En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Yerdeki taþlarý özenle seçiyor gibiydi. Tek tek araþtýrýyor, en pürüzsüz olanlarýný bulmaya çalýþýyordu. Onu izleyen adam ise neden bu taþlarý topladýðýný bilmek istiyordu. Bu yüzden de çocuðun yanýna tereddüt etmeden yaklaþtý. Kýsa bir süre sonra da kalýn bir ses tonuyla sordu: ”Hey çocuk, neden o taþlarý topluyorsun?” Çocuk hiç cevap vermedi. Adam ise ýsrarlý davranýp tekrar sordu: ”Neden o taþlarý topluyorsun dedim sana?” Çocuk, oralý bile olmadý ve sanki bir sanat eserine bakarcasýna, taþlarýna bakmaya devam etti. Adam sinirlenmeye baþlamýþtý. Diðer iki kez söylediðinin tersine bu sefer nazik bir þekilde sormadý soruyu. ”Sana diyorum küçük piç, neden o taþlarý topluyorsun?” Çocuk karþýsýndaki adamdan ürkmüþ gibi gözükmüyordu. Adamýn yüzüne dahi bakmadý. Adam ise öfkeden kuduruyordu. Çocuðu kolundan kavradý ve havaya kaldýrdý. Çocuðun kolu, bu sert hareket karþýsýnda hemen morarýverdi. Adam baðýrýyordu: “Söyle çabuk, söyle! Deli etme beni.” Çocuðun kollarýnýn acýdýðý, yüzünden okunuyordu. Ancak yine de hiçbir kelime çýkmadý aðzýndan. Adam, çocuðu sarsmaya baþlamýþtý. Çocuðun avuçlarýnýn arasýndaki taþlar, bir bir yere düþmeye baþlamýþtý. En sonunda bu da sonuç vermeyince adam, çocuðu yere doðru fýrlattý. Çocuðun yere çarpmasý, vücudunda yaralarýn oluþmasýna neden olmuþtu. Yere çarpmasýyla çocuðun çelik gibi görünen sinirleri bir anda çözüldü ve aðlamaya baþladý. Ancak yine de aðzýndan bir kelime dahi çýkmamýþtý. Adam, kýzgýnlýktan yerdeki taþlarý tekmelerken, bir yandan da küfürler yaðdýrýyordu. Ani bir hareketle çocuða tokadý yapýþtýrýnca çocuðun aðlamasý þiddetlendi. Adam, kendinden geçmiþ gibiydi. Yere çömeldi ve gözlerindeki öfkeyle dolu bakýþlarýný ona yöneltti. ”Þimdi seninle anlaþalým istersen. Sen þu siktiðimin nedenini söyle, ben de senin aðzýna sýçmayayým.” Çocuðun aðlamasý bir an için hafifledi. Yüzündeki masum ifadeyi bozmadan çocuk, aðzýný açtý ve eliyle aðzýnýn içini iþaret etti. Adam, gördüðü görüntü karþýsýnda birazcýk afalladýktan sonra ayaða kalktý ve volta atmaya baþladý. Kendi kendine homurdanýyordu. ”Amýna koyduðumun piçi, dilsiz çýktý. Önceden iþaret etsene! Beni bu kadar öfkelendirmeye ne hakkýn var? Ama ben sana yapacaðýmý biliyorum.” Birkaç saniye sonra ise çocuðu ayaða kaldýrdý. “Söyle bakalým senin cinsiyetin ne, kýz mýsýn, erkek misin anlaþýlmýyor.” Adam çocuðun pantolonunu sývadý ve cinsel organýna baktý. Daha sonra ise yüzündeki karmaþýk ifadeyle: “Demek erkeksin. Olsun, bu önemli deðil.” Dedikten sonra çocuðu elinden tuttuðu gibi arabasýna bindirdi. Yaklaþýk yarým saat kadar süren bir araba yolculuðundan sonra, büyükçe bir eve geldiler. Evin içine girmeden önce, arka bahçeye doðru yöneldiler. Burada karþýlarýna çýkan ilk merdivenlerden bodrum katýna indiler. Çocuða, karþýdaki kapýyý göstererek, girmesini söyledi adam. Çocuk ise itiraz edemeden karþýdaki odaya giriverdi. *** Günler geçmeye baþlamýþtý. Karanlýk odada, çocuk korkulu anlar yaþarken, arada bir yemek ve su geliyordu. Yemekler, gayet lezzetliydi ama çocuðun içini kemiren bir soru vardý: “Bana ne yapacak bu adam?” Günlerden bir gün ise kapý sonunda açýlmýþtý. Ýçeriye sýzan keskin ýþýk, çocuðun gözlerini acýtýyordu. Odadan dýþarý çýktýðýnda bir sürü adamýn orada olduðu fark etti. Çeþitli ekipmanlar vardý etrafta ve odanýn tam köþesinde yerde bir yatak. Yataða doðru ýþýklar yöneltilmiþti. Onu döven adam, çocuða bakarak konuþmaya baþladý: “Þimdi bu amcalarýn dediklerini yapacaksýn tamam mý, yoksa senin için kötü olur anladýn mý?” Dedikten sonra adamýn yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Kameranýn baþýndaki adam, diðerlerine doðru sesleniyordu: “Ne zaman baþlýyoruz? Daha gideceðim çok çekim var.” Sandalyede oturan sarý saçlý ve göbekli adam ise çocuða seslendi: “Hadi caným þu yataða doðru git ve orada soyunmaya baþla.” Çocuk ne yapacaðýný bilmiyordu ama kaçacak kadar da cesareti yoktu. Yataðýn önüne gitti ve soyunmaya baþladý. En sonunda çýrýlçýplak bir þekilde adamlarýn önündeydi. Sarý saçlý adam, çocuða bakarak, diðerlerine bir þey fýsýldýyordu: “Pek de küçükmüþ. Dilsiz olmasý daha iyi, kimseye bir þey söyleyemez.” Çocuðun yanýna bir adam geldi ve o da soyunmaya baþladý. En sonunda yataða oturdu ve sarý saçlý adamýn komutu geldi: “Þimdi çocuk, sen aðabeyinin kamýþýný aðzýna alýp, yalayacaksýn.” Çocuk þaþkýna dönmüþtü. Ne yapabilirdi? *** Adam elindeki kaðýdý önündeki masaya doðru koyduktan sonra baðýrmaya baþladý: “Hangi hasta kiþi bu saçmalýðý yazdý? Çocuk pornosu mu izliyor bu sapýk?” Bir kadýn adamýn yanýna geldi ve cevap vermeye cesaret etti: “Efendim orasý, Cumali'nin masasý. Sanýrým o yazdý.” “Nerede bu adam?” “Aþaðýdaki büfede yemek yemeðe gitti sanýrým.” “Geldiðinde odama çaðýrýn. Çünkü maaþýna zam yapacaðým ve ona uzunca bir tatil ayarlayacaðým. O kadar uzun olacak ki, bir daha bu iþ yerinde çalýþamayacak!” Bu sinirle adam, masaya doðru bir yumruk savurdu. Yumruðun etkisiyle yere doðru taþlar düþmeye baþladý. Taþlarýn üzerinde ise çok küçük harflerle bir not yazýlmýþtý. “Bu taþlarý toplamaya baþladýðým ilk ve son gündü. Çünkü o gün, o adamla karþýlaþacaðýmý bilmiyordum.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Haktan Kaan Ýçel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |