..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > BELGİN ERYAVUZ




27 Temmuz 2005
Kaderini Kendin Çiz!  
BELGİN ERYAVUZ
...Şu anda yepyeni bir yol ayırımında olabilirsiniz. İçiniz kıpır kıpır, hafif bir endişe zaman zaman içinizi doldursa da, heyecanla ve cesaretle karar vermeyi bekliyorsunuz. Terazinizin bir kefesine kaybedeceklerinizi koydunuz, diğer kefesine ise sadece


:BFIA:
Doğarken elimize tutuşturulan boş film kareleri, yaşantımızı sarıveren acı tatlı tüm olayların üzerimizdeki etkisiyle renklenip, ileride hatırlayacağımız güzellikler halini
Almaya başlayıncaya kadar biz fark etmeden doluverir. Yaşantımızın sonlarına yaklaştığımızda ise birer film şeridi gibi gözlerimizin önünden akarlar, buna bazen hüznün gözyaşları, bazen acı özlemler, bazen pişmanlıklar, bazen de unutulmaz mutluluklar eşlik eder.
Her yeni yol ayırımı ve verdiğimiz, vermek zorunda olduğumuz yepyeni kararlar…İşte kaderimiz yada bir başka deyişle alınyazımız. Peki tüm yaşadıklarımızda, acı tatlı tüm olaylarda bizim hiç mi rolümüz, hiç mi katkımız yok dersiniz? Gerçekten de herkes kaderini mi yaşar sadece? Bence hayır. Sadece kadere, sadece alınyazısına inanmak, ona boyun eğmek olmaz. Çünkü bir yere kadar olaylar sizi alıp sürüklese de,bir köşe başında karar vermek zorunda olan yine sizlersiniz. Kendi iç sesiniz, hisleriniz ve mantığınız. Bir şekilde sağa yada sola gitmek, giderken diğer yoldaki tüm olasılıkları elinizin tersi ile itmek zorundasınız, hem de seçtiğiniz yolun size neler getireceğini bilmeden, bilemeden. Seçtiğiniz yol belki sizi bulutlarla kavuşturacak kadar size yakın olacak, belki de “keşke” nin o dayanılmaz kıskacı arasında bırakacak.
Ama başınıza gelen ve gelecek olan her ne ise tüm yaşamınızdan sadece siz sorumlusunuz. Hatalar, keşkeler…elbetteki olacak. Önemli olan onlardan ders çıkarıp
bir sonraki yol ayırımında kendi lehinize kullanabilmek. Öyle değerler vardır ki, bunlar gerçekten de bizim seçimimizle ilgili değildir. Doğduğumuz şehir, ailemiz, sosyal statümüz bunlar bize doğarken verilen ilk değerlerdir. Kendi kendimize yetecek yaşa gelene kadar yaşadıklarımızda öyle. Ama ya sonrası…Yani yol ayırımlarında karar verecek durumda olduğumuz andan itibaren her şeyin sorumluluğunu üstlenmiş oluyoruz. Hayatımızı yaşamak adına. Bize verilen boş kareleri doldururken; seçtiğimiz arkadaşlar, gittiğimiz okullar, mesleğimiz, hayat arkadaşlarımız, çalıştığımız işler…hepsi bize ait kararlarla örülüdür. Kendimizi yaşamın içinde ve onca kalabalıkta yapayalnız, bomboş hissederken, bir anda önümüze çıkan ve bizi yüreğimizden yakalayan insanları hayatımıza sokup sokmamakta yine bize ait karardır. Bazen iç sesimize kulak verip onlarla tüm güzellikleri yaşamak adına cesurca kararlar verir; bazen de var olan düzenimizi bozmamak adına mantığımızı devreye sokup bucak bucak kaçarız. Hiç umulmadık bir anda bir yerde karşılaşmamız kaderin bir cilvesi; onun devamı ise bizim kendi tercihimizle oluşan bir film karesidir sadece. Sonuçta ya derin bir pişmanlık yada güzel bir birliktelik ve yaşanan hoş anılar sizi bekliyor olacaktır.
Hayatımıza kılavuzluk eden işaretleri çözmeyi bilip, kendimize en güzel şekli ile yorumlamaya çalışmak…İşte işin esprisi burada sanırım. Ama hangi tercihi yapacak olursanız olun, cesaretiniz asla kaybetmeyin. Değişikliklerden, yeniliklerden kaçmayın. Hayatınızın süs çiçekleridir onlar. Kendiniz korumak adına kapalı bir kutu içinde yaşamak yerine hayatınızı renklendirin. Süs çiçeklerine de fırsat verin. O film karelerini en tatlı hatıralarla doldurmak, yolun sonuna geldiğinizde pişman olmamak için. Dolu dolu yaşayın, gökkuşağının her renginden kendinize yeni güzellikler keşfetmeyi öğrenin.
Kaderinizi güzelleştirmek içinde öncelikle olumlu düşünmeye çalışın ve yürekten inanın. Bir şeyi çok ister ve gerçekten inanırsanız hayalleriniz gerçekleştirebileceğinizi ise asla unutmayın.
Yaşam öyle kısa ki, ertelemeye gelmiyor, siz siz olun sakın yaşamı ertelemeyin. Hiçbir şeyin hayatta garantisi olmadığını da unutmayın.Yarın hiç olmayacakmış gibi dolu dolu
yaşayın hayatınızı. Bazen deli dolu, bazen dingin, ama yüreğinizin sesine ayak uydurarak ve her bir dakikasından zevk alarak.
Yatırımlarını daima mutluluk üzerine yapanlardan ve verdiği kararların arkasında cesaretle duranlardan olup, bunun keyfini sürün. Cesaretsizliğe köle olanlar gibi “keşke” lerin derin girdabında boğulmayı ise aklınıza dahi getirmeyin.
Şu anda yepyeni bir yol ayırımında olabilirsiniz. İçiniz kıpır kıpır, hafif bir endişe zaman zaman içinizi doldursa da, heyecanla ve cesaretle karar vermeyi bekliyorsunuz. Terazinizin bir kefesine kaybedeceklerinizi koydunuz, diğer kefesine ise sadece umutlarınızı. Mantığınız size engel olmaya çalışsa da iç sesiniz umutlarınıza sımsıkı bağlanmış durumda bırakmak istemiyor. Can Dündar’ın dediği gibi köprüleri yakmaya hazırsınız yeni köprüler kurabilmek için. Seçtiğiniz yolun her adımında görülmeye değer bir manzara, her köşesinde bir sürpriz, her dönemeçte unutulmaya yüz tutmuş duygular ve heyecanlar sizi bekliyor biliyorsunuz, hissediyorsunuz.
Şu anda hayatı geriye bakıp anlamayabilmeyi değil, ileriye doğru alabildiğince yaşamayı istiyorsunuz. İşte kaderiniz ellerinizde, haydı artık ne duruyorsunuz?
Sevgiyle kalın…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Son Durak Huzurevi (Mi?)
Engellere Çarpa Çarpa…
Kadınsan Hem De...
Kayıp Kimlikler!
Neden Bu Kadar Duyarsız Olduk?
Bana Yalan Söyleme! Beyaz Olsa Bile…
Bir Serginin Ardındaki Duygu Seli
Seninde Hayalin Olsun...
Doktorum Beni Anlamıyor
Kıskançlığın Soğuk Nefesi Ensenizde Mi?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi ve Pozitif Enerjinin Gücü
İlişkiler Düğüm Olmuş Çözülmüyor
An"ı Yakala, Çilek Tadındaysa Bırakma!
Bakıp da Görenlere, Görüp de Sevenlere!
Sır Dolu Papuçlar
Rengarenk Duygularda Yaşatmak Sevgiyi!
Özlemek!
Uzaklarda Bir Yerlerde...
İçimizdeki Unutma Sesi…
Unutmanın Acısı, Unutulmanın Sancısı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Seviyorum Diyebilmenin Güzelliği [Öykü]


BELGİN ERYAVUZ kimdir?

İçimde yaşadıklarımın, hissettiklerimin birebir yansıması,tıpkı denizin mavilikleri gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Okumayı çok seven birisi olduğum için,yazılarını okuduğum hemen tüm yazarlar.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © BELGİN ERYAVUZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.