Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
Bizim þehirden baþka þehir, bizim insanlardan baþka insan görmediðim zamanlarda evimizin penceresinden baktýðým kýzýl kayalýklar, bana uzaklarý, esrarengiz baþka bir dünyayý anlatan yabancýlýk çektiðim tek yerdi. Her þeyin fazla yakýn, her þeyin fazla bilindik olduðu küçük þehrimizden sýkýlýnca, içimdeki yaramazlýk yapma ve macera isteðimin en koyu ezgilerini duyarak týrmanýrdým akþamlarý bu manzaraya tek baþýma. Zaman dururdu benim için. Lakin çok geçmez , hava kararmaya baþladýkça belirsiz bir korku ve ürperti sarardý içimi. Þehre geri dönmek isterdim hemen. Koþa koþa inerdim aþaðýya. Ýnsan içine karýþýp bizim evin sokaðýnýn köþesinden döndüðümde içim rahatlardý. Korkuyla güven arasýnda yaþadýðým gelgit hoþuma giderdi. Sonralarý bizim þehir geliþti, kalabalýklaþtý. Ben de büyüdüm, baþka þehirler, nice manzaralar gördüm, farklý insanlar tanýdým. Ama kayalýklar ve seyir tepem hep uzak, hep yalnýz kaldý.Her fýrsatta týrmanmaya devam ettim ayný heyecanla. Üniversiteden mezun olduðum yýl, Ýstanbul’dan bizim þehre dönmüþtüm tatil için.Daha ilk günün akþamý seyir tepemin en sadýk seyircisi olarak yerimi almýþtým.Yabancýlýk deðildi bu sefer aradýðým. Aynýlýktý, tanýdýklýktý. Ýstanbul’un insan sillesinin içinde insanýn insana yabancýlýðý ve yalnýzlýðý ile karþýlaþtýrýnca buranýn ýssýz yalnýzlýðý en azýndan sebepli ve mantýklý. Kafamý uçurumdan yana verip sýrtüstü uzandým. Gökyüzü sardý her tarafýmý. Uçuyormuþum gibi hissettim bir an. Nerden bilebilirdim birazdan bu göz aldatmacasýnýn da ötesinde, gerçekten uçuyor olacaðým. Bir gölge beliriverdi yaný baþýmda. Hafif uzun saçlarý hafif uzun sakalýna karýþmýþ, topraktan çýkývermiþ gibi topraðýn üstünde duran ve gülümseyen esmer bir gölge. Neden gülümsüyordu? Tanýþýyor muyduk? Sözleþmiþ miydik burada buluþmak için? Hayýr. Ama yine de “sonunda geldin iþte” demek geldi içimden. Sarýlýp kulaðýna “çok bekledim seni” diye fýsýldamak geldi. Selamlaþtýk. Ýzin isteyip yanýma oturdu. Uzun, ince parmaklarý vardý ellerinin. Ýyi bir sanatçýnýn ellerinden çýkmýþ gibiydi yada usta bir sanatçýnýn elleri olabilirdi bunlar.”Uyumak için güzel bir yer seçmiþsiniz” dedi. “Yok…” Dedim. “Uyumuyordum” O sýrada çevremizde uçuþan bir kelebeði keþfetti , yakalayýp avucunun içine aldý uzun parmaklarýyla kafes yapýp bana gösterdi. Kelebeðin yükselip düþen kanatlarýný seyrettim. ”Renklere bak!” Benim avucuma býraktý kelebeði, ben de hafif açtým elimi kelebek kanat çýrpsýn parmaklarýmýn arasýnda diye. Ama hiç hareket olmadý. “Öldü mü yoksa?” Evet. Kelebek cansýz topraða düþtü elimden býrakýnca. Üzgün görünüyordum ki teselli etmeye çalýþtý beni. "Zaten hayatlarý çok kýsadýr." Cebinden çýkardýðý kibrit kutusunu boþalttý., kelebeði içine yerleþtirdi. Ben bir yaprak örttüm üstüne. Yanýmýzdaki cýlýz aðacýn hemen dibine gömdük. Aðacýn gövdesine kelebek þekli kazýdý o. Göz göze geldik.”Sen neden buradasýn peki? Uyumak için mi?” diye sordum öylesine. Kalkýp yamaca doðru ilerdi iþte o zaman. “Hayýr. Uçmaya geldim.” Korkutucu derinlikte uzanan uçuruma ve hemen ardýnda yükselen kahve kýzýl renkte,dalgalý bir denizi andýran manzaraya verdi sýrtýný. Kollarýný açýp býraktý kendini ama düþmedi! Þaþkýnlýkla etrafa bakýndým delirmediðimi ispatlayacak bir þahit bulmak için. Ilýk rüzgar kollarýnýn altýndan süzülüyor, saçlarýný dalgalandýrýyordu, küçük çaplý bir daire içerisinde, boþlukta dans eder gibi süzülüyordu iþte.. Þimdiye kadar hiç duymadýðým hoþ melodiler çalýnmaya baþladý kulaðýma, davetkar melodiler. Ve davetkar bakýþlarý tanýmadýðým sihirli arkadaþýmýn. Þeytaný bile kýskandýrabilecek , doðruyla yanlýþý, hayalle gerçeði birbirine karýþtýrabilecek, beni yakalayýp sarabilecek, kendisiyle birlikte boþluða çekecek güçte bakýþlar. Parmaklarýnýn yüzümde dolaþan ama dokunmayan sýcaklýðýnýn kýskacýnda kaldým ben de kelebek gibi. “Senin adýn ne?” diye sordum cevap alamadým. Adýný öðrenemedim. Onu tekrar göremedim…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gokce, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |