Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Hele seni hiç.. Ben en çok, bizi sevdim... Bütün þiirlerimi sana yazmýþým görmeden. Nerden bilecektim ki, nerden bilecektin ki ben bile bilmezken. Kalbimin güneyi, yaðmur çiçeðim, kelimelerin rüzgarýna kapýlýyor yüreðim. Nerden bilecektin ki, nerden bilecektim ki seni böyle seveceðim. Kalp gözü, iksir, safir ve týlsým ve belki de biraz þiir yeter mi dersin, bu sevgiyi toprak altýndan çýkarmaya. Þarabi iklimlerden kaçýrýlmýþ çocukluðumu sana rehin býrakýyorum. Karþýlýðýnda gözyaþlarýný dolduruyorum matarama. Kadife tenlim, sen de bilirsin ya; sevdiðin kadar sevilmezsin ve bunun aþkýn sonunu getireceðini bilmezsin. Þimdi gel de, yaþadýðýmýz asra inat tüketmeyelim sevdayý. Tüketmezsek, belki gitmezsin... Kaç kelime çöpe atýldý, kaç fotoðraf ateþte yakýldý. Ve kim bilir kaç aþk gerçekten hak edene ulaþtý. Aþk dediðimiz hileli bir zar. Oyun bittiðinde kim kime, hangi gözle, nasýl edecek nazar. Muska dillim, alnýmdaki mührünle tarihin tüm kilitlerini kýrarak geldim. Dokunulmamýþ ormanlarýmý, sürülmemiþ topraklarýmý, içilmemiþ pýnarlarýmý sana verdim. Ve sadece ruhumu istedim. Hani o sakladýðým, yaralanmayan, parçalanmayan, aþýk olabilen ruhumu... Dikine yüzdüðümde, çamurlu þelalelerin kaynaðýný görmek istedim. Boðulmak istedim belki de içinde, o tertemiz berrak gözlerinin. Sana yaralý bir yürek vaat ediyorum þimdi, yanýnda ömrümü. Unutulmuþ sözcükler, kayýp kentler, saplanmýþ býçaklar ve hep ikinciliklerle dolu ömrümü... Biraz gülüþünü istiyorum, biraz da acýyla piþmiþ tenini. Unutmak istediðin anýlarý, gözyaþlarýný ve korkularýný saklamaya geldim. Sevgiyi tanrý, dürüstlüðü din bildim. Ne tanrýmý ne dinimi deðiþtirdim. Gözlerim neþter oldu yardý geceyi. Artýk ölçü tutmuyor þiirim baþak kokulum, Kýzýldeniz saçlarýný ikiye ayýrdýðýndan beri... Sana seninle geldim. Yüzünün aynasý, bilincinin daðýlmasý kadar sendim. Hafýzamdaki tüm harfler eridi. Sanki kýyamet koptu da bir ben ölmedim. Tek bir kibritle kundakladým benliðimi, geride býraktýðým sentetik limanlara bir daha dönmemek için. Uçurumlar kadar derindi geçmiþim, ama ben seninle düþmeden yürümeyi öðrenmiþtim. Sýmsýký tutundum yapraklarýna ve sildim kervanlarýn izlerini gövdemin çöllerinden... Sana kor kadar sýcak, kumlar kadar daðýlmýþ ve bir o kadar yalnýz geldim. Öfke, ihanet ve gün batýmlarýndan, sevgi, þefkat ve yakamozlara geçtim. Seninleydim, sana alnýmda bin okla geldim... Uzun zaman alýr, kýsa bir aný canlandýrmak. Düþtüðünde, tutunacak bir yer bulamadýðýn pencere olur aþk aniden. Ayrýlýrsak kýrýk camlar býrakýrsýn kalbimde, biliyorum. Ve her atýþýnda kan olur içim. Ellerimi býraktýðýnda, anlamaktan korkuyorum bulunduðun yerin çok yüksek olduðunu... Derin, dar bir dehliz olurum bazen. Sana seslenirken, sesimin yankýsýnda yanar kaybolurum. Hayatým geçer seni arayarak, camlar batar ayaklarýma, ben yinede yalýnayak yürürüm geceleri. Diskolar ve barlar sokaðýndan geçerim siyah bir kentin. Martýlarýn aðzýnda balýk olurum, parçalanýr hiç olur, içimdeki seni kendimden önce vururum... Aðzýnda gül olaným. Bütün imlerimi senin için yaktýðýmda ve küllerini savurduðumda, þehirler sallandý, utandý bütün dünya. Ýçimdeki þairi yavaþ yavaþ tüketiyorum sana yazmakla... Her gece, bir öncekinden daha karanlýk þimdi. Siyah beyaz filmlerle geçen çocukluðumda, sarhoþ olduðum antik tiyatrolarýn soðuk taþlarýnda, ölümle tanýþtýrýldýðým yetim yurdu daðlarda, eve dönüþ heyecanýnda, gizli özleminde bir annenin, bir babanýn sýcaklýðýnda, hayatta kalma umudunda, fýrtýnalý her akþamda, yalnýzlýða isyanýmda, her korku anýmda sen varsýn þimdi... Buz kýracaðý ile parçalanan ruhumu arýyorum. Dört duvar bir oda içinde kül grisi özgürlük, kül gibi içime daðýlýyorum. Oysa yaralanmayan, yalan olmayan bir aþktý istediðim, yok oluþlarýn çoðulluðunda çoðaltabilmeliydi kendini... Þimdi sensizlik ölüm, þimdi sensizlik soðuk. Ama ay batmamýþ henüz üzerimizde, suya deðmemiþ ayaklarýmýz hiç. Acý dolu rüzgarlar gibi esen, sen, sen, sen, sen... Dört kez yazdým adýný, kalbimin kutsal tapýnaðýnýn kapýsýna, silinmesin diye. Dört kez çaðýr beni geleyim. Bir kývýlcým, bir titreme gibiydin içimde, bir alýþkanlýk. Bir anlýk. Kadýným. Hiç bulamadýðým anlamýsýn hayatýmýn... M.Evrensel BÝLGÝN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Murat Evrensel Bilgin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |