Belki binlerce, yüzbinlerce insanı katletti değil mi? O çok acımasız, o çok gururlu anlarında; bırakın anlamayı, dinlemeyi yada sevmeyi, şefkati, başka bir ihtimal daha olabileceğini bile düşünmemişti değil mi? Başka bir şekilde yaklaşabileceğini, başka bir tavırla hareket edebileceğini bile düşünmemişti O...
İnsanların aklına yerleştirdiği - yada genlerine yerleştirilen - korku çıtasıydı yalnızca, O'nu ve aldığı kararları öylesine erişilmez ve dokunulmaz kılan oysa. Ne gerçekte o bedende söndürülmez bir enerji birikmişti ne de ruhu bizimkilerden çok farklıydı. Yenilmez, ölümsüz ve başı göğe ermiş değildi. Yalnızca insanlardı O'nu öyle gören. Öyle kabul eden.
Tıpkı kanser yada kazaların - tüm olumsuzlukların belki de - asla başımıza gelmeyeceğine dair saf inancımız gibi herşey aslında. Iraklılar, bir çokları cahil ve eğitimsiz olan Iraklılar kendi akıllarında yaratmışlardı Saddam'ı. Belki bir çok insanın içinde barınan hırsı hayatının köşetaşları ile kesişmese bugün Amerikan askerlerinin torununa yada oğluna kötü muamele etmemesi için ağlayan, yalvaran yaşlı, zayıf bir Iraklı olarak, tarihin ve kayıtların ötesinde silik ve kendince anlamsız hayatının başrolünde olacaktı. Belki bir adaşının yada herhangi bir Baaslının Saddamlaşmasında aklında kabul ettiği değerlerle pay sahibi olacak, çocuklarını yada yakınlarını çok sinirli olduğu zamanlar dövmek dışında insanlık suçu işlememiş olacaktı.
Ama hayır O Saddam'dı. Bir başkası değil. Kötülükleri gördüğü zaman, yanlışları gördüğü zaman 'Nasıl olsa bana olmaz' diyerek sırasını bekleyenler suçlu değildi asla! Sinirli bir sabahında çok anlamsız ve saçma bir nedenden ötürü kendi askerlerinden birini ölüme gönderen Saddam'dı ve kendi arkadaşlarını ölüme yada zindana ve işkencelere taşıyan Cumhuriyet Muhafızları ise asla suçlu değildi.
Iraklılar asla suçlu değildi. Kendi hayatlarında vuramadıkları, kaçırdıkları her hedefi vuracak bu şahsı kutsarken, giyemedikleri her kıyafeti O'na giydirip, yiyemedikleri her yiyeceği O'na yedirip, yapamadıkları her şeyi, yaşayamadıkları her şeyi O'nun yaşantısında gerçekleştiren, bu yaşantıyı kutsayıp Saddam'ı dokunulmaz, yerel bir ilaha çeviren, sonra akıllarında oluşturdukları bu güce tapınan Iraklılar asla suçlu olamazdı.
Evet suçlu bu adam! Ve asılmalı. Hemde suçlu olduğu için değil, suçsuz bile olsa asılmalı. Bayat hayatlarımızın içinde her birimiz farklı görünen fakat toplamda aynılaşan hayallerle yaşarken, bu adam sizce hayal kurmuyor mu şu an? Vaktiyle kendine inanmış olan - veya öyle görünen - milletinin, vatandaşlarının bir sabah kendisini kurtarmasını ve 'hakettiği' saygıyı göstermelerini hayal etmiyor mu sizce? Her an böyle bir uyanışın, dirilişin, direnişin gerçekleşmeyişinin hayal kırıklığını yaşamıyor mu peki?
Canavar bile olsa haketmez bunu. Assınlar bu adamı, kurtarsınlar. Hem Bush efendinin sönük cinsel hayatı renklenir biraz, hem de insanlar kendi yarattıkları bu canavarın yine kendi istedikleri şekilde son bulmasını - şişirdiği balon patlayınca gülümseyen çocuklar gibi - alkışlar, herkes mutlu olur.