annem "akııın hadi yemek hazıır!!" dedi.ağzımdaki sakızı sakızın içinden çıktığı kağıdın içine koydum.
"tamam annecim(anneme annecim derim!) geliyorum" dedim.elimi yıkadım.masaya oturdum.yemekte makarna
ve köfte vardı.bir de çorba.çorbayı sevmem ama yine de içtim çorbadan da azıcık.sonra gidip tabak değiştirdim.
içinde çorba içilmiş bir tabakta makarna yiyemem.tabağı anneme uzattım.annem biraz makarna ve köfte koyduktan sonra
"yeter mi?" dedi."yeter" dedim.biraz daha koydu "yeter" dememe rağmen.babam "bugün okulda ne yaptınız?" diye sordu.
"ders" dedim.yemeğimize devam ettik.bir anda midemde birşeyler olmaya başladı.sofraya istifra(neden istifra diyorum ki
basbaya kusacaktım) edeceğimi sanıp banyoya koştum.banyoya geldiğimde hiçbirşeyim kalmamıştı.biraz
bekledim.kusmadım.bir ses duydum klozetin içinden.sifonu çektim.ses kesilmedi.azıcık yaklaştım klozete.
"baksan da göremezsin çünkü görmek istemiyorsun" dedi biri."üstünüze işemeden gidin klozetimden" dedim.
"üstüme işeyemezsin çünkü çişin yok" dedi.aman allahımdı.nerden bilmişti çişim olmadığını.iyi bir tahmin
miydi sadece?"kimsin sen?" dedim."ben senden başkası değilim" dedi."sen neysen ben de oyum, tahmin et
sence ben kimim?".durdum.dururken düşünüyordum.birden hiçbirşey görmediğimi farkettim."neden her yer
karanlık?" dedim."zaman durdu" dedi."kimsin sen?" "benden ne istiyorsun?"."ben senin ruhunum..."."ne?
anlayamadım..sen benim içimde değilmiydin?"."unuttun mu ağaçtan düştüğün o günü..hani yukarda sana ait
birşeyler kalmıştı..işte o benim.."."ne?bu kadar kolay mı ruhun bedenden ayrılması?"."evet bu kadar kolay".
"peki benden ne istiyosun?"."benimle gelmeni"."nereye?"."bir soru daha sorma..sadece benimle gelecek
misin gelmeyecek misin?"."geleceğim" dedim şuursuzca.sonuçta o benim ruhumdu.ona güvenebilirdim.
"yarın kahvaltıdan sonra" dedi.gitti.
ertesi gün uzun bir kahvaltı ettim.kimseye veda etmedim.nası olsa ruhum zamanı durdururdu..sofrayı
toplarken kusacak gibi oldum.klozete koştum yine.sonra geçti.ruhum gelmişti."hadi" dedi."gidiyoruz.."
etraf karardı.olduğumuz yerden uzaklaşmaya başladık hızlıca.ruhumu görmüyordum ama hissediyordum.
çok hızlandık.ben gözlerimi kapattım nası olsa birşey görmüyordum."aç gözlerini" dedi ruhum.yavaş ama
kararlı bir şekilde açtım gözlerimi.eski evimizin bahçesindeydik.erik ağacını gördüm.yerde kanlar içinde
yatan bir çocuk gördüm.annemi gördüm.babamı gördüm.çocuk cesedinin yanında kendilerini yırtarcasına
ağlıyorlardı.usulca yanlarına yaklaştım.babamın omzuna dokundum.anneminkine de.farketmediler.çocuğa
baktım."!!!!!!!!bu beniiiiiiimmmmmmmmm!!!!!!!!!!" diye bağırdım.ruhum geldi yanıma."evet bu sensin.."."nedir
bu?şaka falan mı?" dedim."hayır" dedi ruhum."aslında benden ayrıldıktan sonra hiç yaşamadın..sen sadece
benim düşümsün.."."O YÜZDEN Mİ BU KADAR MUTLUYUM?!"(o yüzden mi hayat bu kadar silik insanlar
değersiz ayrıntılar önemsiz?...).
siz siz olun yüksek biyerlerden atlamayın ya da düşmeyin..(yüksek biyerlerden düşerken ya da atlarken sizden
bişeyin yukarda kaldığını hisseder misiniz?)