..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Tahir Atik




27 Kasým 2006
Babamýn Kýrýk Kalbi  
Kirli ve Zayýf

Tahir Atik


Önümdeki ambulansta babam ölmek üzere. Onun kaburgalarýný kýrdým. Onun kaburgalarýný kýrdým. Onun kalbini de çok kýrdým. Þimdi kýrdýðým kaburgalarýnýn altýnda duran o yumuþacýk, güvenilir, sýcak ve güçlü kalbi , babamýn kalbini kimbilir kaç kere kýrdým. Bunlar için bir kez özür dileyebilecek miyim?


:CBJF:
1.Bölüm = Günah
Dudaklarýnýn arasýndan hafif bir inleme çýkýyor. Ben terliyim. O da terli. Islak bedenlerimiz alev alev yanýyor. Gözlerinin üstünden öpüyorum.Yanaklarý pembe. Ellerimden biri ile memelerini okþuyorum. Sonra usulca öpüyorum memelerini. Suna yeniden garip sesler çýkarýyor. Kýþkýrtýcý, yakýcý sesler.
Suna bizim hastanede nadiren gördüðüm, aslýnda sadece bir iki kez konuþtuðum bir kýz. Yaklaþýk benim boylarýmda, uzun sarý saçlý, her zaman makyajlý ve bakýmlý. Gerçekten çok güzel bir kýz. Yani her gördüðümde aklýma türlü hoþ düþüncelerin geldiði bir hayal. Dolgun dudaklarý adeta setini aþmaya çalýþan bir sel suyu gibi coþkulu ve vahþi bir þekilde duruyor yüzünün alt yarýsýnda. Saçlarý en çýlgýn rüzgarlarý hizmetkar edercesine kendi rüzgarýný yaratýyor yürürken.Memeleri…Ahh memeleri..Tarif edemem, anlatamam, utanýrým anlatýrsam düþüncelerimi.
Öðrenci Suna. Güzel bir öðrenci. Güzel, alýmlý bir öðrenci. Güzel, alýmlý ve kendisinin ve çevresindeki tüm erkeklerin onu arzuladýðýný fark eden bir öðrenci. Akýllý mý? Bilmiyorum.
Bilmediðim bir þey daha var. Þu an bilmediðim bir evde, bilmediðim bir yatakta terli, çok mutlu , heyecanlýyým. Peki karþýmda çýrýlçýplak duran bu kýz, Suna ve ellerimde memeleri nasýl oluyor. Ne zaman görüþtük, yakýnlaþtýk, buraya geldik, soyunduk, seviþmeye baþladýk…Hiç hatýrlamýyorum. Bir an içimi bir korku kaplýyor. Sanki yabancýsý olduðum uçsuz bucaksýz bir dünyaya düþmüþüm gibi…Sanki ölmek üzereymiþim gibi…Hayýr sanki babam ölmek üzereymiþ gibi…Sahipsiz kalmýþým gibi.
Tam erkekliðim sýcak bir reçel gibi erimek üzereyken Suna elleriyle döndürüyor beni dünyama. Tekrar dönüyorum yataða. Nasýl olduysa oldu, karþýmda hayallerimin kýzý var. Kaç kez rüyalarýmda birlikte olduðum kýz. Þimdi karþýmda, çýrýlçýplak. Öpmeye baþlýyorum onu. Sonra tekrar okþuyorum memelerini. Bir elimle önce ýslaklýðýna dokunuyorum. Usulcacýk yaklaþtýrýyorum erkekliðimi yerleþtiriyorum, Suna’nýn sýcacýk kadýnlýðýna. Terli göbeklerimiz deðiyor birbirine. Suna dudaklarýný aralýyor ve ‘Sevgilim’ demesini bekliyorum.
Ama ‘oðlum’ diyor acýklý bir sesle. Allahým neler oluyor. Çýrýlçýplak Suna tamý tamýna annemin sesiyle sesleniyor. Çýldýrmak üzereyim tekrarlýyor Suna annemin sesiyle ‘oðlum’, ‘oðlum’ çok acýklý , aðlamaklý, baðýrmaya baþlýyor. ‘Oðlum uyan’, oðlum uyan’……

2.Bölüm = Aniden
Suna giderek uzaklaþýyor ama annemin sesi yakýnlaþýyor. Ortalýk aniden aydýnlanýyor. Uyanýyorum. Baþýmda gözlerinde kýpkýrmýzý gözyaþlarý ile annem duruyor. Derin bir nefes alýyorum.
‘anne rüya gördüm, kabus’. Annem beni dinlemiyor. Yeni fark ediyorum. Annem hem aðlýyor hem haykýrýyor.
‘oðlum…baban…babana biþey oldu…’
Kendime geliyorum ve hemen onlarýn yatak odasýna koþuyorum. Babam gözlerini tavandaki tek bir noktaya dikmiþ, gözlerinin aký görünüyor. Sað eli ve sað kolu dimdik duruyor. Babam havale geçiriyor. Ama neden. Nedenin sýrasý deðil þimdi. Ne yapmalýyým. Nerden bileyim, ben daha 3. sýnýftayým. Allah kahretsin, Allah kahretsin.
‘baba… baba, ne olur kendine gel, ne olursun baba’ birden duruyor havale. Allahým beni duyuyor musun. 'allahým þükürler olsun…babacým…’. Ama, hayýr, nefes almýyor þimdi de, mosmor oldu. Allah kahretsin. Neden duymadýn beni tanrým. Neden? Suna ile ilgili gördüðüm rüya yüzünden mi? Tövbe. Yüzbinkere tövbe. Allahým.
‘Baba, nefes al’ ne yapmalýyým? Kalbi. Aman tanrým nabzý atmýyor. Annem içerden haykýrýyor. Kapýda bir ara yan komþunun kocasýný görüyorum. ‘Hemen ambulansý ara’
‘Numarasý ne?’
‘Ne bileyim ben allahýn cezasý’ ne dedim ben ‘112 mi 118 mi hadi araaa, babam ölüyor’
Kahretsin kalp masajý ve suni teneffüs yapýlmalý, ama benden baþka kimse yok ki bilen. Tek baþýma, babama, onu hayata döndürmek için kalp masajý ve suni teneffüs yapmaya baþlýyorum. Kendi babam. Kaburga kýrýlma sesleri geliyor. Allahým. Babamýn kaburgalarýný kýrdým…Ellerimin üzeri ýslanmýþ. Aðladýðýmý fark etmemiþim. Masajý sürdürüyorum, babamýn dudaklarý çok soðuk. Allah kahretsin. Sunanýn dudaklarý geliyor aklýma. Allah kahretsin. Tövbe, yüzbinkere tövbe. Babam. O sýrada zaman sanki yavaþlýyor. Kalp masajý yavaþlýyor. Suni solunum, babamýn dudaklarýna dokunuþum, annemin çýðrýnýþlarý. Kapýnýn dibinde küçük kýz kardeþim sessizce oturuyor. Siren sesleri. Ýki býyýklý adam odadan içeri giriyor. Birisi doktor beyaz önlüklü. Bir de hemþire giriyor arkalarýndan elinde bir çantayla. Doktor bana sesleniyor.
‘Evlat bana devret bakalým. Bravo, en baþtan beri masaj yaptýn deðil mi’ diyor ve babamýn üstüne çýkýyor. Hemþire solunum balonu ile babama suni tenefüs yaptýrmaya baþlýyor.
‘evet’ diyorum ‘o benim babam’….
Bir yandan canlandýrmaya çalýþýyorlar babamý, bir yandan bir sedyeye koyuyorlar. Sonra da sedyeyle ambulansa. Ben annemi alýp arabayla takip ediyorum ambulansý. Kýzkardeþimi komþulara býraktýk. Ne olacak þimdi? Babam ölecek mi? Neden oldu þimdi bu? Yüzbinkere tövbe? Allahým benim canýmý al…
Daha elliiki yaþýnda babam….

3.Bölüm = Babam…
Öðretmen. Çok eskilerden. Hani þu devrimci olanlarýndan. Zamanýndan çok kavgalar etmiþ, çok dayak yemiþ polisten, meydanlarda baðýrmýþ. Þimdi mi. Onlarýn çoðu gibi býraktý bu iþleri. ’Devrim diye bir þey yok oðlum, para var’ dediðinde yaklaþýk iki saat tartýþmýþtýk. 'Herþey para deðil baba, onur var, emek var, sen yaþlandýkça tam bir kapitalist oluyorsun’ diyerek bitirmiþtim kendimce tartýþmayý. Bana her zaman verecek bir cevabý olan babam yavaþça gülümsemiþ ve susmuþtu. Ýþte o zaman ben kazandým demiþtim içimden. Haklýyým tabii ki. Fakir, zengin ayýrt etmeden parayý verene özel ders vermiyor muydu bi kere. Cevap verse de bunu yüzüne vururdum, hazýrlýklýydým. Ama cevap vermemiþti. Ben haklýydým. Yoksa o mu haklýydý.
Þeytan tüyü vardýr onda. Ýnanýn bana geçmesi için neler vermezdim o þeytan tüyünün. Ama herhalde genetik geçmiyor bu melet. Baksana Suna sadece rüyalarýmda görüyor beni. Babam hangi ortama girse ne yapýp eder tüm dikkatleri üzerine çekerdi. Hele kadýnlar. Hatta bir keresinde benim gözlerimin önünde bir tanesi babamýn telefonunu istedi de babam vermemiþti. Ne de olsa annemi seviyor diye düþünüm sevinmiþtim. Ýþte benim babam bu. Tabi sonra ayný kadýnýn mesajýný babamýn telefonunda gördüðümde çok þaþýrmýþtým. Gülsem mi aðlasam mý bilemeden babama çýkýþmýþtým. ’Oðlum karda yürüyeceksin iz býrakmayacaksýn’ deyip mesajý silmiþti. Hayretler içinde çýkýþmýþtým ‘anneni hiç üzmedim bu güne kadar evlat, arada olur böyle þeyler, sende erkeksin, hadi, aramýzda…’ demiþti. Çok bilmiþ ve iðneli konuþuyormuþ gibi yaparak ‘ama o da seni hiç üzmedi’ demiþtim. ’Ben böyle þeyler yapmýycam’. Annemin bu olaydan hiç haberi olmadý. Kardaki benim görmediðim diðer izlerden de.
Þimþekler çakýyor þimdi beynimde. Önümdeki ambulansta babam ölmek üzere. Onun kaburgalarýný kýrdým. Onun kaburgalarýný kýrdým. Onun kalbini de çok kýrdým. Þimdi kýrdýðým kaburgalarýnýn altýnda duran o yumuþacýk, güvenilir, sýcak ve güçlü kalbi , babamýn kalbini kimbilir kaç kere kýrdým. Bunlar için bir kez özür dileyebilecek miyim? Bir þans daha ver tanrým.
‘Ýyi yaþamak isteyen herkes iyi yaþar. Mutluluk görebilenin gözlerindedir.’ Ýyi yaþamak. Biliyor muyum ben yaþamý? Azýcýk gülümsüyorum þimdi. Hadi baba lütfen yaþamý iste ve bize dön. Bana dön.
Dedemin öldüðü günü hatýrlýyorum aniden. Gözlerimin önüne geliyor. Dedem hiç de doðal olmayan bir yolla ölmüþtü. O yaþlarda –ki 8 yaþýmdaydým- bana çok yaþlý gibi gelse de dedem öldüðünde 58 yaþýndaydý. Çok sigara içerdi, nargile de, keyifli bir adamdý hatýrladýðým. Akciðer kanserine yakalanmýþtý. Siz bunun doðal bir ölüm, ecel olduðunu düþünüyorsanýz, dedem inanmýyordu. Ýnanmadýðý için, kendini kanserden ölümüne mahkum etmemek için intihar etti. Balýkçýydý dedem. Bir sabah yataðýnda bulamadýk. Biraz sonra telefon çaldý. Babam apar topar gitti. O koca adam, babamýn babasý, aþýk olduðu denize atmýþtý kendini, boynuna büyük bir taþý baðlayarak. Kansere deðil denize teslim etmiþti kendini. Eceliyle olmadý dedemin ölümü.
O gün babamý hiç aðlarken görmedim. Sonrasýnda sigarayý da azaltmadý. Bir yýl denize girmedi, sonrasýnda o da aþýk olduðu denizle barýþtý. Birden þimdi aðlamamam gerektiðini hissediyorum. Yanaklarýmdaki yaþlarý yavaþça siliyorum, ne yapýyorum ben, babam ölmeyecek benim. O yaþayacak.
