..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarýný düþünmedim. Tersine yaþam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onlarý seçti. -Juliette Binoche
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Savaþ ve Afetler > Hülya Atakan




12 Aðustos 2006
21. Yy'da Savaþlar Nasýl Deðerlendirilir Ki?  
Hülya Atakan
Güney Lübnan, yýllar sonra yeniden enkazlar altýnda ve bu görünümüyle týpký Yahudi soykýrýmýný konu alan Polanski’nin o ünlü filminin son sahnesinde, piyanist Szpilman’ýn dolaþtýðý enkazlar ülkesini andýrýyor.


:CEFB:
“Uygarlýk Tarihi”, antropolog Dr. Ivar Lissner’in kitabý, Ýsrail-Lübnan arasý füzelerin hava trafiði altýnda çeviriyorum sayfalarý. 7000 yýlda 7000 kral tanrýnýn yönettiði Mezopotamya topraklarýndan baþlayan ve tüm dünyaya yayýlan uygarlýklar zinciri; gizemli piramitlerin altýnda yatan Mýsýr Firavunlarý, Çin’de Ming Hanedanlýðý, Amerika’da Aztekler, Ýnkalar ve Mayalarýn çözülemeyen sýrlarý, Girit’te Kral Minos’un efsane labirentleri… Binlerce yýl önce yaþamýþ uygarlýklarýn içinden sanýrým füzelerin de etkisiyle cýmbýzla çeker gibi barbarlýklarý bulup çýkarýyor gözlerim. Ýnsanlarýn güçlendikçe, önce en yakýnýndan baþlayarak tüm evrene egemen olma hýrsýnýn nasýl da vahþete dönüþtüðüne, dünyanýn güç, para ve din adýna nasýl da rahatça kana bulanabildiðine ve tarih öncesi o günlerden bugünlere ne yazýk ki pek de bir þeyin deðiþmediðine, bir kez daha esefle tanýk oluyorum. “Barbarlýk Tarihi”… Galiba insanlýk tarihi, ne yazýk ki bu… Ýnsanýn ruhunu yüceltemediði, binlerce yýllýk bu tarihi süreçte, bugün ulaþýlan teknolojik geliþimin ne önemi var ki.

Bombalar, gökteki meteorlar gibi, ýþýk seli arasýndan tanýmadýðým insanlarýn topraklarýna düþüyor ardý ardýna. Zenginler, çoktan güvenli yerlere çekilmiþ, geride kalanlar her zaman olduðu gibi yine yoksullar; savaþta kaybettiklerine haykýrdýkça aralanan dudaklarýn arkasýnda görünen, yoksulluðun emaresi diþler.., tek tük.

Ýsrailli bir asker, biraz sonra belki de Kana’ya fýrlatacaðý füzenin baþýnda, elindeki Tevrat’tan bir dua okuyor. Çok deðil 30 km uzaðýnda bir Hizbullah askeri, baþý secdede, arkasýndaki caminin gökyüzüne uzanan çifte minaresinden, ezan sesi yayýlýyor vadiye, perde perde. Biri Ýbranice, diðeri Arapça, Allah’a yakarýyor. Her ikisi de birbirini düþman olarak görüyor, birbirlerini yok etmeye koþullanmýþ, içleri kin ve nefretle dolu.

21. yy’da, savaþlar nasýl deðerlendirilir ki? Savaþa nasýl bakmalýyým ki, geceleri yataðýmda rahat uyuyabileyim. Ekonomik sonuçlarýný düþünmeli.., galiba en az rahatsýz edici yaný bu. Savaþýn bilançosu; Ýsrail’in bir ayýn sonunda yaptýðý harcama 1 milyar Dolarýn üstünde. Lübnan’a verdiði zarar 12 milyar Dolar ki bu rakam Lübnan’ýn GSMH’sinden çok daha yüksek. Bir de paraya çevrilemeyenler var. Ýsrail’in bombaladýðý elektrik santralinden binlerce ton petrol Akdeniz’e sýzmaya devam ediyor.

Ýsrail’de kiþi baþý yýllýk gelir 18 620 Dolar. Ýnsanlarýn yaþam standartlarý yüksek. Lübnan ise, on yýl önce Ýsrail’in çekilirken ardýnda býraktýðý gazap üzümlerini; savaþýn enkazlarýný, yeni yeni toplamaya baþlamýþ, küllerinden doðmaya çalýþýyor. Talihsiz ülke, 30 yýlda 7 kez Ýsrail saldýrýsýna uðramýþ, bu ilk deðil. Gelecek planlarý yine yarým kalmýþ, turizm ve sanayi projeleri yarým, inþaatlar yarým, yabancý sermaye çoktan tasý taraðý toplamýþ, ekonomi elli yýl öncesine dönmüþ. Batýnýn geliþmiþ ülkeleri, Lübnan da yaþananlarý nasýl görüyor? Yýkýlan köprüler, altyapý, binalar, yeni iþ olanaklarý.., yeterince iþtah kabartýcý mý?

Akdeniz kýyýsýnda küçük, daðlýk bir ülke Lübnan. 1943 yýlýnda baðýmsýzlýðýný kazanana dek Fransýz mandasý altýnda yaþadý, 70’den 90’lara kadar ise kanlý iç savaþlar. Talihsizlik bununla da bitmedi, Ýsrail’in Filistin’i iþgali sonunda, yüz binlerce Filistinli mülteciye kucak açtý ve sýrf bu yüzden, son 30 yýlda 7 kez Ýsrail’in saldýrýlarýna hedef oldu. Bugün 3.8 milyon nüfusun 1 milyonu ülkeyi terk etti, 1103 masum insan öldü, yüzlercesi enkaz yýðýnlarýnda kayboldu ve binlerce yaralý, hastanelerde acý çekiyor.

Savaþýn bir de askeri yönü var. Lübnan ordusunda 62 400 asker kayýtlý görünüyor. -60 bini piyade, 1000’i hava ve 400’ü deniz kuvvetlerinde.- Yýllýk savunma için ayrýlan bütçe 500 milyon Dolar ve bu para ancak personel ve büro giderlerini karþýlýyor. Araçlar ve ekipmanlar eski, yedek parçalarý yok. Askerler, ülkede genel güvenliði saðlayabilecek kadar eðitimli, savaþmak için deðil. Zaten görünürde Lübnan ordusu da yok, Ýsrail, Hizbullah ile savaþýyor. Hizbullah, Ýsrail’in Lübnan’a ilk saldýrýsýndan sonra yani 1982 yýlýnda örgütlenmiþ, Ýran destekli, fakat týpký Filistin’deki Hamas gibi askeri gücünün yanýnda siyasi gücü de var ve 128 üyeli Lübnan Parlamentosunda 14 milletvekiline sahip. Savunma kapasitesine iliþkin resmi bir bilgi yok. Ýsrail ordusu ise, silahlanmaya ayýrdýðý kiþi baþý bütçe ile dünyada süper güç ABD’nin de önünde, birinci sýrada. BM’in Ýran’ý sýký sýkýya takibe almasýna neden olan nükleer silahlara Ýsrail, -Amerikan Ordusundan Yarbay Warner D. Farr’un raporuna göre- Filistin topraklarýna yerleþtiði 1948’lerden beri sahip. Üstelik orda burda yayýnlanan diðer raporlara bakýlýrsa, kimyasal ve biyolojik silah üretme konusunda, yalnýzca Araplarý deðil, tüm dünya ülkelerinin de tüylerini diken diken edecek þeytani buluþlarla, yüreðini demir yumruk yapma yolunda. 125 bin civarýndaki askerinin 8000’i deniz, 35 bini ise hava kuvvetlerinde. Destek personeli ile birlikte toplam 576 bin kiþi Ýsrail savunma kuvvetlerinde görev yapýyor. 6.7 milyonluk nüfus için oldukça büyük bir organizasyon. Askeri harcamasý yýllýk 8.7 milyar Dolar. Üstelik 73’lü yýllardan beri ABD’den büyük oranda askeri yardým alýyor.

Güney Lübnan’daki yangýn Suriye’ye, oradan da Ýran’a sýçrar mý? ABD, Ýsrail ile birlikte bölgede bilinmeyen ortak bir amaçla hareket ediyor. Suriye ile Ýran ise ABD’nin, Küba, Birmanya, Belarus, Kuzey Kore ve Zimbabwe ile birlikte “Þer Ekseni”inde addettiði ülkeler arasýnda. Ayný þekilde Ýran ve Suriye, onlar da týpký ABD ve Ýsrail gibi bilinmeyen ortak bir amaçla hareket ediyor. Ve masum insanlar bu gizemli hesaplaþmanýn bombardýmanlarý altýnda yaþamlarýný kaybediyor.

Savaþýn bir de siyasi yaný var. Yine orda burda yayýnlanan raporlara bakýlýrsa, Ortadoðu topraklarý üstünde, insanýn kanýný donduran bin bir vahþi senaryo uçuþuyor. Condoleezza Rice’ýn Ýsrail’in Lübnan’a saldýrýsýný, “Yeni Ortadoðu’nun doðum sancýsý”na benzetmesi ise kafalarý hepten karýþtýrdý. Umarýz bu sancýlarýn sonu, Ortadoðu’yu bugün Irak’ta yaþananlara döndürmez.

Washington Hükümetine göre, Ýsrail’in Lübnan’a saldýrýsýný, dünya kamuoyuna haklý gösterecek yeterli bir nedendi, iki Ýsrailli askerin kaçýrýlmasý. Bu durumda “Ýsrail’in kendini ve vatandaþlarýný savunma hakký” vardý ve bu hak, bu coðrafyada nasýl da çifte standart örneði oluþturuyordu. Birbirini takip eden þiddet-intikam-þiddet döngüsü ve 39 yýllýk bir geçmiþin perdesi aralandýkça, ortaya çýkan acýlar; Ýsrail’in güvenliði için bunca yýldýr iþgal altýnda tuttuðu Gazze þeridinde yaþanan insanlýk dramlarý, kendi topraklarýnda savaþ esiri olmuþ, kötü muamele gören 4 milyon yoksul insan, tank gölgeleri altýnda büyüyen Filistinli çocuklar.

Dünya, yani; sen, ben, o hepimiz, Roma kolezyumlarýnýn seyirci koltuðunda, gladyatör dövüþlerini izler gibiyiz, imparatorsa çoktan baþ parmaðýný topraða yöneltmiþ ve çiftliðine çekilmiþ.

BM, II. Dünya Savaþýndan hemen sonra kuruldu, baþka “Hitler”ler ortaya çýkmasýn, ülkeler bildiklerini okumasýn, savaþ durumunda bile uyulmasý gereken kurallar olsun diye. Bugün dünyanýn 192 ülkesine uzanan temsilcilikleriyle, toplumlarýn yaþam kalitesini artýrma çabasýnda. Uluslar arasý barýþ ve güvenliðin saðlanmasý ise BM’in birinci ve asli görevi. Bunun baþarmak içinse daha þeffaf, daha etkili ve daha adil olacak þekilde yeniden yapýlanmaya ihtiyacý olduðunun sinyallerini veriyor, süper güçlerin deðil, tüm dünya insanýnýn ortak çýkarlarýný kollayýp korumak zorunda olduðunun da. Diðer türlü savaþýn Ortadoðu ile sýnýrlý kalacaðýný düþünmek sanýrým bir hayal olur. Savaþýn bilançosu, orantýsýz güç kullanýldýðý, rakamlar ve görüntülerle bu denli ortada iken yükselmesi gereken sesler, ne kadar da cýlýz. Silahsýz 4 gözlemci askerinin, gözdaðý verilir gibi hedef alýndýðý saldýrýlarý kýnamasý beklenirken yalnýzca “üzüntü ve þaþkýnlýk”, Kana bombardýmanýnýn akabinde ise “þaþkýna dönmüþ ve çok sarsýlmýþ” olduðunu belirten bir Güvenlik Konsey’i çýkýyor karþýmýza. Günlerce ateþkesin ne þekilde olmasý gerektiðine karar vermekte zorluk çeken, güçsüz ve masum insanlarýn barýþ umuduyla bel baðladýðý bu dev organizasyonda olup bitenler dünya kamuoyunu da þüphesiz “þaþkýna döndürüyor ve çok sarsýyor”. BM yüklendiði aðýr sorumluluðun altýnda gittikçe küçülüyor.

BM’in, Ýsrail ve Filistin arasýndaki sorunun çözümü için aldýðý ama uygulatamadýðý için havada kalan yüzlerce kararý var. Temmuz’un o son Pazar sabahý, 37’si çocuk, 54 masum insanýn öldüðü Kana katliamýndan hemen sonra, iþte bu yüzden BM karargahý, yüz binlerce Lübnanlýnýn ilk hedefi oldu. Aldýðý kararlarýn hiçe sayýlmasýnda BM, etkisiz ve þeffaf olmayan yapýsýyla daha ne kadar itibar kaybetmeyi göze alacak?

Nedenleri ne olursa olsun, hiçbir þey Kana’da babasýnýn kucaðýnda baþý arkaya düþmüþ, yüzü beton tozlarýna bulanmýþ, emziði boynundan sarkan bebeðin cansýz görüntüsünü hafifletmiyor ve hiçbir þey üst üste yýðýlmýþ enkazlarýn altýnda, beton bloklarý elleriyle kaldýrýp yakýnlarýna ulaþmaya çalýþanlarýn çýðlýklarýný bastýrmaya yetmiyor. Savaþýn uzamasý, masum insanlarýn yaþamlarýný kaybetmeye devam etmesi, yalnýzca kin ve nefret canavarýnýn ateþini körüklüyor.

Dünya, savaþýn olasý sonuçlarýný tartýþýyor. Petrol Borsasýný.., petrol fiyatlarýndaki yükseliþin yaþamlarýný nasýl etkileyeceðini… Dünyanýn geleceðini, o emzikli bebeðin temsil ettiðini görmüyor kimse. Anne ve babasýz kalan masum çocuklarýn gözlerindeki yaþlar, ne yazýk ki petrol fiyatlarý kadar etkili olamýyor. Ölen çocuklarýnýn ardýndan aðlayan annelerin çýðlýklarý ise enkazlarýn arasýnda bir an yankýlanýp sonra hýzla sönümleniyor… Bu kadar acý yaþanmadan, kin ve nefret dallanýp budaklanmadan, Ýsrail Hükümeti iþgal ettiði topraklardan yýllar önce çekilme basiretini gösterebilseydi þüphesiz bugünlere gelinmezdi.

Ýsrail’in bildiðini okuyan, hak hukuk tanýmayan tavrý bu coðrafyada güven içinde yaþamasýný da engelliyor. Bu yüzden Filistin’de Gazze þeridini tutmaya, dünyada eþi benzeri görülmemiþ devasa duvarlar örmeye devam ediyor ve þimdi de Lübnan sýnýrýný temizleme telaþýnda. Güney Lübnan, yýllar sonra yeniden enkazlar altýnda ve bu görünümüyle Yahudi soykýrýmýný konu alan Polanski’nin o ünlü filminin son sahnesinde, piyanist Szpilman’ýn dolaþtýðý enkazlar ülkesini andýrýyor. Hamas ve Hizbullah.., Ýsrail’in uluslararasý hukuk kurallarýný hiçe sayan, kanun dinlemeyen Hitlervari yaklaþýmlarý, bu coðrafyada hüküm sürdükçe güç kazanýyor. Ýsrail týpký barýþta olduðu gibi savaþta da adil davranamýyor. Uluslar arasý hukuku ihlal ediyor, orantýsýz güç kullanýyor, sivil, asker ayrýmý yapmadan geliþi güzel her yeri bombalýyor. Kim bilir belki de dünyanýn kurnaz olarak tanýdýðý Ýsraillilerin bile fark edemediði, baþýndan beri oynanan tek bir oyun var. Yalnýzca Yahudi olduklarý için bin yýldýr Avrupa’nýn her köþesinden silinmeye çalýþýlan, yaþama haklarý ellerinden alýnan, tarihin görüp göreceði en vahþi soykýrýma uðratýlan Yahudiler ile Müslüman Araplarý birbirine kýrdýrmak ve bu iki dini de yeryüzünden silmeye çalýþmak.

Karþýlýklý kin ve nefretin Arap ve Ýsrail toplumlarýndan bir an önce silinmesi tek çözüm. Orda burda dolaþan –yukarýdaki de dahil- senaryolar çöpe atýlmalý, eminim her iki toplumun da isteði barýþ ve huzur içinde yaþayabilmek. Diðer türlü her gün, eskisine bir yenisinin eklendiði bin bir senaryo ve komplo teorileriyle dolu paranoyalar dünyasýnda yaþamayý kim ister. 21 yy’da insanlar dinlere, dillere, uyruklarýna göre deðil, iyi veya kötü özelliklerine göre deðerlendirmeli birbirlerini. Merhamet aranmalý yüreklerde ve elbette sevgi. Savaþan ülkelerin düþünürleri, insanlýðýn ortak geleceðinin kaygýsýný duyanlar, þiddetin nasýl daha büyük vahþete gebe olduðu, nasýl hýzla alevlendiðini görmezden gelemezler ve ülkeler iyi niyetli olduklarýný kanýtlamak zorunda, biri diðerini beklemeden uzatmalý ilk barýþ elini.

Ve bu; ilk uzanan el, ne yüce bir erdem olurdu.

Not: "Ortadoðu, Mezopotamya ve Ýðde Çiçekleri" baþlýklý savaþlara iliþkin bir diðer yazý Atlas Dergisi Sitesinde http://www.kesfetmekicinbak.com/atlascilar/okurlardan/02228/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn savaþ ve afetler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Savaþ Nasýl Kanýksanýr?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Benimle Uðraþma Kýzým!
Türkçe Nereye Gidiyor?
Türkülerle Kimlikler
Katar; "Doha Tartýþmalarý", Hamas
Aðaçlar Konuþur Mu?
Zincirin Zayýf Halkasý
Suç Artýþý ve Güven Bunalýmý
Madalya Töreni, Deprem ve Kaldýrým Taþlarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Karlovy Vary'de Bir Gün... [Öykü]
Beyaz Sessizlik [Öykü]
Salih Ustanýn Düþü [Öykü]
Zor Yýllar [Öykü]
Bacon, Montaigne, Russel ve [Deneme]
Hiç mi Deðerleri Yok?.. [Deneme]
Arka Bahçeli Ev… [Deneme]
Karafatmaya Karþý Gelin Böcekleri [Deneme]
Batýdan Doðuya Ilýk Esintiler [Deneme]
Küçük Dostum [Deneme]


Hülya Atakan kimdir?

-

Etkilendiði Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hülya Atakan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.