..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzca sevgiyi öðret, çünkü sen osun. -Anonim
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Mehmet Söðüt




1 Temmuz 2006
Solan Renkler  
Mehmet Söðüt
Yurt dýþýna savrulmuþ bir gazetecinin dramýný anlatýyor. Geçmiþe dönük özlemlerini. Ve her insanýn kendi ülkesinde daha rahat olacaðýný, hele zoraki ayrýlýklarýn insaný bir gül gibi solduracaðýný. Köyündeki deli dolu Dursun uzaktada olsa onun yaþamýna rekn katar. Bir süre sonra onunda geldiðini duyar ve gider ziyaret eder. Artýk Dursun da solmuþtur.


:AGFD:
SOLAN RENKLER
Mehmet Söðüt


Aylardan eylüldü. Ormanýn içindeki banklardan birine oturmuþ, çam, çýnar henüz ismini bilmediðim (Ama etrafta hoþ bir sarýlýk vardý.) aðaçlarýn ve güneþin ýþýnlarýyla oluþturduðu renkleri seyrederken, çalýþtýðým gazeteye neler yazabileceðimin tasarýsýný yapmaktaydým. Yazabileceðim konuyu bir türlü bulamýyordum. Kahretsin, iþle ev arasýnda robot gibi gidip gelinen ülkede yazýlabilinecek ne vardý ki. Güneþ ilginç bir hareketle yapraklarýn üzerinde dans etti diye baþlasam... Yok yok yazacaðým konu ilginç olmalý ve biraz da araþtýrmaya dayanmalý.
Bu arada yanýma birisinin yaklaþmakta olduðunun ayýrdýna vardým. Dönüp baktýðýmda kuzey ülkesinden olmadýðý hemen anlaþýlan, seyrek saçlý, esmer yüzlü bir adam durmaktaydý karþýmda. Anadilimde bana merhaba dedikten sonra, soluma oturdu ve konuþmaya baþladý:
‘’Tek cümleyle o ahenkli yýllarýmýn özetini size sunabilirim: Çocukluðum muhteþem geçti. Hala da çocukluðumun geçtiði dönemleri güzel bulurum.Anlatayým efendim; bu güzelliðin varsýl olduðumuzdan kaynaklandýðýný sanýyorsanýz þiddetle yanýldýðýnýzý belirtmem gerekiyor. Çünkü güzel yaþam, gücünü hayatýn rengarenk oluþundan alýr. Maddiyat saadetin sadece bir boyutunu kapsar. Diðer boyutlarý ise baþka þeylerle ilintilidir. Bilmiyorum, insanýn ülkesinde yaþamasý kadar harika baþka þey var mý þu darý dünyada? Eðer biliyorsanýz, rica ediyorum, lütfen söyleyiniz.
Düþünmeme engel olacak varsayýmýyla ilk yanýma oturduðunda ona kýzmýþtým ama, konuþmalarý ülke üzerine þekillendiði için dikkatimi çekmiþti. Kaldýrým parkelerinde,sinemada, tiyatroda, lokalde arkadaþlarýmla çayýmý yudumlarken bile yakamý býrakmayan ülke hasretini, þimdi yanýmda duran bu kara kuru adam da çekmekteydi. Adamýýn konuþmalarýný can kulaðýyla dinlemeye baþladým.
‘’Çocukluðum fýskiyeli bahçelerin içinde geçmedi’’ derken sað kolunuda bana doðru savurdu. ‘’ Fabrika imalatý oyuncaklarým asla olmadý. Rastgele bulduklarým sayýlmazsa, hem de hiç mi hiç olmadý. Çamurdan yaptýðým evlerim, yine çamurdan, tahtadan, çubuktan, taþtan, demirden, yaptýðým arabalarým bana inanýlmaz mutluluklar tattýrýrdý. Saðlam bir lastik ayakkabým bile olmamýþtý, ama mutluydum. Neden mi? Çünkü henüz apartman dairelerinde hapislik günlerim baþlamamýþtý da ondan. Çünkü ülkemin baðrýnda yaþamaktaydým da ondan. O çaðlarým; otun çiçeðin, börtü böceðin, tozun topraðýn içinde debelenip durduðum yýllarýmdý.’’
‘’Ah!..’’ dedi derin bir iç çekerek. ‘’ Ah o sade ve temiz çocukluðumuz! Ah benim çocukluðum! O günler hayatýmýn en önemli parçasý.’’
Gözlerini bana dikti. ‘’Siz hiç solan bir gülü gördünüz mü?’’ diye sorarak, cevabýný beklemeden konuþmasýna devam etti:
‘’Ne bileyim, ya da solan güllerin etrafýna yaydýklarý hüzün atmosferini hiç hissettiniz mi? Hele bir de gülleri topraðýnda söküp baþka yerlere dikmiþsen, tümüyle solar. Bu kuzey ülkesinin topraðý, havasý bana göre olmadýðý için gördüðün gibi yavaþ yavaþ solmaktayým. Tüm iyi huylu insanlar gibi ben de bir gülüm ve elbette solacaktým.
Herkesin belleðinde çocukluðundan kalma olaylarý, sökülüp atýlmasý zor bazý kiþilik özellikleri vardýr. Ýnsanlarýn çeþit çeþit olduðunu daha o yýllarýmda öðrenmiþtim. Eþitlik kaidesini öðrenmem daha sonraki yýllarýma tekabül edecekti. Köyümüzdeki insanlar da çeþit çeþittiler. Akýllýsý, kurnazý, laf ustasý, melankoliði, delisi, deli dolusu ile adeta köyümüz bir renk cümbüþüydü. O günleri unutmak imkansýz.
Bu kýsacýk kesitte vuku bulan hadiselerin bazýlarý beni düþündürür, bazýlarý güldürür, gülümsetir, bazýlarý da hüngür hüngür aðlatýr. Bana en kýymetli hazinen nedir diye sorsalar, çocukluk yýllarýmdýr die cevaplardým’’ dedi gülümseyerek ve ara vermeden anlatmayý sürdürdü:
‘’ Siz de çocukluðunuzdaki olaylarý hatýrladýðýnýzda katýla katýla, bu koca göbeðinizi hoplata hoplata güldüðüz olmuþtur. Benim de unutamadýðým, unutmak istemediðim, nerde aklýma gelse bu çelimsiz bedenimle katýla katýla güldüðüm yaþanmýþ olaylarým var. Güldüren hadiselerimin öznesi, komedilerin baþ kahramaný ise, deli dolu Dursun’dur.
Dursun deyip geçmemek lazým. Yaþam mecramýn solmuþluklarýna renk veren belirli öðelerden biridir. Ýsmini niye Dursun koymuþlar bilinmez. Daha sonraki durumuna bakýlýrsa þöylesi bir kanýya varýlabilinir: Dursun doðduðunda mutlaka tüm haþarýlýklarýyla birlikte doðmuþtur. Belki de dünya ya gelir gelmez yakýnda görürsünüz demiþ, yerinde kýpýr
Kýpýr belki de þakýr þakýr göbek atmýþtýr. Böyle esaslý bir göbekten sonra nah size, nah size diyerek fýr dolandýðý için, ismini dursun diye, Dursun koymuþ olablirler.
Ýsmini neden böyle koyduklarýný ne zaman gül anasýna sorsak, derinden bir of çekerek mahzunca dört tarafýný kolaçan ederdi. Dursun’dur bu, ters bir þey duysa ya da yanlýþ algýlasa, yanýnda ses seda çkarmaz ama tenhalýkta punduna getirir, taþý yapýþtýrdýðý gibi insaný bir doksan yere uzandýrýverirdi alim allah. Þakalarý pis mi pisti. Þakacýktan herhangi birisinin kafasýna odunla vurabilir. Orta parmaðýný o malum yere taktýðý gibi insaný iki metre öne fýrlatabilirdi.
Mýncýkladýðý kýzlar Dursun’un paþa gönlüne göre hareket etmezlerse, kýzýn yedi sülalesine oyunun da, hareketin de ne demek olduðunu gösterirdi. Kýzýn akrabalarý sýrtlarýna taþý yediklerinde katiyen bir þeyden haberleri olmadýklarý için, delidir ne yapsa yeridir ilkesiyle Dursun’a bir þey demezlerdi. Beyefendi kendini kýzlara mý beðendirmek istedi, kendi deyimiyle þekerli çubuðunun yani þeyinin orasýnda ki dikiþleri sökerdi. Her þeyini orta yere döktükten sonra baþlardi kur yapmaya.’’
Sözün burasýnda kahkahalar atarak,’’Hiç unutmam’’ dedi. ‘’Bahsettiðim Dursunumuz köydeki öðretmenimize aþýk olmuþtu. Aþkýnda çok çekmiþ olmalý ki, yýl sonu ödevinde, beyaz karton üzerine. -Hocam sevdim seni eþek gibi, tepdin beni katýr gibi. -Diye yazmýþtý. Tabiki bu gafletinin cezasýný kepçe kulaklarý çekti. Tahmin edeceðiniz gibi ben buraya geldikten sonra köylüye gýna gelmiþ. Ýhtiyar kurulunun kararýyla para toplamýþlar ve Dursun’u yurt dýþýna çýkarmýþlar. Deðil mi ama biraz da baþkalrýnýn baþýna bela olsundu.
Duydum ki kuzey ülkesinin batýsýna düþmüþ bizim Dursun. Biz dýþarýda olan köylüleri onu arar olmuþtuk. Nerede bir araya gelsek, baþlardýk Dursun’dan söz etmeye. Artýk boðucu yaþamýmýza renk katan gülümüz çok yakýnýmýza gelmiþti. Kaldýðý kadim þehirin iltica hayimine telefon açarak, oranýn büyük tarihi kalesinin önünde randevulaþtýk. Kalenin önünde gittiðimde baktým Dursun da orada. Hayýr hayýr bu bir mucive olmalýydý, gözlerimi oðuþturdum, tekrar baktým. Dursun sefil sefil gelip geçenlere bakýyor.
Yýllarca sonra eski bir tanýdýðý, eski bir dostu görmek sevindiriciydi. Sevindim. Hem de delicesine. Delilere dikkat. Onlar dünyamýza gelmiþ birer güldürler. Dursun’un deli doluluðu gitmiþ, yerine duraðanlaþmýþ, solmuþ bir Dursun gelmiþti. Anladým, kökünden kopanlarýn ne coþkusu ne de deli doluluklarý kalýyordu. Yaþamlarýmýza renk katan espirili mizaçlarýmýz yok oluyor’’ dedi yanýmda kalkarken.
Bankta davetsizce yanýma oturan adamýn konuþmalarý, beynime, yazacaðým konunun kývýlcýmlarýný ekmiþti nihayet. Gazetemizin bilgesi, nur yüzlü üstadýmla ilk görüþtüðüm o günü hatýrladým. Çünkü araþtýracaðým konu bilgenin konumuna denk düþüyordu. Ha, görüþtüðüm o ilk gün kýrk yýldýr tanýþýyormuþuz gibi boynuma sarýlmýþtý. Heyacanlanmýþtým. Çok þükür ki heycaným kýsa sürmüþtü. Bilgenin çevresinde öðrencileri vardý ve coþkuluydu. Ellerinde kelepçeler, ayaðýnda prangalarla dar aðacýný beklerken de coþkusundan taviz vermemiþti. ’’ Yaþasýn!’’ demiþti ‘’ Yaþasýn kardeþlik, yaþasýn insanlýk!’’ Biriktirdiði sevdasýný coþku yapýp taþýrmýþtý.
Kaçmýþtý evet, o büyük badireden kurtulmuþtu. Bilmiyorum ama biraz önce yanýmda kalkan adamýn anlattýðý Dursun gibi, Bilge de kaçtýðýnda nah size, nah size diyerek dans etmiþ olmalýdýr, mutlaka. Eski günlerindeki sevinç ve coþkusunun okyanusunda azalma var mýydý? Dikkat ettim de, insanlýktan asla ödün vermemiþti. Coþkusuna gelince; evet, o ince tülü hafiften eþeleseydik, mutlaka uzaklýðýn ve puþtlardan yediði darbelerin yara izleri çýkacaktý.
Telefona sarýldým; ‘’ Buldum’’ dedim.
Bilge; ‘’Neyi buldun? Ne Arþimed gibi baðýrýp duruyorsun? Bulmuþ muþ, neyi?’’ diyordu.
‘’ Yazacaðým konuyu buldum. Solan renkler baþlýðý altýnda bir yazý dizisi hazýrlayacaðým’’ dedim.
Bilge; ‘’ Tamam anladým. Yapacaðýn röpörtajý benimle baþlatabilirsin.’’ Dedi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aynalý Rüya


Mehmet Söðüt kimdir?

Bugüne kadar üç kitabým çýktý. Son kitabým Aram Yayýnlarý nda daha yeni çýktý. Ýsmi: Karanlýktaki Gölge

Etkilendiði Yazarlar:
Çehov, Sait Faik, Sabahattin Ali, Ýnci Aral, Feyza Hepçilingirler...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Söðüt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.