Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Baharanda baran gibi düştün gönül çemenime… ruşen-i muhabbet eyleyince suzan oldum seninle… derun-i didede canım… cananım… işve vü nazım dedim… nezaketle derlenirken sancılarımsın dedim… kalbin özge yurdunda biteviye aramakla bulunmazlarımsın dedim… Düşlediğim gülistan-ı letafette seyran ile temaşa etse yar bana… ve dese ki gül-i ra’na vereyim sana… en özge yurdumda varlığınla var olayım… kalbimin dehlizlerinde saklayıp… beynimin girdaplarında hemhal olayım… olayım ki iki kaşının arası… benim olsun yol edindiğim küyun-i yar kalası… sağ ve sol didesinden yakamozların kamaştırırken gözlerimi… ummanında kaybolup… uzakları yakın edende bulayım düşlerimi… Sonrası yokluğuna istersen bitir bitirebilirsen beni… nuruna sarıldığım düşlerin eteğinden… vazgeçemediğimsin senden… vazgeçilemezimsin körpe kalbimden… canda can bildiğim sensin… aşkın ile olmuşken divane deli… elisa çöllerine düştüm de mecnun gibi… beşerden çıktım da yola… yanlış yoldan çevirdin beni… ruhuma üflediğin ol hakikatte buldum seni… Söz bir kez çıkınca dilden… dil bire bağlandı bir kere her zerreden… her elementte sensin aradığım dedi… dilden kalbe giderken sözler elife… yol verdi elif de… be de… te de… se de… asırlarca aradığım elifdi… aşkına suzan olduğum pay ve paydada birdi… çöllerinde susadığım mecnun misali… arayıp da bulamadığım aşık-ı şuri idi… ummanda kaybolduğum dırahşan-ı dide idi… ak pak alınlı yüzlerin pesendidesiydi… bütün bilinen birlerin ilkiydi… ilklerin biriydi… letafetine ram olmuşken şimdi… de hadi gönlüm bitir bitirebilirsen bende ki biri… de hadi gönlüm bitir bitirebilirsen içimdeki elifi… … Yeryüzü sana hayran ile gelip geçti ser ta ser gül-i handan… sel olup aktı aşkından an be an hazar-ı dide-i giryan… ruberü elem-i firkat içinde beklerken gül-i baran… döker izbe nurundan… aşk ile senden asuman… İlk akşamdan seherine… vuslata erme ümidiyle çılgınca ağlayan… sonrası aşık-ı pinhan ile çöllere düşen benim ey şeh-i hüban!... haste-i hicrana düşeli akıl serden geçti… ser ta ser kendinden geçen akıl her sıfatta kuşe-i hicran ile ağular içti… vuslata nispet ile kitab-ı mukaddeste yazıldığı gibi… yürü ya kulum dendiğinde… ameller bir bir dökülünce… payan günü denilir ah keşke verilse kitabım sağdan diye… Vakt-i şam… aşık-ı şuride oldum sana nalan… vü efgan… ol sebepten dil seni diler… dildar seni diler… dide seni diler… her gördüğü siluette dide-i dil görür aşık-ı pinhan… tahtına yakın duracağımı bilsem vade-i vasıla oran… yalan eylemem ki hiçbir an… yeter ki olayım sana mest-ü hayran… yeter ki bir huzmecik rüya ile düşeyim yanına… sen ki derdime derman… sen ki aşkınlığıma sultan… biliyorum ki ol Rabbim isterse yazar ferman… biliyorum ki alınlarda var olur bendeki bu aşk ile ferman… Mehmet KELEBEK 12.04.2006
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet KELEBEK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |