..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Ýnan Bektaþ




31 Temmuz 2006
Kelimeler  
Ýnan Bektaþ
Sonra birde baktým ki büyümüþüm. Oysa kimse büyümeyi isteyip istemediðimi sormamýþtý bana. Ben elimde nerden bulduðumu hatýrlamadýðým tahta bir sopayla yol kenarýndan baþlarýný uzatan meraklý otlarýn kafalarýný koparýyordum, aslýnda düþman askerleriyle savaþýyordum, bir ülkenin kaderi benim ellerimdeydi çünkü. Ve kýlýcým elimdeydi ve hilim hilim olmuþ elbisemin deliklerinden giren ýslak ve soðuk rüzgar hiç de umurumda deðildi… Ama birilerinin umurundaydý, bir gün geldiler, sen artýk büyüdün dediler… Her þey bir anda oldu anlayamadým, bir de baktým ki büyümüþüm.


:AEJC:

EMRÝMÝ DÝNLEYÝN KELÝMELER

-     Sonra birde baktým ki büyümüþüm. Oysa kimse büyümeyi isteyip istemediðimi sormamýþtý bana. Ben elimde nerden bulduðumu hatýrlamadýðým tahta bir sopayla yol kenarýndan baþlarýný uzatan meraklý otlarýn kafalarýný koparýyordum, aslýnda düþman askerleriyle savaþýyordum, bir ülkenin kaderi benim ellerimdeydi çünkü. Ve kýlýcým elimdeydi ve hilim hilim olmuþ elbisemin deliklerinden giren ýslak ve soðuk rüzgar hiç de umurumda deðildi… Ama birilerinin umurundaydý, bir gün geldiler, sen artýk büyüdün dediler… Her þey bir anda oldu anlayamadým, bir de baktým ki büyümüþüm.

Aðustos kokan Eylül günlerinden herhangi biriydi. Geceydi ve hangi geçmiþten geldiði belli olmayan ateþ sýcaðý bir rüzgâr, tenimin kuytuluklarýný sulu sepken bir yaðmur gibi ýslatýyordu. Saatlerdir masanýn baþýnda, havada uçuþan kelimelerden birkaçýný yakalayýp hikâyeme katýk etmek istiyordum. Ama hangi kelimeye elimi uzatsam, çok kýrýlgan olduklarýndan olacak, hepsi bir anda ölüyorlardý daha bekâreti bozulmamýþ beyaz sayfama. Sýkýldým, havada hala sinir bozucu bir gürültüyle uçuþan kelimelere tumturaklý bir küfür savurup dýþarý attým kendimi.
Ayaklarým gideceði yeri biliyorlardý, ben karýþmýyordum onlara. Hep böyle kelime öldüren can sýkýcý akþamlarda, onlar bilirlerdi ki bir þehrin en hikâyesi bol mekâný, o þehrin en salaþ meyhanesidir.
Ýçeri girdiðimde hüzne tabii kesif bir anason kokusu hücum eder gibi, kaçar gibi birazda bu salaþ yerden, yalayýp geçti yüzümü. Hemen arkasýnda da onu yakalamak için görevlendirilmiþ sigara dumaný, gözlerimi yakarak hýzla dýþarý aktý. Dumandan kaçan anason kokusuna gülerek boþ bir masaya oturdum.
Hemen karþý masada oturuyordu. Gözleri masanýn ortasýnda bir yerlerde dalýp gitmiþ, farkýnda olmadan elindeki çatalýyla tabaðýndaki peyniri parça parça ediyordu. Sandalyesine sere serpe oturmuþ, bir kolu sandalyesinin arkasýndan sarkýyor, diðeri de hala çatalýyla toplu peynir cinayeti iþlemeye devam ediyordu. Yerimden kalktým, ona doðru yürüdüm, karþýsýnda durdum;

-     Affedersiniz, rahatsýz etmiyorumdur umarým. Ama bu zavallý korumasýz peynire daha fazla eziyet etmenize seyirci kalamayacaðým.
-     Efendim?
-     Peynir diyorum, bakýn nasýl için için kanýyor. Artýk eziyet etmeyin de acýsýný dindirin.
-     Nasýl dindirilir bir peynirin acýsý?
-     Yiyerek.
-     Affedersiniz ama deli misiniz acaba siz?
-     Hayýr, gazeteciyim. Adým Refik. Sýkýldým tek baþýma oturmaktan. Sizi sýkmazsam beraber oturalým, tabi bir sakýncasý yoksa…
-     Madem deli deðilsiniz, buyurun. Hoþ geldiniz.

Aslýnda iki kiþilik muhabbetlerin makûs talihidir sessizlik. En azýndan birbirini çok iyi tanýyan iki insan için bu kural geçerlidir. Susma haklarý vardýr çünkü onlarýn. Ama birbirini daha yeni tanýyan iki insan için böyle bir hak söz konusu deðildir. Ýki taraf da kendini konuþmak zorunda hisseder. Hazýrda bekletilen sorular ve zaten hazýr olan cevaplarý sessizliðe bir türlü müsaade etmezler.
Bizde hazýrda beklettiðimiz sorularý, masadaki içkiye meze yapýp hýzla tükettik. Konuþmak bir nehirdi ve her nehir bir denize akardý. Karasularý geçit vermez suskunluklarla çevrili bir mazinin denizi, çoðu zaman alkole yenik düþüyordu iþte. Suskunluklarý yýkan, cümleleri serbest býrakan esrik bir ajan arsýzlýðýnda hikâyesini tutup çýkarýyordu o denizin içinden.

-     Ýþte öyle. Sonra birde baktým ki büyümüþüm. Oysa kimse büyümeyi isteyip istemediðimi sormamýþtý bana. Ben elimde nerden bulduðumu hatýrlamadýðým tahta bir sopayla yol kenarýndan baþlarýný uzatan meraklý otlarýn kafalarýný koparýyordum, aslýnda düþman askerleriyle savaþýyordum, bir ülkenin kaderi benim ellerimdeydi çünkü. Ve kýlýcým elimdeydi ve hilim hilim olmuþ elbisemin deliklerinden giren ýslak ve soðuk rüzgâr hiç de umurumda deðildi… Ama birilerinin umurundaydý, bir gün geldiler, sen artýk büyüdün dediler… Her þey bir anda oldu anlayamadým, bir de baktým ki büyümüþüm.
-     En azýndan ne mutlu size ki, çocukluðunuzu güzel yaþamýþsýnýz.
-     Haklýsýnýz. Güzeldi. Yani çocukluðum. Oysa þimdi bakýyorum da aklýmda kalan sadece birkaç görüntü ve birkaç silik yüz.
-     Neden, görüþmüyor musunuz eski arkadaþlarýnýzla?
-     Maalesef… Babam polis memuruydu. Bu sebeple bir þehirden bir þehre devamlý tayin ediliyordu. Her gittiðimiz yerde bir parçamý býrakýyordum anlayacaðýnýz.
-     Kolay olmamýþtýr sizin için herhalde bu göçebe hayatý.
-     Olmadý. Hiçbir þey kolay olmadý. Ne þehirleri apansýz terk etmek, ne de sevdiklerimi…

Sonra sustu. Bu bir sýrdýr benden sana ey okuyucu, her kim ki sevdiklerinden bahsederken yutkunursa, sesi çatallaþýp gövdesi kaburgalarýnda kaybolmaya çalýþýrsa, bakýþlarý donuklaþýp son nefesini verir gibi derin bir nefes verirse, iþte o adam içinde yüzyýllýk bir acýnýn kaynaðý kanayan bir yara taþýyor demektir. Sevmek çoðu zaman acýyla kanamaktý ve adamýn gözleri kanýyordu.

-     Ýyi misiniz? Yanlýþ bir þey mi söyledim yoksa?
-     Ben iyiyim sað olun. Alkolü de bu yüzden sevmiyorum. Ýstemediðim þeyler yaptýrýyor bana…
-     Ýsterseniz konuþmamýzý yarýda kesebiliriz, sizi üzdüysem…
-     Hayýr, hayýr. Rica ederim. Bilakis keyif aldým sohbetinizden.
-     Niye üzüldüðünüzü sorabilir miyim acaba.
-     Oysa ben kaç yýldýr kaç acý eskittim:
Unuttum, kaç ölüm gördüðümü.
Bir omzumun alçaklýðý ondandýr,
Taþýdým kaç kiþinin kanayan tabutunu.
-     1999 depremini hatýrlýyor musunuz?
-     Evet, Ankara’daydým o zaman.
-     Ben Adapazarý’ndaydým. Yollarda sere serpe uzanan ölümü gördüm o gün, koþan çýðlýk atan mahþer yeri kaçkýnlarýný gördüm. Siz hiç ölü bir çocuk gördünüz mü? Yüzünde hala tatlý bir tebessüm, kana karýþmýþ vücudu ufacýk uzanýrken ölülerle dolu yollarda… Sevdiðiniz kadýnýn cesedine saatlerce uzakta ayakta beklerken, hiçbir þey düþünmeden, hiçbir þey konuþmadan, aðlayamadan bile, yanýna yaklaþmaya cesaret edemeden baktýnýz mý?

Kanayan bir insana ne denir ki, dur artýk kanama mý… Bir yarayý kanatmak kolay da, durdurmasý… Gece bir hayli ilerlemiþ, etraftaki masalarýn çoðu boþalmýþtý. Kalanlarda sýkýlgan bir uyku pinekliyorlardý. Meyhaneciye hesabý iþaret ettim, sanki gitmemizi dört gözle bekler gibi hemen getirdi. Sinan Bey’e karþýda bir çorbacýda sýcak bir þeyler içmeyi teklif ettim, hem konuþmamýza orda devam edebileceðimizi ekledim. Kabul etti. Kalktýk, esrikleþmiþ ayaklarýmýz, yerçekimine inat aðýr adýmlarla düþmemeye çalýþarak çorbacýya gittik. Konuþmaya devam etti:
-      Ama yine de alýþmak diye bir þey var Allah’tan.
-     Alýþtýnýz yani kaybettiklerinizin acýsýna.
-     Zorundaydým. Ayrýca bazen kaybettikleriniz, ayný zamanda kazandýklarýnýz oluveriyor.
-     Nasýl yani?
-     Depremden sonra geri kalanlarla, parmakla sayýlacak kadar azdý, çok yakýn iliþkiler geliþtirdik. Acý insaný birbirine baðlar bilirsiniz. Bizde öyleydik. Bu daha çabuk alýþmamý saðladý.
-     Sonra ne yaptýnýz, yani depremden sonra. Orada yaþamaya devam ettiniz mi?
-     Hayýr. Ýstanbul’a yerleþtim. Sonrasý bir hikâye etmeyecek bile sýradan bir yaþantýydý. Aslýnda anlatýlacak bir þey var…
-     Nedir?
-     Ýstanbul… Yeniden doðuma inanýr mýsýnýz? Bu þehirle birlikte yeniden doðdum. Her þey, hayatýma, yaþantýma dair her þey anlam kazanmaya baþladý bu þehirde. Sanki eksik bir parçam vardý, o eksik parça geldi yerine oturdu. Þimdi þöyle bir bakýn etrafýnýza, yolda baþlarý önde kafalarýnda bin bir sorunla yürüyen þu insanlara bakýn. Sonra deðer mi diye sorun kendinize. Yaþadýðýmýz þu aný öldürmeye, yaþanýlmasý güç bir hale sokmaya deðer mi. Her þeyin, buna yaþam da dahil, ama her þey için yeniden baþlama þansý vardýr. Bu þehri ele alýn, tarih boyunca uðradýðý yýkýmlara karþý nasýl da hala güzelliðinden taviz vermeden dimdik ayakta duruyor görüyor musunuz. Ýþte yaþam da bu þehre benziyor birazda… Hayat hep ters gitse de, istemediðiniz þeyler olsa da, yaþamak diye bir þey var. Ve bana inanýn her þeye raðmen, yaþamak güzeldir.

Çorbacýdan çýktýðýmýzda vakit hayli geç olmuþtu Sokaklar neon lambalarýnýn parlaksý matlýðýnda düþsel bir kentin surlarýna öykünüyordu. Çöpçüler bir tarihin yýkýntýlarýný süpürür gibiydiler þimdi. Bir zamanlar padiþahlarýn kýlýç kuþandýðý bu sokaklarda ben ve O, Sinan Bey, bir gece öyküsüne son vermek üzereydik. El sýkýþýp ayrýldýk.

Gece bir hikâyeye gebeydi… Eve döndüðümde kelimelerim hala havada asýlý baðýrýp çaðýrýyorlardý. Masamýn baþýna oturdum, kelimelere susmalarýný ve teker teker boþ kalmýþ beyaz sayfama uzanmalarýný emrettim. Hepsi bir anda sustu. Teker teker gelip sayfada yerlerini almaya baþladýlar.

Aðustos kokan Eylül günlerinden herhangi biriydi. Geceydi ve…………




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Ýnan Bektaþ kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýnan Bektaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.