Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
"Var" olmak,bir yerlerde... Geçip giderken bir kalıcı"selam"bırakıp da gidebilmek... Odalarda "var" olmak.Masalarda,mekan'larda, koltuklarda, yollarda, yaşamda. Albümlerde. Kalpler de.Gönüllerde "var"olmak.. Bir hoş seda olmak kubbelerde... "Ha evet o ...Yaşarken "var"dı."Var"olarak yaşadı.Öldüğünde de "var"dı.Öldükten çok sonra da "var" oldu..." Hani vardır ya şu meşhur bilgisayar bozan soru,günlük hayatta da çekirdek gibi kullandığı mız: "Ne var ne yok..." Dünyanın her bir köşesinde,hayattaki"Ne var ne yok"ların peşine düşüp "Ne var ne yok"ların amansız takipçisi olmuş bütün sanatçılar gibi,bizim şairlerimizden Atilla İLHAN'nın da kafası takılmış bir zamanlar bu işe... "Ne kadınlar tanıdım, ki onlar zaten yoktular!"... Demek elle tutulup gözle görülmek bile,"var"olmaya yetmiyor bazen... Nasıl mı "var"olacağız ?. Becerebilsem önce kendim olacağım !... Demekle,dilemekle olsa siyasetçiler olurdu... Delegelikten başlayıp belki cumhurbaşkanlığı makamına kadar ömürleri "Var ol,nur ol"yaygaralarıyla geçti. Ama kaçı"var"oldu,olacak? "Siz hala babalarınızın bakanlarlarıyla mı idare oluyorsunuz?." Toplum gençlerden hep korktu... Belki gençlerden değil de dinamizmden korktu.Onun içinde hep statükoyu koruyan politikacıları "var etti,nur etti".. Oğullardan korktu...Babalardan,dedelerden medet umdu... Korkarım ki parlamentoyu uzaktan izlemekle yetinen genç kuşağın şiirleri de biraz hüzünlü olacak yarınlarda: "Ne politikacılar tanıdım,ki onlar zaten yoktular..." O zaman "var"ol "var" et... Okumak için okuma...Mezun olmak için mezun olma.Sınıf değiştirmek için diplomalanma... Sırf üniversite bitirmiş olmak için,fen beynini sosyal' de,sosyal beynini fen'de yeme...Sanatçı ruhunu makine dişlilerine kaptırma. Zira benim de beynimi yiyiyorsun,sevmeden yaptığın işlerin sakat üretimleriyle...Rahatsız ediyor sun. Vaktimi çalıyorsun,sinirimi bozuyorsun yaşam da. Şahsi ve milli maliyetin çok büyük... Çünkü beyinsel ve ruhsal enerjini yerinde kullanamayınca ne kendine ne topluma faydalı olabiliyorsun. Bir anlamda ölüyorsun... "Var"olmuyor,mevcut oluyorsun...Sayımdan sayıma işe yarıyorsun. Nasıl ki komşundan kaçak kabloyla elektrik çaldığında faturası ona geliyor da,ödediği bedele rağmen eksik enerji tüketiyorsa öyle oluyor işte... Milli servetten çalıyorsun... Senin beynine ihtiyacım var... "Var"ol... Allahaşkına "var" ol...Mevcut olma. Çünkü "var"olabilmiş toplumlar arasın da "var" olmamız gerek... El öpen toplum olmak istemiyorum...El öptürmek ise belki gurur verici ama insanca değil. Onurlu ve "Ben de"var"ım"diyerek el sıkışmak istiyorum, evrensel platformlarda... Bu da sana bağlı... Enerjini kullanmana,yönlendirmene bağlı...Mesleğin iki paslı çiviyle tabelalarda kalmasın... Üç kuruş para kazanmak için neşterini,dolma kalem gibi yanında taşıma...Hukuk'u satma. Çimen toyu çalma.Yaptığın iş gururun olsun. İki şiir,beş yazı,yazar olacaksın,şair olacaksın!... İki nutuk üç palavra,politikacı olacaksın!..Hep tokat, hep üçkağıt hep yalan,hep dümen,iş adamı olacaksın!. Yok öyle yağma... Evrensel olacaksın evrensel... "Kaç kişi olur evrensel?...Saçmalama" değil. Ben de zaten herkez evrensel olmalı demiyorum. -Ya ne halt edek ?... Herkez işini doğru yapsa,enerjisini "var"olmaya dönük kullanabilse yeter... Öbürküler-hani şu"var" olanlar-onlar zaten erişik,karışık bir şeyler...Onlarla aşık atma. "Var"lar toplumunun lidere de ihtiyacı kalmaz... Kurtarıcılar da aramaz... Arasından çıkmış evrensel beyinlerini de,gururla ölümsüzler albümlerine katar... Hala daha,şu sade yazının içinde bile,Yunus EMRE ismi geçecekse MEZARININ YERİ BİLE BELLİ OLMAYAN BİR ADAM, YAŞAMDA "VAR" OLMUŞ DEMEKTİR. Belki de"Var"olup olmadığının farkında bile olmadan nasıl "Var"olunduğunu formüle edivermiş bizlere özetle: "HAM"İDİK,PİŞTİK ELHAMDÜLİLALLAH" Piştin,piştin ama nasıl piştin...Hangi cehennemleri aştın da geldin.Kaç cehennem zebanisinin tırnaklarında kaldı etlerin Yunus baba?. Hem "var"olup,hem de "nur"olmak... İşte senin gibiler için ancak...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |