..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat > Melika




20 Mart 2006
Bir Resim Dehasý Van Gogh  
Ay çiçekleri güneþe dönmeli

Melika


Gündüzleri güneþi, geceleri yýldýzlarý farkedenlere renklerde kaybolanlara


:FFBA:
Ýnsan her gün biraz müzik dinlemeli, biraz þiir okumalý, güzel bir resim görmelidir ki; dünyevi kaygýlar, Tanrý’nýn insan ruhuna aþýladýðý güzel duygunu silip yok etmesin.” Goethe
Þiir okumak, resimle buluþmak, ruhunuza hitap eden müzikleri dinlemek zamanla bir tutkuya döner. Günlük hayatýnýzdaki yaþam için gerekli ihtiyaçlarýnýzýn arasýna katýlýverirler. Bir sevda olup içinize düþüverir bu tutkular. Tutkular çoðu zaman elleriniz de zor sahip olunan duygulara döner. Zorlar, yorar insaný. Onlar þaha kalktýkça siz iplerini dizginlemeye çalýþýrsýnýz. Sonra artýk bu kader olur hayatýnýzda ve býrakýp sonunu görmek istersiniz. Þiirle dünyaya bakmak ya da resmin her fýrça darbesinde ki renklerin ve fýrçanýn kâh çeþitli yönlere salýnýþý ve de vuruþlarý hayatýnýza girdiyse ve de buluþtuðunuz da size ait bir þeyler bulursanýz, hayatýn baþka bir penceresinden bakarsýnýz artýk hayata. Hayatýn uç noktalarýný yaþarsýnýz. Yaþadýðýnýz bu tutkular ya hayatýnýza hayat katar ya da hayatýnýzý götürür ellerinizden.
.Zaman gelir tanýmak istersiniz bu tutkularý yaþayan dehalarý ya da sanatçýlarý. Zaman zaman hayranlýk, zaman zaman derin bir ýzdýrapla ve de hayretle dona kalýrsýnýz. Yaþadýðý süre boyunca sekiz yüz kadar tablo ve dokuz yüz kadar desen yapan bir sanatçý düþünün. Ve yaþadýðý sürede sadece biri satýlýr. Bu eseri 1888’de yaptýðý “Kýrmýzý Üzüm Baðý” adlý eseridir. Ve ressam Vincent Van Gogh’dur. Sanatýnýn ilk yýllarýnda yaptýðý bazý eserlerini bir eskici almýþ çok ucuz fiyatlara satmýþ, satýlamayan resimlerlide yakmýþtýr. Hayatýnda kardeþi Theo’nun önemli bir yeri vardýr. Kardeþinin çabalarý ile yaþamýnýn son döneminde tablolarý sergilenmiþtir. Kardeþine yazdýðý mektuplar onun hayatýna ve duygularýna en yakýn tanýklýk eden belgelerdir. Ve 37 yaþýnda intihar ederek hayata veda ederken üzerinde bulunan, kardeþi Theo’ya yazýdýðý yarým kalmýþ son mektubunda “Ah eserlerim, yaþamýmý onlar için tehlikeye atýyorum.”der. Bazýlarýna göre, Van Gogh eserlerinin deðerlerinin yükselmesi ve kardeþine olan borcunu ödemek için ölümü seçmiþtir. Kardeþine göre ise “O yeryüzünde bulamadýðý huzura kavuþmuþtur.”Ama yine kadere bakýn ki,29 Temmuz 1890 Vincent ölür ve topraða verilir. Ve kardeþi Theo da ondan sonra büyük bir üzüntü yaþayýp, sadece altý ay yaþayýp 25 Ocak 1891’de yaþama veda eder.
Tablolarý on ayrý ülkede deki 25 büyük müze ve sanat galerisinde bulunan ressamýn tablolarý öldükten sonra deðer kazanmaya baþlamýþ, Avrupa sanat tarihinin en büyük ressamlarýndan biri sayýlmýþtýr. Son eseri ölümünden birkaç gün önce yaptýðý “Buðday Tarlasý ve Kargalar”(1890) tablosudur. Bu tablo kasvetli ve karanlýk olarak kabul edilse de, fýrtýnalý gökyüzünde uçuþan kargalarýn yanýnda buðday tarlasýnýn sarýsýnýn yaný sýra kýrmýzý ve yeþilin tonu dikkat çekicidir. Kardeþine yazdýðý bir mektubunda baþka bir tablosuyla ilgili þunlarý yazar:”Kýrmýzý ve yeþil aracýlýðla insanoðlunun aþýrý tutkularýný ifade etmeye çalýþtým. Kan kýrmýzý ve kirli sarý renkler taþýyan odanýn ortasýna da yeþil bir bilardo masasý var.” Diye anlatýr. Van Gogh’un kardeþine yazdýðý mektuplar 670 olduðu bilinir ve 1914’ten beri birçok kez yayýnlanýr. Resim sehpasýnýn ve hatta þapkasýnýn kenarlarýna mumlar dizerek gece açýk havada resim yaptýðý onunla ilgili anlatýlan bilgiler arasýnda göze çarpar. Þubat 1988’de taþýndýðý Arles ‘te gece manzaralarýný eserlerine yansýttý. V e yine gece vakti sehpasýný
meydana kurup yaptýðý resim için “güzel mavi, mor ve yeþil renkler dýþýnda siyah dahil baþka hiçbir renk içermeyen bir gece resmi” diye anlatýr.”Gece manzaralarý ve gece ortamýnýn özelliklerini gecenin gerçek karanlýðý içinde ve yerinde tuvale aktarma sorunu beni her taraftan kuþatmada” yazdýðý mektuplar arasýndadýr..Sýkýntý verici hayaller gördüðü zamanlarýn dýþýnda, yaptýðý resimleri yoðun duygu yoðunluðu görülür.Sarý ayçiçekleri onun en çok tanýnan eserleridir.Kardeþine yazdýðý mektuplarda ayçiçeklerini, kendinden bir parça olarak tanýmlar.Leylak ve süsen çiçeði konulu çalýþmalarý, mavi ve mor renklere olan düþkünlüðünü açýða çýkarýr.Japon tarzýndan benimsediði siyah çizgiler resimlerinde görülür. 1890 ‘da yaptýðý sarý vazodaki süsen çiçekleride, bu izlerin görüldüðü güzel örneklerindendir. Van Gogh ölümünden on yýl kadar önce kesin ressam olmaya karar veriri fakat bu sürede daha önce yaþadýðý hem aþkta hem din adamý olma yolundaki gayretlerinde karþýlaþtýðý talihsizlikler hiç peþini býrakmaz. Yoðun gayretlerine karþýn yapmak istediklerinde baþarýlý olamamak ve maddi yönden kardeþine baðýmlý kalmak sinirlerini yýpratmýþtýr.
Van Gogh 30 Mart 1853 yýlýnda Hollanda’da bir rahibin oðlu olarak dünyaya gelir. Küçük yaþlardan itibaren farklý bir kiþilik sergiliyordu. Yalnýzlýktan hoþlanýyor sadece kardeþine sesini çýkarmýyordu.16 yaþýnda amcasýnýn yanýnda bir resim galerisinde iþe baþladý ve resim dünyasý ile tanýþtý. Müzelerde ünlü eserleri saatlerce izlerdi.16 yaþ ve 26 yaþ arasý ressamýn dine karþý duyduðu ilginin artmasý ve din adamý olma yolunda gayretleri ile geçer. Bu arada öðretmenlik yapar anlaþamadýðý için o görevden ayrýlýr. Üniversiteye girmek için yoðun çaba gösterir, ama olmaz. Ýlk aþk hüsranlýðý bu dönemdedir. Din adamý olarak da istediklerine kavuþamaz, ailesi çok istemese de babasýnýn araya girmesiyle “Serbest Vaiz” unvanýyla bir kasabaya atanýr. Periþan insanlarýn yaþadýðý maden ocaklarýnýn olduðu bölgede yaþamaya baþlar.Buradaki insanlarýn durumundan etkilenip eþyalarýný daðýtýp, kendiside bir baraka da yaþamaya baþlar.Aldýðý az miktardaki maaþýný insanlara daðýtýyor, vaktini çoðunu hastalara kutsal kitaptan bölümler okuyarak geçiriyordu.Bu arada insanlarýn görünüþlerini karakter olarak çizmeye baþlar.1879 yýlýnda baþka bir kasabaya atandý.Buradaki saðlýksýz yaþamý, mektupla ailesine ailesine bildirilir.Oðlunu görmeye gelen babasý, bir deri bir kemik halindeki oðlunu basit bir ot minderinin üzerinde yatar bulur.Babasý gördüklerinden sonra oðlunun eve dönmesini ister.Ve böylece ressamýn misyonerlik hayatý sona erer.Görev yaptýðý sürede , kilisenin gönderdiði müfettiþ raporunda Van Gogh’un tutumu için “mistik bir çýlgýnlýk” olarak deðerlendirir.
Bu süreden sonra yavaþ yavaþ dinden uzaklaþýr. Resim sanatýna kendini vermeye baþlar. Bir ressamla tanýþmak için yola çýkar. Bir süre köy köy, kent kent dolaþýr. Sonra yine kendini tekrar aile ocaðýnda bulur. Kendini resme vermeye karar verir. Bu yönde umutlarý vardýr, birkaç huzurlu aydan sonra buhranlý günler baþlar. Avunmak için geldiði Etten’de(1881 Ocak) genç bir dul olan kuzenine âþýk olur, evlenme teklifi geri çevrilince korkunç krizler yoklamaya baþlar. Babasýyla bu konu yüzünden karþý karþýya gelirler. Ayný yýlýn Aralýk ayýnda Den Haad’a giderek, bazý ressamlarla çalýþmaya baþlar. Fakat bundan usanýr. Bir kriz sonucu dayýsýnýn atölyesindeki bütün sanat eserlerini parçalar. Bu arada yine kendini yýpratan bir maceranýn içinde bulur. Bir fahiþeyle yaþamaya baþlar. Fahiþeye ve fahiþenin yeni doðan çocuðuna bakabilmek için kapý kapý dolaþarak yaptýðý sulu boya resimleri satmaya çalýþýr. Babasýnýn yalvarmalarýna karþýn oradan ayrýlmaz. Ama sefalet ve manevi iþkenceler onu güçsüz býrakýr. Hastalanýr, kardeþinin araya girmesiyle oradan ayrýlýr. Ve bundan sonraki iki senesini babasýnýn rahiplik yaptýðý Nuanen þehrinde geçirir. Nuenen’de atölye olarak kullandýðý rahipler lojmanýnýn çamaþýrhanesin de köyden manzaralar yapýyordu ve “ahenkli” diye tanýmladýðý günlerin ardýndan yine talihsizlik yakasýna yapýþtý. Kendisine âþýk olan komþu kýzýnýn evlenme teklifini kabul etmesine karþýn kýzýn ailesinin izin vermemesi sonucu son aþk macerasý da böylece bitti.
Arkasýndan babasýný kaybetti. Garip mizacýndan dolayý burada yalnýz kaldý. Loþ atölyesinde tek baþýna çalýþýyor yüksek sesle nutuklar veriyordu. Bu dönemde yaptýðý resimler de köy hayatýndan manzaralar, natürmortlardý. Sosyal bir hava olsada sert çizgiler vardý. Kasvetli kopyalar yapmýþtý. Burada yaptýklarýndan en önemlilerinden biri Patates Yiyenlerdir. Buradan 1885 yýlýnda birkaç resim satmak için Anvers’a gider. Burasý ona biraz daha iyi gelir. Burada gezdiði antikacýlarda Japon baský resimleriyle karþýlaþýr. Daha sonralarý sayýsý dört yüze ulaþan bir kolleksiyon oluþturur, bu eserlerden... O sýralarda birçok sanatçýyý etkileyen Japon resimleri ressamý da etkiler. O Güney Fransa’yý ikinci bir Japonya olarak düþünmeye baþlar. Güneye yaptýðý bir yolculuk sýrasýnda þöyle yazar:”O kýþ Paris’ten Arles’e giderken ne kadar heyecanlandýðýmý hala hatýrlýyorum. Sonunda Japonya’ya mý geldik diye, nasýl da sürekli dýþarý bakýp duruyordum.”
Van Gogh 1886’dan 1888’e kadar, Paris’te kardeþiyle yaþadý. Burada çaðdaþ sanatçýlarla tanýþýp kendini kýyaslama fýrsatý buldu. Paris’te kaldýðý sürede 200’den fazla resim yapar.1886 yýlýnda hayran olduðu Gauguin ile tanýþýr. Paris’te kaldýðý süre boyunca tek resim satamaz. Hevesi kýrýlmaya baþlar sýk sýk açýk havada manzara resimleri çalýþýr. Kardeþinin sýrtýndan geçinmek aðýr gelir. Sonunda Arles’e taþýnýr. Burada geçirdiði on beþ ay sanatýnýn en önemli dönemidir. Bu þirin kasabada gece gündüz demeden çalýþýyordu. Kýsa zamanda duvarlarý pýrýl pýrýl resimlerle doldu. Burada renkler çok güzeldi. Tabiat renk güzelliði tuvallerine yansýyordu.”Deniz burada öylesine baþka ki, yeþil mi yoksa eflatun mu insan kestiremiyor, Akdeniz’i gördükten sonra renk konusunda hasis davranýlamayacaðýný kesin olarak anladým.”diyordu. Bütün mevsimleri yakalayarak resmini yapmaya çalýþýyordu. Gündüz sýcakla mücadele ediyor, gece þapkasýna dizdiði mumlarla gece manzaralarý yapýyordu.
1888 Ekim’ de dostu, Gauguin ressamýn yanýna gelir. Birlikte çalýþmaya ve ayný evi paylaþmaya baþlarlar. Fakat zaman geçtikçe görüþ ayrýlýklarý kendini göstermeye baþlar. Sýk sýk tartýþýrlar. Ýki ay beraber çalýþýrlar. Gauguin arkadaþýnýn yanýndan ayrýlmaya karar verir. Van Gogh tartýþma sonucu, usturayla arkadaþýný tehdit etsede kendi kulaðýný keser. Kulaðýný bir gazete kâðýdýna sarýp mahallede birisine verir. Ertesi günü yarý baygýn þeklinde Gauguin arkadaþýný kapýda baygýn þekilde bulur. Kendine gelince piposunu içer ve hiç karþý koymadan Saint-Paul hastanesine gider. Buradaki baþhekim, Van Gogh’u ilk keþfedenlerdendir, ayný zamanda ona çok acýmýþ ve sahip çýkmýþtýr. Evine döndüðü zaman Kesik Kulaklý Portre’yi yapar. Bu resim için kardeþine “yaþayan bir ölüye benziyorum” diye yazar.
Bundan resimlerinde boyalarý daha cüretli kullanmaya baþlar. Artýk fýrça yetmiyor, spatülle, parmaklarý ile yapýyor bazen boyayý beze sýkýp kullanýyordu. Çok geçmeden yine bir kriz geçirir. Komþularýn isteðiyle polis gerekli iþlemleri tamamlar 1889 yýlýnda Arles civarýndaki Saint-Remy akýl hastanesine götürülür. Burada çok iyi muamele görür.200’e yakýn tablo ve desenler yapar, sanatýnýn en verimli zamanlarý olur bu hastane. Ama geçirdiði üç büyük kriz bazen çalýþma gücünü engelliyordu. Hastaneden ayrýlýrken, hastane baþhekimi son raporunda þöyle yazmýþtýr. “Genelde sakin olan hasta, hastanede kaldýðý zaman içinde, süreleri bir haftayla bir ay arasýnda deðiþen bir dizi aðýr kriz geçirmiþtir. Bu krizler sýrasýnda büyük korkular endiþeler kaplamýþ, boya yeme ya da yardýmcý personelden çaldýðý gazyaðýný içme yoluyla kendini zehirleme giriþiminde bulunmuþtur. Hasta bu krizler dýþýnda kesinlikle sessiz ve kendisini tümüyle zehirleme giriþiminde bulunmuþtur Hasta bu krizler dýþýnda kesinlikle sessiz ve kendisini tümüyle resim yapmaya vermiþ bir haldedir.” Krizler sonrasý kapatýldýðý odasýnda bile resim yapmaya devam ediyordu.Ressam bu hastanede günlerini geçirirken kardeþi Teho’nun bir oðlu olur..Ve hayattayken satýlan ilk ve son tablosu Kara Üzümler adlý 400 Frank’a satýlýr.Kardeþi durumundan endiþe ettiði için yanýna gelmesini ister.Van Gogh büyük þehrin gürültüsüne dayanamayarak, Paris’te çok kalmayarak Auvers köyüne gitti.Auvers Hastanesi Baþhekimi onu hastaneye deðil,dýþarýda bir oda tutarak orada çalýþmasýný saðladý.
Burada yaptýðý çalýþmalarda da helezonlar, daireler dikkat çeker. Burada yine Dr.Gachet’in ve kendi portresini yapar. Haziran ayýnda kardeþinin gönderdiði harçlýk gelmeyince Paris’e gider. Fakat kardeþinin kapýsýný çalamaz. Çaresizlik içinde dolaþýr. Tarlalara çýkar ve son tablosu Buðday Tarlasýnda Kargalar adlý son eserini yapar. Artýk bu tablo onun yaþamla ölüm arasýndaki çizgisidir. Ýki gün sonra karga vurmak bahanesiyle ayný yere gidip kendini hedef aldý. Ama kurþun hedefini bulamadý. Kanlar içinde sürünerek eve döndü.(27 Temmuz 1890.)Dostu Dr.Gachet tarafýndan yarasý sarýlýr yataðýna yatýrýlýr. Kardeþine haber verilir.29 Temmuz 1890 gecesi ölür. Onun resimlerini seyrederken boðazýmý bir yaðlý boya kokusu yakýyor artýk. Resim kitaplarýnda karþýlaþtýðým, solgun bakýþlarýný anlayabiliyorum.
“Kafesteyim, bir kafesteyim ve ihtiyacým olan tek þey yanýmda aptallar! Ýsteyebileceðim her þeye sahibim! Ah sevgili Tanrým, özgürlük istiyorum, yani kuþlar gibi kuþ olmak istiyorum.”VINCENT VAN GOGH




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cemil Meriç'i Kelimelerle Anmak
Peyami Safa'dan Bahsetmek
Kenize Murat ve Kitaplarý
Ýran'lý Kadýn Þair Füruð Ferruhzad
Sevgili Süleyman Amca

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yeni Caminin Güvercinleri [Þiir]
Uyut Beni [Þiir]
Sen Giderken [Þiir]
Dostlar Uðurladýk [Þiir]
Ýnsan Yaþarken Hissetmeli [Þiir]
Sessizlik [Þiir]
Bir Akþamdý [Þiir]
Yamaç [Þiir]
Martýlar... [Þiir]
Soðuk Havalar [Þiir]


Melika kimdir?

Ýnsan ve doða sevgisini içimde hissetmem beni sanata ve edebiyata yöneltiyor; bunlarla bütünleþtiriyor. Bunlarý insanlarla paylaþmak ise en mutlu anlarým.

Etkilendiði Yazarlar:
Ümit Yaþar Oðuzcan


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Melika, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.