Ne yaparým ben o ölürse. Annem, kýzkardeþim. Kahretsin bu durumda bile kendimi düþünüyorum. Evet o ambulanstaki ben olmalýydým. Sabahýn ýþýklarý yavaþça aydýnlatýrken sokaklarý, acýklý bir siren sesi ve kýrmýzý mavi ambulans ýþýklarý eþliðinde hastanenin önüne geliyoruz. Hemen iniyorum arabadan. Ambulansýn arka kapýsý açýlýyor. Kahretsin kalp masajý ve suni solunuma halen devam ediyorlar. Demek dönmedi. Hýzla içeri giriyoruz. Fotoselli bir kapýnýn önünde bizi durduruyorlar.
‘Ben týp öðrencisiyim, girmem lazým, yardým ederim…’ sesimi ben bile duymuyorum. Ýçeri giremiyorum. Babam uzaklaþýyor. Dýþarda ben, annem ve gelecekle yalnýz baþýmýza beklemeye baþlýyoruz.
4.Bölüm = Kara Karanlýk
Zaman nasýl bir þey. Altý yaþýndaki kýz kardeþim ‘abi hayal ne demek’ diye pat diye soruverdiðinde bir an aklýma hiç bir þey gelmediðinden ‘bana biraz zaman vermelisin fýstýk’ diye zaman geçirmeye çalýþmýþtým..’ben de yok ki nasýl vereyim’ demiþti. Çok gülmüþtüm. Þimdi ben soruyorum zaman nasýl bir þey. Þimdi bu karþýmdaki acil kapýsýna pür dikkat bakýp nöbetçi doktorun çýkýp ne olup ne bittiðini anlatmasý için beklerken sanki zaman durdu. Geçmiyor. Neredeyse her dakika saatime bakýyorum. Hiç fark etmeden bir sigara yakmýþým, oysa annem hiç bilmiyor sigara içtiðimi. Ne zaman ve nereden buldum bu sigarayý. Söndürüyorum. Annem fark etmiyor. O aðlýyor.
Fotoselli kapýnýn önünden geçen cýlýz ve kirli bir kedi yüzünden kapý açýlýyor. Teknoloji kapýyý kedi açýyor , doktorlar geliyor. Kediyi kucaklamak, ona teþekkür etmek istiyorum. Sanki o olmasa kapý açýlmayacak , doktorlar gelmeyecek gibi geliyor.
Ýki erkek doktor. Yine dönüþü yavaþlýyor dünyanýn. Yavaþlýyor bize geliþi doktorlarýn. Saðdaki zayýf, daha yaþlý görünümlü, basbayaðý kel, ince bir býyýðý var. Yakýþmamýþ. Gülümsemiyor. Diðeri genç, önlüðü daha temiz, sað kulaðýnda nokta bir küpe var. Yakýþmýþ. Gülümsemiyor. Tekrar normal hýzýna dönüyor dünya.
Yaþlý ve býyýklý olaný dudaklarýný aralýyor. Býyýklarý hafifçe aþaðý açýlanýyor.
‘Üzgünüm. Baþýnýz saðolsun…bla…bla…bla’
Beynim çýnlýyor, gerisini duyamýyorum, annem yere atýyor kendini, aðlamamalýyým , onu tutmaya çalýþýyorum. Üç dört tane hasta bakýcý annemi bir sedyeye koyup, baðýrýþlar içinde içeri alýyorlar. Beynim uðulduyor. Kafamý kaldýrýyorum gökyüzüne. Baðýrmak istiyorum. Boðazým düðümleniyor. Babam öldü. Kara kapkaranlýk bir çukura düþtüm sanki. Babam öldü. Annemi içeri aldýlar. Yapayalnýz kaldým.
5.Bölüm = Yalnýz
Nerdeyim ben. Bu ýþýklý ve gürültülü yer neresi. Ben kimim. Bu karanlýk, beynimdeki, nereden ödünç girdi içime. Sanki hep kalacakmýþ gibi. Babam öldü.
Tekrar fotoselli kapýya bakýyorum. Kedi yok olmuþ. Sol omzuma aniden bir el dokunuyor. Korkuyorum artýk. Kafamý çeviriyorum. Bu…aman tanrým…Suna.
Suna. Memelerinin yarýsýný açýkta býrakan kan kýrmýzý bir gece elbisesiyle acil servisin önünde, dizinin bir karýþ yukarýsýna ulaþan derin iç yýrtmacýndan bir bacaðýný çýkarmýþ, sað elini benim sol omzuma atmýþ ayakta duruyor. Yavaþça eðiliyor ve sol elimi tutuyor. Memeleri iyice görülür oldu. Elimin sýrtýna incecik bir öpücük konduruyor. Çok acýyor elim. Elim kesiliyormuþ gibi, bir þeyler elime batýyormuþ gibi acýyor elim. Gözlerimi kapatýyorum, hýzla elimi çekiyorum, var gücümle baðýrýyorum:
‘Hayýýýýýýrrr!!!’
6.Bölüm = Avuntu
Gözlerimi açýyorum. Heryer aydýnlýk. Elinde bir serumla bekleyen, üzerindeki beyaz önlüðü, nöbetin sonlarýna yaklaþtýðý için belki de, kýpkýrmýzý kan lekeleriyle dolu, saçlarý daðýnýk, yorgun görünümlü hemþire, kýzgýn bir yüzle sesleniyor:
‘Bakýn beyefendi. Burada iþimi yapmaya çalýþýyorum. Hem týp öðrencisiymiþsiniz de. Biraz acýycak biliyorsunuz. Bu serumu takýnca sakinleþeceksiniz. Lütfen. Dayanýn’
‘Ama…Babam öldü, benim’ aðlamaya baþlýyorum. Hemþire elindeki serumu solundaki masa benzeri aletin üzerine býrakýp, uzaktan bizi izleyen doktora dönerek avazý çýktýðý kadar baðýrýyor:
‘Bu ne ya. Kaç kere söylüyoruz doktor bey. Yakýnlarý ölenleri avutmak için baþka bir yer ayýrsýnlar þu acilde. Bakýn diðer hastalar bu beyimizin keyfini bekliyor.’
Doktor hiçbirþey söylemeden dýþarý çýkýyor.
‘Allahým. Ne suç iþledim. Babamý ben öldürmedim ki. Ben de aðlamak istemiyorum ama biraz önce elimi acýttýn, þimdi kalbim acýyor.’ Diye baðýramýyorum yaþlý, gerizekalý, salak hemþireye. Sessizce gözyaþlarýmý silmeye çalýþýyorum. Olmuyor. Babam öldü benim. Annem. Annem nerede.
7.Bölüm = Kedi
Sabahýn ilk ýþýklarýný acil servisin kafeteryasýnda, kapýya yakýn bir masada, annemle birbirimizin gözlerine bakmaktan korkarak, sessizce , ýlýk ýlýk aðlayarak karþýlýyoruz. Bacaklarýmýn arasýna bir þeyin sürtündüðünü hissediyorum birden. Kirli ve zayýf kediyi görüyorum. Onu tekmelemek geçiyor içimden ama halim yok, yapamýyorum. Annem baþýný kaldýrýyor, önce elindeki kaðýt mendille gözlerini siliyor. Sonra hiç durmadan konuþmaya baþlýyor:
‘Bak oðlum. Sen artýk koskocaman bir adamsýn. Yakýnda doktor olacaksýn. Belki bugüne kadar hep bizimle yaþadýn ve hemen hiç baþkalarý için sorumluluk almadýn’ araya girmek, konunun nereye gittiðini anladýðýmdan, baþka bir þeyler söylemek istiyorum. Ama nafile. Annem neredeyse nefes almadan, sanki önceden hazýrlanmýþ bir metni, duygusuz bir ifadeyle okur gibi konuþmasýný sürdürüyor.
‘Ama senin mesleðin de zaten sorumluluk demek. Baþka insanlarýn hayatlarý, geleceði, umutlarý senin ellerinde olacak doktor olunca. Biz babanla…’ þimdi kýsa bir hüzünlü ara veriyor, tekrar toparlanýp devam ediyor ‘biz babanla seni çok zor günler atlatarak , iyi bir evlat, her türlü' , ‘Anne…’ diyorum hafifçe yanaðýný okþayarak. Gözleri çakmak çakmak açýlýyor.Tam gözlerimin bebeðine bakarak sürdürüyor.
‘Dur , devam edeyim’
‘Tamam’
‘Oðlum. Artýk baban yok. Ben ve kardeþinin tek güvencesi sensin. Evimizin babasý ve benim kocam artýk sensin oðlum. Buna hazýr olduðuna inanmasa emin ol baban ölmezdi. Bir an evvel toparlanýp, artýk bir baba olduðunu fark etmelisin.’ Diyor ve biraz yaðarsa her tarafý basacak bir yaðmur gibi aðlamaya baþlýyor yeniden.
Ben anlamýyorum. Anlamak istemiyorum. Anneme kýzýyorum içimden. Babam öldü benim. Onun tek oðluyum ben. Üzülmek, aðlamak, yas tutmak istiyorum. Anneme kin duyuyorum. Bu kadar hazýr mýydýn görevleri devir teslim etmeye, daha babam gömülmedi bile. Bana niye acýmýyorsun. ‘Bana niye acýmýyorsun anne’ diyemiyorum. Halim yok. Kedi ayaklarýmýn arasýndan sýyrýlýp kapýya doðru yöneliyor. Kapý açýlýyor. Kapýnýn hemen üstünde duran küçük hoparlörden, parazitli bir ses, bulunduðumuz kafeteryanýn gürültüsünü kirleten bir anons yükseliyor:
‘Tufan Týrpancýnýn yakýnlarý, Tufan Týrpancýnýn yakýnlarý, danýþmada bekleniyorsunuz’
Bu, babamýn adý. Önce annem ayaklanýyor.Onu oturtuyorum. Bu kedi, kirli ve zayýf kedi. Neler düþünüyorum. Danýþmaya doðru ilerliyorum. Nöbeti yeni devralmýþ, makyajlý, yüzü oldukça güzel, basenleri geniþ, aðzýnda sakýzýyla, bir hemþire beni bekliyor. Gider gitmez sarýlýp öpecekmiþ gibi bir hýzla yanýna ulaþýyorum. Biraz ürküyor ve bir adým geriye kaçýyor.
‘Tufan Týrpancýnýn yakýný mýsýnýz?’
‘Evet , ben oðluyum.’
‘Babanýzý....’ duruyor. Bir þey unutmuþ gibi bakýyor bana.
‘Öncelikle baþýnýz saðolsun!!’ cevap veremiyorum. Ne demek bu cümle? ‘Babanýzý biraz önce morga gönderdik. Þuradan sola dönüp aþaðýya inen yokuþu takip edin, yerini göreceksiniz’ elindeki bir ton kaðýt kalabalýðýný uzatýyor.
‘Ama önce çýkýþ iþlemlerini yapacaksýnýz’ kafa sallayarak alýyorum kaðýtlarý. Ýçimden gülüyorum kendi kendime. Babam bu hayattan çýktý, ama bu hastaneden çýkýþýný yapamadý.
8.Bölüm = Her þey hazýr olur
Çýkýþlarý yaptým biraz önce. Neymiþ efendim sevk kaðýtlarý gelene kadar kimliðim onlarda kalacakmýþ, bir de senet imzalamam gerekiyormuþ, bunlarýn hepsi tedbirmiþ, yanlýþ anlamamalýymýþým. Bunlarý söyleyen adama cevap vermememe raðmen ne de çok konuþtu.
Þimdi hemþirenin tarif ettiði yolda yürüyorum. Morga gidiyorum. Aþaðý doðru eðimli, iki arabanýn geçebileceði geniþlikte, iki tarafýnda ismini þimdi hatýrlamadýðým bazý aðaçlarýn olduðu huzurlu bir yol. Ama morga gidiyor.
Bir adam sað taraftaki kaldýrýmýn kenarýna parkettiði arabasýnýn tekerini deðiþtiriyor. Patlamýþ herhalde.
Ben arabamýn tekerini hiç deðiþtirmedim. Aslýnda babamýn aldýðý arabamýn tekeri demeliyim. Hiç yaðýna, suyuna bakmadým, sanayiye tamire götürmedim. Kaza yaptýðýmda resmi mevzularla uðraþmadým. Arabamý sadece sürdüm. Sýrf bunu yaparken de yanýmda babam varken en ufak bir eleþtirisinde ona baðýrdým, kýzdým. Hatta bir keresinde onu arabamdan indirdim. Her iþini onun yaptýðý, onun parasýyla deposu dolan, zaten onun bana aldýðý arabamdan.
Þimdi sýrf bu yüzden bu lastik deðiþtiren adama yardým etmek geçiyor içimden. Onunla konuþmak, ona sarýlmak. Ama nafile. Babam öldü.
Onun cenazesine doðru yürürken, bu sonbahar sabahýnda, hayatýmda babamýn aslýnda ne büyük yeri olduðunu görmek zoruma gidiyor. Bunu þimdi anlamak. Kalbi atmazken, gözleri görmez, elleri tutmazken. Oysa bir an evvel ölse de kurtulsam, artýk yalnýz kalsam dediðim ne çok zaman olmuþtu. Ne saçma ve suçlu zaman. Tanrým. Onu seviyorum. Bu yolu o yürümeliydi ve ben olmalýydým morgun soðuk odalarýndan birinde.
Morg yazmýþlar kapýnýn üstüne kocaman harflerle. Müþterileri asla okuyamýyor bu yazýyý. Soðuk. Gri bir mekan. Kimse yok içerde. Aðlamýyorum artýk.
Bir adam geliyor. Önlüksüz. Doktor deðil herhalde.
‘Buyrun ne istemiþtiniz.’
Kimsin sen. Ne biçim bir soru bu böyle? Gerizekalý, ahmak, beyinsiz …. ‘Babam…öldü…Tufan Týrpancý…’
‘Tamam kardeþim, þuradan bir galoþ giyiver, benimle gel…’ kapýnýn önündeki kocaman bir kovayý gösteriyor. Kovanýn yanýnda kirli ve zayýf kediyi görüyorum. Beni takip etmiþ olmalý. Ýyice sinirleniyorum. Ayaklarýma galoþlarý geçiriyorum.
‘Hadi kardeþim, çabuk ol gayri…’
Nereye yetiþeceðiz ki. Vakit çoktan geçti. Babam öldü. Ýçerdeki herkes de ölü zaten. Kime ve nereye yetiþeceðiz, diyemiyorum
Küçük bir odaya giriyoruz. Duvarlara ahþap süsü verilmeye çalýþan bir duvarkaðýdý kaplanmýþ. Yalan duruyor. Adam küçük bir masanýn arkasýna geçiyor, oturuyor. Masanýn önünde sandalye yok. Belli ki ayakta dinliyeceðim adamý. Konuþmaya baþlýyor.
‘Baþýnýz saðolsun kardeþim…’ cevap vermiyorum.
‘Ne zaman defnedeceksiniz merhumu’
‘Birazdan akrabalar burada olacak, öðle namazýna yetiþebilirsek…’susuyorum, babamý gömmek için acele ettiðimi fark ediyorum, ben, ben olmalýydým onun yerinde…
‘Kardeþim, þimdi bu kaðýtlarý imzalayýn, ben arabayý , diðer defin iþlerini ayarlayayým. Merkez Camiinde kýlýnýr namaz. Allah nasip ederse tabii…’
Kaðýtlarý imzalýyorum, bu adamý artýk dinlemek istemiyorum. Babamý görmek istiyorum.
‘Onu görebilirmiyim.’
‘Tabii, hayhay, gelin, buyrun.’
Yan odaya geçiyoruz. Konuþtuklarýmýzý duymuþtur diye geçiriyorum kafamdan. Yine üzdüm onu.
Babam. Musalla taþýnýn üstünde beyaz bir çarþafa çepeçevre sarýlmýþ dümdüz yatýyor. Yanýna gidiyorum. Adam yavaþ hareketlerle beyaz çapþafý çözüyor. Çarþaf birden tamamen iki yana dökülüyor. Çýrýlçýplak babam karþýmda. Sanki uyuyor. Huzurlu bir uykuda gibi. Rüya görüyor gibi, hafifçe gülümsüyor gibi. Ama bedeni soluk, soðuk ve kaskatý. Babam benim. Ellerimi, titreyen, titrediðini þimdi fark ettiðim ellerimi yüzüne uzatýyorum, okþuyorum yüzünü. Hiç okþamadým ben daha önce babamýn yüzünü. Sessizce gözyaþlarý dökülüyor yüzümden, onun yüzüne. Babam. Neden öldün. Neden öldün.
‘Neden öldün…Neden öldün….Neden bizi býraktýn….’
Adam tutuyor omzumdan kaldýrýyor beni ‘Hadi caným…hadi…gidelim’ , ama bu ses, kadýn sesi, Sunanýn sesi, hýzla çeviriyorum baþýmý. Ýçim rahatlýyor, adam duruyor karþýmda, biraz korkuyor bu sert dönüþten ve omzumu býrakýyor, babamýn çarþafýný tekrar baðlýyor. Aðlayarak çýkýyorum dýþarý, arkamdan sesleniyor:
‘Kardeþim, saat onbirde hazýr olur her þey, gelip alabilirsiniz merhumu’
Her þey hazýr olurmuþ.!!!.Gerizekalý herif…
9.Bölüm = Sessiz
Halam, kocasý, amcam, karýsý, komþunun kocasý ve annem acil servisin önünde bekliyorlar beni, uzaktan gördüðümde geri dönmek, babamýn yanýna gitmek, yanýna uzanmak isteði geldi ama onlar da beni gördükleri için dönemiyorum. Ayaklarýmý sürüyerek yanlarýna gidiyorum. Hepsi aðlamýþ, komþunun kocasý hariç. Olanlarý anlatýyorum, planlarý anlatýyorum. Annem sessizce aðlýyor. Sessizlik var herkeste. Kimse konuþamýyor sanki.
10.Bölüm = Ses
Saat onbir. Annem, halam, kocasý, amcam ve karýsý ile komþunun kocasý morgun önündeyiz. Cenaze arabasý kapýda. Kirli ve zayýf kedi arabanýn yanýnda. Baþýnda biraz önce konuþtuðum adamýn bulunduðu tabutu dört hastabakýcý taþýyor. Bir yaþam sýðdýrmýþlar o tabutun içine. Babamýn yaþamý. Hayatýmýn örneði, bazen kýzdýðým, kalbini çok kýrdýðým, güçlü, sevecen, her zaman umutlu ve iyimser babamýn yaþamý dört hasta bakýcýnýn ellerinde topraða götürülmek üzere bu yeþil renkli arabaya býrakýlýyor.
Kapýda görüldüðü andan itibaren annemin feryatlarý tekrar baþlýyor. Annem aðlýyor. Annem, iþkenceye uðruyormuþ gibi, bir yeri kesiliyormuþ gibi, çýldýrmýþ gibi baðýrýyor.
‘Tufan. Geri dön. Ne olur dön seni geri istiyorum, bir daha istiyorum’ Annem bana dönüyor. Bana baðýrmaya baþlýyor.
Ben de aðlýyorum ama anlamamaya baþlýyorum annemin ne dediðini. Güneþ sanki bir anda battý. Akþam oldu. Ortalýk kararýyor. Annemin sesi uzaktan uzaða duyulmaya baþlýyor þimdi. Anlayamýyorum. Ben de baðýrmak istiyorum .Ölüyorum galiba sesim çýkmýyor. ’Babaný istiyorum , bir daha istiyorum’ Annem….Annem…Annemin sesi, o çýldýrmýþ ses, bu annemin sesi deðil, yine ayný ses, Suna’nýn sesi bu. Ortalýk iyice kararýyor.
11.Bölüm = Aniden
Birden gözlerimi açýyorum. Suna karanlýðýn içinde çýrýlçýplak sesleniyor. ‘Hadi uyan artýk, bir daha istiyorum , sevgilim.’
‘Suna. Sen misin?’ Derin bir nefes alýyorum.
Suna beni öpmeye baþlýyor. Kalbim hala hýzlý çarpýyor. Kulaklarýmý diliyle okþuyor önce, yavaþça boynumu öpüyor sonra. Memeleri göðsüme deðiyor. Çok güzel. Erkekliðim onu bekliyor. Aþaðý doðru kayýyor dudaklarý. Diliyle küçük daireler çizerek göbeðime kadar geliyor. Gözlerimi kapatýyorum.
Birden odanýn öbür ucundaki sehpanýn üstünde duran telefonum çalmaya baþlýyor. Saat gecenin üçü. Kafamý çeviriyorum. Sehpanýn ayaklarýnýn dibinde Suna’nýn kedisi duruyor. Kirli ve zayýf. Telefon ýsrarla çalýyor. Açmak için kalkýyorum. Suna açma diyen gözlerle bakýyor, býrakmak istemiyor. Sanki biliyor gibi. Telefonda annemlerin numarasý görünüyor.
‘Alo!!!’
‘Oðlum…’ diyor annemlerin telefonundan sunanýn sesi.
‘Oðlum….baban….babana biþey oldu!!!’




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Tahir Atik kimdir?

Davetsiz bir misafir gibi girer ve hayatýnýzý deðiþtirir sanat. Bir kere verirseniz elinizi þiirin büyüsüne almazsýnýz kendinizi gönüllü. 'Öyküler þiirin kýzkardeþidir' zaten. Ne nefes alýrsýnýz okumadan ne de uyku tutar düþünmekten aklýnýzý. Düþünmek için üretti insan sanatý.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tahir Atik, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.