Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Hepimizin hayatımızın bir noktasında hissettiği görünmez bağları vardır.Doğduğumuz günden beri yavaşça içimize kodlanan,farkına varmadan uyguladığımız kurallarımız vardır.Biraz dikkat edince de bunların inanılamayacak kadar çok olduğunu görüyor insan. Tabular; yani yazılı olmayan,toplumun kendi içinde uygun gördüğü kurallar silsilesi.Biraz sarstığınız ,belki de yıktığınız zaman bir çok sosyal tepkiyi alabileceğiniz,bir yerde sizi sınırlayan bir etki söz konusu. Ama sosyal olanlar kadar içimizdeki tabular da dikkat çekicidir.Neden derseniz diğeri dış etkenlerle belirlenen bir nevi mecburiyettir. Ancak önemli olan sanki başkalarının zorlaması varmış gibi düşündüğümüz aslında sadece kendimizin yarattığı kurallar. “Saçımı asla o renk yapamam” “bu tarz yeni moda bir elbiseyi alamam, yok yok biraz dekolte gibi,siz bana şöyle kollu siyah bir şeyler gösterseniz..” Sanki birileri kırmızı renk yakışmaz demiştir,ya da azıcık farklı bir model giyince bulunduğunuz toplumda infial yaratacağını sanırız.. Özgürlük diye gençlik boyunca çırpınıp dururuz.Ama ne zamanki iş,güç deyip kendi ayaklarımızın üstüne basınca da onu yapamam,buraya gidemem,artık iş hayatındayım yakışmaz demeye başlarız. Sanki ne yapsak ne etsek herkesin gözü üzerimizdeymiş gibi. Doğarken bir yerde DNA sarmalımıza ağır abiabla kodları mı işleniyor nedir? Nasıl oturacağımız,ne şekilde cevap vereceğimiz,kimlerle görüşüp hangi maceralara asla girmeyeceğimiz kulağımıza okunuyor sanırım.Dedim ya ne anne-baba ne de öğretmen var başımızda eteğini düzelt,saçını kestir diyen.Peki neden bu zincirler. Keşke bu kurallar dış görünüşümüzle sınırlı kalsa. İlişkilerimiz, sosyal hayatımız derken bir bakmışız ki yapamam ben dediklerimizin sayısı neden olmasın dediklerimize göre almış başını gidiyor… Türkan Şoray kuralları misali hepimizde bir içsel yargılama süreci işliyor. Aslında içimizden yap diyen sesi süper ego denilen hain bastırıyor çaktırmadan. Biraz da korkuyoruz galiba özellikle işin içinde duygusal konular söz konusuysa.Yani beğendiğiniz birine yaklaşmak,tarzınıza uymayacak birinden etkilendiğinizi fark etmek, edebilmek ya da eliniz telefona gittiği halde arayan ben olmamalıyım demek gibi. Aramazsınız ve bir fırsat daha gider ellerinizin arasından..Ama siz olmanız gerektiği gibi davranmışsınızdır. Psikolojide esas benlik ile ideal yani olmasını istediğiniz benlik vardır.Kişi olmak istediği kişiliğe etraftan model alarak bir şekilde ulaşmaya çalışır basitçe anlatırsak.Bunu yakalayamadı mı mutsuz olur,arayışı bitmez yıllarca.Ama burada durum farklı biraz.Yani biz içimizde belki de tamamen bize ait olan istekleri en dibe bastırıyor,mutlu hissedeceğimiz bir çok olayı içimizde bırakıyoruz. Esas biz olan benliğin hangisi ; olmamız gereken benliğin hangisi olduğunu bulmak zorlaşıyor.biliyorum cümle karışık oldu sanki.Ama inanın içinde bulunduğunuz durum da tıpkı bu halde. Yani ben kimim,aslında ne severim,nasıl yaşamak isterim bu hayatı sorusu var hep.Ya da sınırların dışında ben olabilir miyim , böyle de kabul edilebilir miyim sorusu var.. İkincisi daha da kötü geliyor kulağa. Kabul edilme isteği bir başka yazının konusu olmalı bence.Ama bildiğim bir şey var ki özgür olmak için önce kendimizden kurtulmak lazım Kim olduğumuz ise sadece ve sadece kalbimizin sesinde saklı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © jade, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |