KESİF BİR KAN KOKUSU YAYILMIŞ TOPRAĞA
boş bir sinema salonu gibiydi yaşantımız;
kırk bir bin kere de olsa yine aynı filmi oynayan
oyun mutsuz, oyuncu mutsuz, perde mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
fahişelerin de sevdası mı olur hiç demeyin sakın!
demeyin sakın görmedik gözlerinin dibini, suyunu
alan mutsuz, satan mutsuz, satılan mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
soğuk suya hiç dayanamaz, kısılmış sesi yine şehrin
yine kaldırımlar buz kesmiş, titrek evlerin lambaları
sokak mutusuz, evler mutsuz, ahali mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
Değerli Selme Çergel eleştirilerinizi dörtgözle bekleyeceğim sevgilerimle Akın Arslan
bana bir yabancı tercüme et ne olur;
anlam kargaşası yaratmadan,sade,su gibi
akan mutsuz, yabancı mutsuz, tercuman mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
tuvaline akmış ressamındır renkli olan herşey,
renkli olan herşey siyah, beyaz ve bir darbe de gri
renkler mutsuz,ressam mutsuz,sanat mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
zifiri karanlıkta kaybolmuşa sor, küçük mum alevini;
korkunun umuda sarılış hikayesidir belki de
karanlık mutsuz, alev mutsuz, kayıp mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
sonunda bu da tükendi, bitti yaşam gibi
en acımasız oldu bittilere vakit bırakmadan
zaman mutsuz,ölen mutsuz,kalan mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa
bir kere de anlam beklemeyin yazılandan ne olur!
yapmacıksız sevişsin içimle sözcüklerim bu gece
harfler mutsuz, yazan mutsuz, okuyan mutsuz...
kesif bir kan kokusu yayılmış toprağa.
]