Öykü

doğdum; doğ dediler diye, yaşıyorum; öyle emrettiler diye, bekliyorum; öl diyecekler diye...

yazı resim

sekiz yaşındaydım. mutfak masasının üzerine bi çay kaşığı koyup onu düşünceyle oynatmaya çalıştığımda. bunu bana kim söylemiş olabilir bilmiyorum. kim bu mahallede sekiz yaşında bi çocuğa bunun olabilirliğini söylemiş olabilir psikolojisini bozma pahasına. yada nerden izlemiş olabilirim ki. trt mi? ankara çocuk korosu nun reklam kara kuşağında.
hep bişiler aradım hayatımda. her zaman. dedim ki orjinal bi fikir bulmalıyım. orjinal bi fikir bulmalıyım(bu cümle joan nesh ten çalıntıdır(akıl oyunları : orjinal bi fikir bulmalıyım) hiç kimsenin bugüne kadar farketmediği bişi. geceleri saatlerce gökyüzünü izledim. yıldızları, gezegenleri,( ikisininde aynı olduğunu bende biliyorum. ama ''bikaç'' örnek verince, hayatımın sandığım kadar boş olmadığını sanıyorum.)evreni. parlak bi fikir gelmeliydi aklıma. çünkü ben bunun için yaratılmıştım. insanların bana ihtiyacı vardı. olmadı.
ölümsüzlüğün sırrını buldum : yetmedi
zaman makinasınıda :
ama oda yetmedi. çünkü kelime oyunlarından başka bişi değildi ikiside. bana daha sağlam bişi lazımdı. şöyle cuk diye oturmalıydım bi yerlerin baş köşesine. orjinal bişi bulmalıyım. hiç kimsenin bugüne kadar farketmediği.
şimdi şimdi anlıyorum. en azından, bulamasamda, artık neyi aradığımı biliyorum.
kendimi
insanların, bugüne kadar farketmediği bişi.
el feneri patlamış ruhuna turist bi yolcuyum karanlığımda. ne sürüldüğüm yer belli, ne süründüğüm yol. cevap anahtarı çalınmış sınav soruları ömür. bir yanlışın tüm doğruları götürdüğü. yolsuzluğun her yola yolluk yapıldığı; bi zaman dilimi: içinde bulunduğum karmaşanın altyapısı. anlaşılmaz bi yalnızlık antlaşması bu bedenin anne karnındaki cenin pozisyonu. porsiyonu sadakatsizlik doğuran aşk karmaşası. arada sırada takındığım tebessümün açıklaması aslında doğarken sana takılmış yüz görümlüğü. görünüre çıkmış yüzsüzlüğün götürdüğü; mutsuzluğun kim ağlattıya getirildiği. özü sözüne tezat bi kitabın, önsözünün son sözleri küçük dilimin büyüğüyle sevişmişliği.
göz çukurlarımdaki ağ tabakası, retinama örümcek algısı işlemekte. düşüncelerim encik misali. nerden neden geliyor bu insanlar ve nereye neden giderler, büyüyünce anlayacağım. ve neden gülerler bana. yirmi gün oldu, çakırdan kahveye geçeli. daha şimdiden karardı dünyam. aldım süt kokusunu. ağladım. meme verdiler. daha şimdiden bağladılar kollarımı. hedeflerimi kundakladılar. yandı yüreğim. ağladım, meme verdiler. babamı beklemiştim onunda beni beklediği kadar. özlem içimi kavurmuştu kanım yıkanırken. ayaklarının altında cennet olanı parçaladım; doğarken. kulağıma üflediler; adım oldu. ilk üflentim; o oldu. adımı babam koydu. yalaaaan. imamdı; benimle ilk konuşan. ömür.iki ezan arasıydı. mutluluk üç vakte kadar :.
şebek muamelesiyle büyüyecekti bu cenin. amcalarına gösterecekti pipisini. ve bunu marifet belleyip; sonraları ''az sonra'' zina denilecekti. söylenecek ne var ki güzel olan. dilsizliğimin sebebi bu... konuşamıyorum. anlamadıklarıma
konuş lan-dığımdan.

işkenceyle gelinir dünyaya,
çıkana ve çıkartana.
bi kaç tokat acısıyla açılır gözler,
gülmeden ağlatılır çocuk yüzler.
cennetim kabrim olsun isterim,
kabrim;bakire rahmi...

Başa Dön