Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Başlamak , işin en zor yanıdır. Başlamak için bilmek gerekir, anlatacağın konuyu anlatabilmek, zorun zorudur .Karşınızdaki kişi ile ayni dili konuşamıyorsanız çabalarınız boşa gidecektir.”Türkçe konuşuyorum her halde anlarlar” diyorsanız, en azından iyimsersiniz, anlatmak bu kadar kolay olsa herkes birbirini daha iyi anlardı. . (Sözün ruhu ,sözün özü)vardır , bu ruh veya öz nerede? En kısa yoldan anlatmak öze ulaşmakta yeterlimidir? Bu sorulara cevap bulmadan yazamazsınız, tabi ki yazarsınız ama anlayanlar az olur. Bence, bu soruların yanıtı doğru bildiklerini, eğilip bükülmeden yazmaktır. Aşık, aşkına olan bağlılığınca aşıktır, yazar, doğru bildiğini yazarsa , yazardır. Başı ağrımayan yazar olamaz! Düşünmek, ama başkalarını, söylemek ama doğruları. Aydın olmak için bilmek yetmez, başkalarının derdi ile ağlayan bir yürek gereklidir. Haydi bakalım yolun ve zihnin açık olsun. Dediğince yaz, duyduğunca yaz, yüreğinin sesini dinlet aleme, dinletebilirsen! Havada uçan kuşu düşün , uçurumun kenarında otlayan keçiyi unutma. Soğuk ve ıslak bir günde, altı delik ayakkabısından, önünü ilikleyemediği ceketinden utanan öğrenci genci de, elli fakirin doyacağı parayı şarkıcıların başına saçanları da unutma, düşün. Senin işin bu! Eğer yazacağım diyorsan, haklıları ve haksızlıkları yazmayı unutma! İnsan olarak doğmak, insan olmak için yetmeyecektir. İnsanı, hayvanlardan farklı kılan bazı özelliklere sahip olmasıdır.Haksızlıklara karşı duyarlı olması, güçlü olduğu halde hakkından fazlasını talep etmeme, yani adalet duygusuna sahip olmasıdır. İnsanda hayvani dürtüler her zaman güçlü olacaktır, adalet duygusunu yitirmeden, bu hayvani isteklere direnebildiğimizce insanız. Bu özelliklere sahip olan insan, bulundukları ortamda diğer insanlardan saygı görecektir. toplumlar, kural dışı olan kişileri dışlama eğilimleri taşırlar. Toplumla uyuşmak adına, bir takım kurallara uymakla kendinizi zorunlu hissetmeniz, toplum düzenine bile, haksız bir uygulama varsa, adalet ve insana saygı gereği karşı koyan insandan, sizi daha az saygın yapar. Fert olarak insan, kendi yanlışları için bile direnebilen, onurlu bir birey olabildiğince daha fazla insandır. İnsan öğrenebilen, şüphe eden, soru soran, cevapları arayan, cevap veremediği soruları, iman ederek cevaplandıran bir harika varlıktır. Bu yeteneklere sahip oluşu, sahiplendiğimiz muhteşem bir medeniyetle kanıtlanmaktadır. Toplumda saygınlığın yollarını bulan insan, kendine olan saygısını asla yitirmemelidir. Toplumun değer yargılarıyla birebir uyuşmasa da, her ferdin kendi doğrularını savunması gerçekliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Her söylenene inanılsa idi doğrular gün yüzüne çıkmaktan hala utanır olacaklardı. İnsan olmak istersen , önce kendini tanımalısın. Bilmek için öğrenmeyi, öğrenmek için soru sormayı, şüpheci olmayı öğrenmelisin. Sorulara kendi cevaplarını verdiğince mutlu olacak, cevaplayamadığın sorular, beynine yük olarak mutsuzluğuna neden olacaktır.Bildiğince olgunlaşacak düşünceler, ferdi olgunlaştıracaktır. Kişiliğin oluşması insanın insan oluşundan gayrı nedir? İnsan, insan olmalı, kendi doğruları olmalı, başkalarının düşüncelerine, eğer inanmıyorsa tabi olmamalıdır. Kısaca, kişi kendi olmalı, her kalıba dolmamalıdır. Doğruyu bulmak zordur, doğruyu söylemek daha zordur. İnsanın meyilli yanı yalana dönüktür, dik durabilmek, yalandan uzak durmakla mümkündür.Yalancıların söylediği, safların inandığı bir cümle,yalan pazarlamacılarının tekniklerinden biridir. ’Eğer birileri faydalanacaksa, sonucunda iyilik oluşacaksa yalan söylenebilir.” Doğruyu söylemek kişi veya kişilere zararlı olacaksa, doğrunun bilinmesinden başkaları zarar görmeyecekse, susmak en akıllıca yol olmalıdır. Susmayı bilmeyenler en çok yalan söyleyenlerdir. Söylediği yalandan rahatsız olmayan yalancı yoktur. Bu sözlere inanıp inanmamakta serbestsiniz, bende, yalancının birinden duydum! Yalanının ortaya çıkmasından korkmayan yalancı yoktur. Bu korkudur ki, çoğu kez doğrunun ortaya çıkmasına yardımcıdır. Çoğumuzun, farkında olmadan yaptığı yanlışlıklar, yalanın ilk adımlarıdır. Beşerin şaşar olmasıyla teselli olanların, müstakbel yalancı olmadıklarını kim söyleyebilir? Önce kendimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz, yanlışlıkla, şakayla, muziplik uğruna yalancılığı göze almamalıyız. Yalansız bir dünyanın ne kadar sıkıcı olacağının farkında olarak ifade etmek isterim; Gerçekler sahip olduklarımızdır, yalanlarsa bize ait olmayanların toplamıdır. İnsan elindekilerle, mevcut imkanlarıyla mutlu olabilmelidir. Mutluluğu hedefleyenlerin yalan ve yalancılarla birlikte olması, akılcı değildir. Eğitim düzeyi, sosyal yaşamı ne olursa olsun, insan kendisine saygısından fedakarlık yapıyorsa, insanlığını yitirmekte olduğunu bilmelidir. Bu fedakarlığa zorlanıyorsa, o şahısa işkence yapılmaktadır. İnsan onurunun çiğnenmesi insanlık suçudur. Bu suçu işleyenlerin en geçerli metotları arasında, yalan ilk sıradadır. Bir kişiyi toplumdan uzaklaştırmak, sosyal çevresiyle uyumunu bozmakla mümkündür. Bu uyumu yalanla bozanlar, kişinin insanlık onurunu çiğneyen işkencecilerden başkası değildir. Herkes yalanın kötü olduğunu bilir. Bu önermeye Şeytan bile katılır.Oysa herkes bilir ; Yalanla şeytan ikizdir. Çok sözde, çokça yalan olması doğaldır. Başkalarına nasihat etmek haddimiz değildir, söylediklerim yazarak düşünmektir. Bu yalana bile inanmak sizlerin insan sevginizin göstergesidir. Siz yinede inanmayın, iltifatlar karşılıksız değildir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Leventoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |