Kırmızının Tonları
Konuyu derinlemesine inceleyeceğiz. Yüzeysellikten artık burama kadar geldi. Şayet bir papatyanın falcı olmak için evi terk etmesine de lüzum yok. Sadece karamsar olması bunun için yeterli. Bağımsız yargı organ mafyasının elindeyiz şu an. Ben, sen ve kutsal mekanik azınlık. Robot resimlerimiz şehrin bütün ağaçlarına asılmış. Darağaçları hariç. Onlar en güzel meyvelerini insanlığın riyakarlığına peşkeş çektiler çoktan.
Konuya en can alıcı noktasından gireceğiz. Gün geçtikçe uzaklaşıyoruz sadetten. İksiri iç. Balıklara bir kez olsun serenat yap -nasılsa zamanla unutulur-. Karanlıkla çıplaklığı öpüştürürsen aslında hiçbir şeyin gözüktüğü gibi olmadığını daha iyi anlayacaksın. İki çapulcunun sanat kaygısı taşıyan yorgun bedeninle dejenere ilişkiler kurmasına izin verme. Küskünlüğünden ders çıkar. Madde boyutuna geç artık. Bırak kendini intiharlarla yaralayıp, ölümlerle sulamaktan. Koluna attığın jiletlerin faturasını da toplumsal rolüne kesmekten vazgeçmen taraftarıyım. Birkaç tane ayet ezberle ve aynı hızla unut hepsini. Emin ol arınacaksın. Sana zorla içirtilmiş tüm çiğ sütler kesilecekler..
Tavan arasında unutulan kırık çerçevelerim olacak kadar dubleks(üstü) yerlerde ikamet etmiyorum. Sen de öyle. Ama bunu hep reddediyorsun. “bir gün” diyorsun “bir gün ben de olimpiyatlardaki çemberlerden birinin içine girip kendime yezit dedirteceğim”. Ve bizden de buna inanmamızı bekliyorsun. Marjinal gece klüplerine takılmaya başladıktan sonra sende baş gösteren değişim çıbanları artık patlama noktasına geldi. Ergenliğine atıfta bulunup akne merhemlerini vücudunun çeşitli yerlerine sürüp yıkanmadan günlerce gezmen de toplumsal ahlak tarafından ahlaksız bulundu. İlk durakta in ve hayata tali yoldan devam et..
Konuyu kapatıyoruz.
Neslinin devamı için proletaryaya güvenmemeyi öğren. Onlar da ezenden yanalar…
Saçının uzaması için berberlere güvenmemeyi öğren. Onlar da makastan yanalar…
Hayatının devamı için nefes alışverişlerine güvenmemeyi öğren. Onlar da uzaydan yanalar…
Dağılın artık…