Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Geri getirmek istediðim onca zamanýn acýmasýzlýðý çaresiz yanýmý okþuyor. Hayata dokunamýyorum. Hayat yine gözlerimin önünden akýp gidiyor. Zaman- hayatýmdan çekip gidenlerin ardýndan hemen duruyor. Bu durgunluk çýldýrtýyor beni. Çýldýrdýðým anlarda buz gibi soðukluk yayýlýyor ensemden sýrtýma, kaným donuyor sanki. Eksik yaþanmýþlýklar nefesimi daraltýyor, düþündükçe... Ýçimde ayak sesleri yankýlanýyor, gidenlerin ayak sesleri... En yakýn ve en sýcak yüzleriyle içimde geçiþ töreni yapýyor insanlar. Geçtikçe acýmasýzlaþýyorlar ve de korkuyorlar. Ardýna bakmadan gidendir korkak olan. Oysa terk edilmek korkutmadý beni hiçbir zaman. Terk edenin edasýndan çekinmedim, maðrur duruþumla seyrettim olanlarý. Kalbime üzüldüm sadece. Her zerresini düþünmeden pay ettiðim “insancýl” yüreðimden utandým her seferinde. Çekip gidenlerin utanmazlýðýný erittim onca “utancýmla”. Ben onlardan utanç duydum... Nedensiz vedalarýn ipini boynuma geçirip, ayrýlýðýn dar aðacýnda asýlsam da, Aþk’a olan özlemimi kazýyamam içimden. Her þehirde yeniden baþladý yolculuklarým, nereye gideceðimi bilemeden. Beynimde çýlgýnlýklarým, sýrtýmda saflýðým, yüreðimde bastýrýlmýþ haykýrýþlarýmla... Ben her yenilginin ardýndan böyle öç aldým kendimden. Ruhumu yollara vurdum, o nereye ben de oraya... Galiba bu yaz yine gitme zamaný olacak benim için. Doðduðum þehrin anlamsýzlýðýný yanlýþ anladým. “Süveyda” hastalýðýmdan kurtulmak için gelmiþtim yine buralara, ama yanýlmýþým. Bunun ne reçetesi ver, ne de tedavisi. Ben “normal üstü” biriyim. Ama ne yazýk ki, günümüzde “anormal” olanla “normal üstü” olaný karýþtýrýyorlar. Ben normal üstü bir deliyim. Kendini anlatmaktan ve ifade etmekten vazgeçen insan, bence, “dahi” bir delidir. Anlamaya, hatta dinlemeye tahammülü olmayan insanlara neyi ne kadar anlatabilirsin ki?!. Çünkü biliyorlar ki, dinlerlerse hak vermeleri gerekir. Dinlerlerse suçluluk duyarlar. Dinlerlerse ders almalarý gerekir. At gözlüðü takmýþ insan topluluðundan daha fazla ne beklenir ki?!. Ýçimden yuvasýz martýlar havalanýyor, çýðlýk çýðlýða. Ýçimde öksüz sevgimin söylenmeyen nakaratý yankýlanýyor. Yüreðimin “þah damarýna” tutunarak, yolsuz ve duygusuz olmamak için direniyorum. Mahvolmamak için mahvedemem. Son zamanlarda hayatýmda olup bitenlere anlam verebilmek için çaba sarf ederken, kendi anlamýmý da kaybetme korkusu yaþýyorum. Aþk’ýn kandilini koynuma aldým, hoyrat rüzgarlara yenilip sönmesin diye... Þimdi daha da takýlýyorum her ayrýntýya, küçük detaylara bile kafa yorar oldum. Çünkü bazý þeyler hep detaylarda saklý olur. Hayatta zaruri gördüðümüz her þey de kocaman tesadüflerin sonucudur. Asiyim ya ben, hep imkansýzý arar bulurum ya, hep zor olaný baþarma hýrsýna büründüm ya, kutsadýðým Aþk’ý tek baþýna yaþamanýn zorluðunu da kaldýrýrým her halde. Dünya genelinde toplumlarda ortalama her yüz kiþiden biri þizofreni hastasýdýr. Bilinen ve kayda geçen rakamlar bunlar. Bir de gizli þizofreni hastalarý vardýr. Kendilerini belli etmezler. Onlar her yerdeler ve daha tehlikeliler. Kendi ailemizde bile bulabiliriz onlarý. Sevgileriyle nefretlerini ayný anda ve ayný ölçüde yaþarlar. Ýçlerinde verdikleri bu savaþýn sonucunu da en yakýndakileri yaralayarak, inciterek gösterirler. Alkýþlanmak isterler sürekli. Ýsimleri büyük harflerle yazýlsýn isterler her olaya. Yenilgiyi hazmedemezler. Narsis duygularýnda boðarlar bütün güzellikleri... Oysa yüreklerinden umut kesilmiþ zavallý “insancýklardýr” onlar. Uzanan her yardým eline zehirli týrnaklarýný batýrýrlar. Kabus dolu bir sahne oyunu gibi. Montaj edemezsiniz, belleðinize yer eden görüntüleri bir baþkasýyla deðiþtiremezsiniz... Bu oyunda yerim olmadýðýný düþündüðüm için yollara vurdum kendimi. “Gizli þizofrenleri” kurtarma çabalarým da yetersiz kaldý. Onlar kendi bildiklerinin haricinde, doðru ya da yanlýþ, bir baþkasýnýn tek sözcüðünü bile kabul edemezler. Kabulleniþ onlar için büyük tehlike, aðýr yenilgidir... ... Aylardan Haziran... Çok düþündüm, günlerce uykusuz gecelerin koynunda arþýnladým odamý. Kül tablasý üretildiði günden o kadar izmaritin közüyle yanmamýþtý her halde. Þafak sökmeden önce gökyüzünün renklerini izledim sabahlarca. Laciverdin tonlarýný gördüm semada. Horozlarýn ötme saatlerini ezberledim. Bildiðim ve bana öðretilen bütün patolojik ve bilimsel yöntemlere el attým. Monitörün ýþýnlarýyla zehirledim bedenimi, 24 saatlerce baþýndan kalkmadan. Uyuyup uyanýp bana bakýp, tekrar uyuyan Sibirya Kurdum hala ayný günde olduðumuzu sanýyordu belki de. Bünyem, içimde yaþadýðým strese karþý alarma geçmiþti. Bir an önce kurtulmazsam, vücut sistemim, kendini koruma programýný devre dýþý býrakarak, çökecekti bir anda. Ýlk defa ardýna bakmadan giden taraf olmak istedim. Çünkü benim yaþamaya ihtiyacým vardý. Çünkü bana ihtiyacý olan çok insan vardý. Gözlerini görmeden günümü tamamlayamayacaðým oðlum vardý; yoðun iþ temposundan soluk almak için sýðýndýðým, mekaný buram buram huzur kokan “kahveci” Sibel abla vardý, yanýnda bir anda çocuklaþýp ve bir anda olgunlaþtýðým caným arkadaþým Elif vardý, etin en tazesini bana ayýran kasabým, A4 kaðýtlarýmý aldýðým kýrtasiyecim, 2 yýldýr ayrý kaldýðým evime göz kulak olan Mevlut efendi,.. vardý. Gerçek insanlardý onlar. Bana iyi gelen, içten gülümseyen, hayatý materyalizmin içinde gören “pazarlýkçýlar” olmayan, en önemlisi de dinleyen ve anlayan insanlarýmdý onlar... ... Aylardan Temmuz... Ait olduðum yere döndüm. Buradayým iþte. Büyük umutlarla gittiðim doðduðum þehirden ve “yakýnlarýmdan”, kendimi kurtaracak gücümü de kaybetmeden, uzaklaþmanýn en doðru karar olduðunu; büyük bir iç huzuru ve de ömrümden aðýr fatura olarak kesilen 2 yýlýmý kaybetmenin hüznüyle, þimdi daha iyi anlýyorum... Bir þeyi daha anladým: taþ kalpli ya da yüreksiz insanlar olduðu sürece, taþ yapýlý kentlere yenik düþmeler asla bitmeyecek... NÝL
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |