Bir deliyle aramda tek bir ayrým var. Ben deli deðilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
‘Roger Ackroyd Cinayeti’nde katil, -oyunun oyununu anýmsayýn- anlatýcýdan baþkasý deðildir. Anlatýcý bize yalnýzca görmemizde sakýnca olmayan ipuçlarýný sunmuþ ve diðerlerini saklamýþtýr. Bir diðer oyunun oyunu örneði olarak da ‘Doðu Ekspresinde Cinayet’i saymak mümkündür. Roman, okurunu, son bölümlere dek “Acaba katil kim?” sorusu çevresinde döndürdükten sonra birden “Acaba masum olan kim?” sorusuna yöneltir. Gerçekten de bir þüpheli dýþýnda herkes katildir. Agatha Christie romanlarýnýn üzerinde daha fazla durmak niyetinde deðilim; amacým bu oyuncu yazar/okur konusu yardýmýyla bir giriþ yapýp ilginç mi ilginç bir gerçeði sizlerle paylaþmaktýr. Þöyle ki; Bilindiði üzere Türkiye’de Christie’nin romanlarýnýn çevirilerini Altýn Yayýnlarý piyasaya sürmektedir. Yayýnevinin resmi sitesinde hangi kitabýn çevrilip hangisinin henüz dilimize kazandýrýlmadýðýný inceliyordum. Ýþte öykü burada baþlýyor. Sitenin formatý gereði yazarlar ve kitaplarý tanýtýlmýþ, ayrýca ilgili sayfalarda okur görüþlerine yer verilmiþ. Bu tip paylaþým ortamlarýnda okur/izleyici/müþteri görüþleri bazen gerçeði yansýtýr; kimi durumlardaysa medya tarafýndan kabul görülmüþ yorumlarý deðiþtirmeden yansýtýrlar ki bu tatsýz bir durumdur. Çünkü bu durumda konuþan/yorum yapan tüketici deðil üreticidir ve hiçbir üretici ürününü kötülemez. Örneðin pahalý Hollywood prodüksiyonlarý her zaman, þüphesiz, destandýrlar. Çok kaliteli olduklarý birkaç yayýn organýnda duyurulduktan sonra kabullenilir ve bir daha asla tartýþýlmaz. Kiþisel bir görüþ bu elbette, ancak ben þimdiye dek gerçekten tatsýz bulduðum ‘Yüzüklerin Efendisi’ serisi hakkýnda ufacýk da olsa kötü eleþtiri yapan izleyiciye rastlamadým. Romaný konu dýþý tutuyorum, çünkü filmin kötü oluþunun ilk sebebi, bence, romanýn müthiþ oluþu. Bunun karþýsýna Amerikan medyasýnda pek yer bulamadýðý için izleyicisinden baþkalarýnca yorumlanmamýþ bir filmi, Francis Veber’in ‘Salaklar Sofrasý’ný (Le Diner De Cons) koyalým. Popüler film veritabaný sitesi IMDb’de, Liv Tyler’ý gözümüze sokup durmanýn ötesinde romanýn kurgusuna hiçbir katký saðlayamamýþ, sinema dili açýsýndan vasatý aþamayan ilk film 200 bine yakýn seyirciden neredeyse tam not almýþ. Gelmiþ geçmiþ en baþarýlý kurgu örneklerinden biri olan ikinci filmiyse sadece 4 bin civarýnda kiþi oylamýþ. Notlar pek önemli deðil artýk; önemli olan 50 katlýk bir katýlým farký. Buradan þuna varýyoruz: Tüketici yorumu her zaman doðruyu göstermeyebilir. Ancak bu nereye kadar önemlidir? ‘Doðru’yu bulamadýðýnýz yerde baþarýlý bir komediye þahit olursanýz kaybýnýza üzülür müydünüz? Çok mu soyut konuþuyorum? Þimdi her þey anlaþýlýr olacak. Ne ki önce bir þeyi belirtmek isterim. Burada amacým tanýmadýðým bir þahsý küçük düþürmek deðil; zaten bu mümkün deðil. Mümkün olsaydý bile bundan elime hiçbir þey geçmezdi. Hatta bu yolla bir baþkasýný deðil, olsa olsa kendimi küçük düþürmüþ olurdum. Buradaysa sorun bu deðil, sorun bir tür paylaþým sorunu. Þimdi Altýn Yayýnlarý’nýn sitesine, Agatha Christie hakkýnda yapýlan okur yorumlarýna dönelim. Özetlemeye çalýþtýðým gibi yapýlan okur yorumlarýndan sevdiðim bir yazardan nefret etmeye ya da, tam tersine, sevmediðim ya da tanýmadýðým bir yazarý, durup dururken sevmeye baþlayacak deðilim. Sonuçta Migros’tan þeker almýyoruz; kitap okuyoruz. Ancak bu yorumlarda ilginizi çekecek bir þey var. Olay sadece birkaç isim çevresinde dönüyor. Ýlk izlenim, sanýrým, bunlarýn aslýnda okur deðil site/yayýnevi çalýþanlarý olacaðý yönündedir. Bir tür maliyeti düþük reklam çabasý… Ama hayýr, emin olun durum böyle deðil. Birkaç ‘Agatha Christie’ okuru (ve belki de birkaç ‘her yol chat’ genci) fikir alýþveriþi yapmaktalar. Ne ki bu fikir alýþverisi yer yer beklenmedik biçimlere dönüþebiliyor. Örneðin ‘Sýfýra Doðru’ adlý romanýn sayfasýnda þöyle bir yorumla karþýlaþýyorsunuz: (kitabý aldým ama daha okumadým.en kýsa zamanda okumayý düþünüyorum okuyan varsa nasýl bir kitap olduðunu yazabilirmi) (Olduðu gibi aktardým, hatalardan sorumlu deðilim. Bu sadece bir giriþ çabasý, olay henüz baþlamakta. Olayýn baþrolündeki okuyucunun adýný vermeyeyim, sonuçta bu kiþisel bir þey deðil, ayrýca zaten bu aktardýklarým herkesin ulaþabileceði bir sitede bulunmaktalar. Demek istediðim þu: Kimsenin ünlü olmadan önce çektirdiði fotoðraflarý basýna sýzdýrmýyorum. Yine de suçluluk duygusuna kapýlýyor insan, bu uzun açýklamalarý bu nedenle yapýyorum.) Þimdi, eðer þoku atlattýysanýz, -ki bu ufak bir þoktu, daha ciddilerine hazýr olun- olayý incelemeye baþlayabiliriz. Ýnsan böyle bir durum karþýsýnda, özellikle iþin içinde Agatha Christie de varsa, kendini kaybedip Poirot’yu oynamaya baþlayabiliyor. Ben de bir metin dosyasýna elde ettiðim verileri kaydettim, tarih sýralamasýna göre yeniden dizdim ve bir anlama varmaya çabaladým. Poirot’nun hakký Poirot’ya. Buradan bir anlam çýkarmak ne mümkün! Ýþte ilk ipucu: 2005’in Aralýk ayýndayýz, ve bu ilk yorum ayýn 6. günü, bir akþam vakti yazýlmýþ. Kitabýn adý ‘Üçüncü Kýz’ ve yorum ise þöyle: (Adýný ve konusunu beðendin en kýsa zamanda almayý düþünüyorum) Kitabýn adýný ve konusunu beðenen bir üçüncü þahýs ve yorumu yazan kiþi kitabý beðenene bir nüsha hediye mi edecek? Henüz bilemiyoruz. Gelelim ikinci ipucuna. Yirmi gün sonra yazýlan ikinci yorum ‘Dersimiz Cinayet’ adlý kitabýn tanýtýldýðý sayfada yer almakta: (AGATHA CHRISTENÝN KÝTAPLARINI TAKÝP EDÝYORDUM AMA HÝÇBÝRÝSÝNÝ OKUYAMAMIÞTIM EN KISA ZAMANDA OKUYACAÐIM) Bunu kardeþime okuduðumda ilk tepkisi gülmek olmuþtu, ve sakinleþtiðindeyse aðlýyordu. Bitmedi. Üçüncü mesaj iki gün sonrasýnýn tarihini taþýyor, yýlbaþýndan üç gün önce güzel bir akþam. Kitabýn baþlýðý ‘16:50 Treni’: (OKUMAYI ÝSTEDÝÐÝM KÝTAPLARDAN BÝRÝ OLDUÐUNA EMÝNÝM) Ýki gün önce yazýlan mesajda okurumuz henüz Agatha Christie okumamýþ fakat en kýsa zamanda okuma taahhütünü vermiþti. Son mesajýndaysa, nihayet, bir kitaba meylettiðini belirtti. Ancak… Aradan sadece ellidört dakika geçer… (HARÝKA VE FARKLI BÝR ARKADAÞIMDAN OKUMAK ÝÇÝN ALMIÞTIM MÜKEMMELLLLLLLLLLLLLLLLLLLL) [Fare Kapaný adlý kitap için yazýlan yorumdan.] Þimdi ipuçlarýný sýralayalým: 1- 22 gün önce müthiþ çýkýþýný yapan okur kitabýn adýný ve konusunu beðendiðini, en kýsa zamanda almayý planladýðýný açýklar. 2- Aradan 20 gün geçer. Okur, yazarýn kitaplarýný takip ettiðini (!!!) ancak henüz okumamýþ olduðunu, en kýsa zamanda, (Bu ikinci ‘en kýsa zamanda’! Birinci bölümü çok tutmuþ olacak ki devamýný çekmiþler.) okuyacaðýný bildirir. 3- 2 gün sonra okurumuz yeni çýkýþýný yapar ve bu kitabýn okumayý istediði kitaplardan birisi olduðuna emin olduðunu deklare eder. Buradan þuna varýyoruz. Henüz, aradan geçen 22 güne -ve üçüncü yoruma- raðmen okunmuþ bir tek kitap bile yoktur. 4- Öyle mi sanýyorsunuz? Oysa dördüncü yorumda, sadece 54 dakika sonra, ilk kitap bitirilmiþtir. Coþku dolu beyandan bunu anlýyoruz! Yoksa?.. Ýpucuna bir kez daha bakalým. (HARÝKA VE FARKLI BÝR ARKADAÞIMDAN OKUMAK ÝÇÝN ALMIÞTIM MÜKEMMELLLLLLLLLLLLLLLLLLLL) Yoksa mükemmel (+19L) olan kitap deðil de kitabý veren ‘harika ve farklý’ arkadaþ mý? Ýþler bir kez daha karýþtý. Yorumlara dönelim. Ertesi gün. Öðlen saatleri. Beþinci yorum. Kitabýn adý: Üç Perdelik Cinayet. (ÞAMPANYADAKÝ ZEHÝRLE AYNI KONU GÝBÝ ANLADIM AMA GÜZELE BENZÝYOR) Ýster istemez þu soruya varýyoruz: Sonunda Bir Agatha Christie okundu mu? Ben öyle olduðunu umuyorum. Çünkü en azýndan bir kitabýn öyküsü bir baþkasýnýnkine benzetiliyor. Gerçi zehir kullanýlmasý dýþýnda iki kitabýn ortak yönü yok. Ve zehir Agatha Christie romanlarýnda sýklýkla kullanýlan bir silah… Buldum, evet. Ýki kitabýn ortak yönünü buldum. Ýki kitap Altýn Yayýnlarýnýn sitesindeki A.C. listesinde ardarda yer alýyor! Cevap bu olabilir, evet! Geldik altýncý yoruma. Aradan üç gün geçmiþ. Bir gece önce yeni yýlý kutlayan genç bünyeler alkol yorgunluðu içerisinde uyanýklýkla uyku arasýnda, plazma halinde yaþamaktalar. Ancak sadýk A.C. okuru iþbaþýnda. Yeniyýlýn ilk akþamüstü, ‘Acý Kahve’ adlý roman güzel bir yorum kazanýyor: (ALTIN KÝTAPLARIN EN GÜZEL A.G ROMANI BU HERHALDE) Bir önceki yorumda bir Agatha Christie okunup okunmadýðý bile belirsizken bugün karþýmýzda bir Altýn-Yayýnlarý-Agatha-Christie-Uzmaný var. Ne mutlu bize! (A.G.’ye ise daha sonra döneceðim.) Þimdi de son yorumu verelim. Ertesi günün akþamý. Kitabýn adý ‘Baðdat’a Geldiler’. (HARÝKAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA MÜTHÝÞ ZÜPER) [a’lar metnin orijinalindeki halleriyle býrakýlmýþlardýr.] Ne diyeceðimi bilemiyor ve bir þey dememe hakkýmý kullanýyorum. Ancak görevin tamamlanmasý için bir önceki yorumun bir ayrýntýsýna dönmem gerekiyor. A.G. Evet, dikkatinizi çekmiþtir herhalde. (Hayýr, Anýl Gökpek deðil, Agatha Christie.) Ama Agatha Christie’nin kýsaltmasý A.C. olmalýydý. O halde bu okur Agatha Ghristie adýnda bir baþka yazardan bahsediyor! Ýnanmýyorsunuz deðil mi? O halde ‘Cinayet Alfabesi’ adlý kitaba yorum yazan bir baþka deðerli okurun sözlerine bakalým: (muhteþem bir a.g. klasiði...) Ýnanmamýþtýnýz deðil mi? Þimdi de ‘Noel’de Cinayet’ adlý kitabýn yorumuna bir kulak verin: (sonunu asla tahmin edemeyeceðiniz bir a. g. romaný daha...) Bunlarý uydurmuþ olmayý nasýl da isterdim. Müthiþ bir kurgu örneði olurdu. Çünkü en gerçekçi kurgu gerçekle uzaktan yakýndan ilgisi olmayan kurgudur. Ne ki bunlar gerçek! Üzgünüm. Asýl neye üzülüyorum biliyor musunuz? Agatha Ghristie’yi bizim Dame Christie sandým ve Poirot rolüne soyundum. Aptal bir ‘g’ yüzünden detektifçilik oynamaya koyuldum. Yine de yorum yapan tüm deðerli okurlara, bu yazýya katkýlarýndan dolayý teþekkürü bir borç bilirim. Ne ki en güzel yorumu bir baþkasý yapmýþtý. Onu da anmadan geçmek istemem: (güzeldi) [‘Ýskemlede Beþ Ceset’e yazýlan yorum.]
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Anýl Gökpek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |