Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Aşka teslim yüreklere egemeniz bundan böyle. Kaçıncı ayrılık bu sonuna varamadığımız? Kaçıncı geldim deyip beni mutlu edişin? Kelimelerde arandı önce sorunların çözümleri. Dudaklardaymış meğer her birinin çıkışı. Sökülen kilitler oldu bir kez daha. Bir kez daha barışın tohumları çiçek verdi. Büyük bir orman besleniyor içimde. Kibritinle yok edebileceğin, sevginle coşturabileceğin. Mutluluk olsa gerek bu gülümseme kaynağı. Hırsın zaferi de olabilir tabi ki, ama senin için kin beslemeyeceğim kesin. Ayrılıklarımızın sonrası aşk ötesini yaşattı bana. Ben benden geçmiş sadece benden beklenenler için yaşayan biri olmuştum. Senden alabileceğim umut tükenik gözüyle bakarken… Boşuna dememişler ‘yarının ne getireceği hiç belli olmaz’ diye. Dün uğruna üzüldüğüm günlerin acısını çıkarmalıyım. El ele ve daima seninle. Yok, olmaz, bırakmam bir daha seni. Bu sefer sen geçsen bizden yolunu keserim. Ne gitmene izin veririm, ne gitmeme. Varanı olmasa da bu öykünün sonsuza dek yaşamalı. Yaşatmalı en güzel halini. Her kumrunun çifti olur ya işte senden ayrılınca yalnızlık kederine bürünürüm tıpkı kumru gibi. Tek kumru nasıl başı öne eğik durursa balkon betonlarında bende aşılmaz yalnızlığıma boyun bükerim. Tam kaybedenlere baş harflerimiz yazılıyordu ki yine geldin. Yine beni mutlu ettin. Korkma git demem onca karlı havalardan sonra. Ben seni de yaşadım, sensizliği de, sensiz senli günlerimi de. Alışkınım gidişlere, dönüşlere, terk edilmeye, terk etmeye. Yüreğimi kimse bu kadar acıtamadığı gibi, bu kadar da okşayamaz. Yastığını buldu uykum. Yorganım oldu huzurun. Gecenin karasına göz yumdu şarkılar ve gözlerim yatağıma yenik düştü. Uyuyabilmeyi özlemişim, yokluğunu düşünmeden uyuyabilmeyi ya da ‘ne yapmalı’ sorularını hane hane beynimden geçirmeden uyuyabilmeyi. Öylesine özlemişim ki yokluğunda her şeyi. En çok da seni özlemiş gibiyim sanki. Yokluğunla yemek yerken, su içerken, yatarken veyahut televizyon izlerken; varlığını geri aldım bir akşam vakti. Mahmur gözlerim inanamadı bir süre telefonda arayan numaranın senin numaran olduğuna, kulaklarım inanamadı telefonun ucundaki sesin senin sesinin olduğuna. Realite hiç bu kadar güldürmemişti beni. Dönüşü yok derken uzak kalamıyormuşsun meğer bana. İyi ki geldin, iyi ki yine geldin. 05 Mart 2006 Muğla
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ülkü Yıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |