılacak seçimlerde bu yönetimden kurtulmayı başarabilirsek. Büyükçekmece’de derneklerin ve belediye başkanımızın katılımlarıyla Orhan Pamuk için bir protesto düzenlendiğini ancak televizyonlardaki haberlerden öğrenebildim. Benim yaşadığım yer olan Albatros mevkii tecrit edilmiş bir yer. Belediyenin hiçbir anonsundan haberimiz olmuyor. Bu protesto eylemi için belediye ses yayın cihazlarından anons yapıldı mı bilmiyorum? Yapıldıysa da işitme şansımız yok. Bu nedenle bu toplantıdan haberim olmadı. Toplantıya katılamadım. Böyle bir toplantı yapılmasına belediye öncülük yaptıysa basın mensuplarına bildirmesi gerekir. Belki belediyenin listesinde adım yoktur. Bu nedenle bana bilgi verilemedi. Bay Orhan Pamuk. Daha doğrusu şişirilmiş balon. Türkiye bir milyon Ermeni’yi ve otuz bin Kürt’ü katletti diyor. Ne yapsın salon çocuğu pamuk çocuk. Geçekleri araştırmaktansa kulağına şöyle de diye fısıldananları kendi bilgisiymiş gibi söyleyiveriyor. Sormazlar mı ona o dönemde bir milyon üç yüz bin kayıtlı nüfusu olan Ermenilerin bir milyonu katledildikten sonra milyonlarcası nasıl sürgün edilmiş. Güney Doğu’da öldürülen otuz bin insanımızın tamamının Kürt olduğunu nereden çıkardın. Üstelik onları katledenlerin Kürt anarşistlerinin olduğunu bilmiyor musun? Nereden bilecek salon çocuğu? Adı üstünde Pamuk Çocuk. Uyan ey Türkiye halkı uyan. Sana sağlıksız yiyeceklerin yedirilmesine göz yumanlara karşı uyan. Uyan ey Türkiye’nin onurlu insanları. Bizleri bölmeye bu güzel ülkeyi yıkmayı amaçlayanlara karşı uyan. Pamuk çocuğun kitaplarını satın alıp o ve onun gibilerinin iğrenç emellerine alet olma. Türkiye’yi ebediyen yaşatmak her Türk insanının en başta gelen görevidir. Dikkatini türban aldatmacalarına kaptırıp sakın aldanma. Türkiye’yi ilelebet yaşatmak olan görevine dört elle sarıl. Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |