Ben'lik

“Her bir insan bir asmadaki üzüm tanelerine benzer, önce olgunlaşacak ve sonra üzümün kabuğunu yırtması gibi kabuğundan çıkıp şıraya karışacak.”

yazı resim

Benlik, bilinç, ben ve kendim arasındaki fark.. bunlarla ilgili epey söz duymuşumdur, aklımda kalanlar; “insan bilinçli benliğiyle hayvandan üstündür” ayrıca “insanın “kendi’sini” cezalandıran “ben’i”dir ”, bir de “bilinçsiz bir benlik olmaz fakat benliği olmayan bir bilinç mümkündür(bu gerçeği de yine insan ve hayvan arasındaki farka varabilmek için kullanırlar)”. Yine de bu kavramları tam olarak özümseyemediğimi hissederdim . Aklımda hala cevaplayamadığım sorular kalıyordu. Mesela “Ben” diyebilmek ne zaman başlar?... Oysa cevabı çok basitmiş:”Sen” dediğin zaman. Şimşekler çaktıran bir gerçek, bir ironi. İnsan sen diyerek bilinçli benliğini ayağa kaldırmış oluyor. Uyuyan devi uyandırmak..hoş bu donanımla yaratılmışken başka seçim de söz konusu olamaz.
Var oldukça ademin en büyük silahı benliği olacak. Bu silahı kime karşı kullandığına göre de Sultanının nezdinde ki değeri değişecek. Kendini hangi taraftayım diye sınamak istersen, ayrımı da basit, cevap vermen gereken soru:”Ben için mi ‘Bir ’ için mi yaşıyorum”..Benlik deyince akla önce bencillik gelir.Bu “ben’i” en çok da sosyalist arkadaşlar eleştirir :) (Ne de olsa kapitalizmin kapısını açan odur.) Sonra insan biraz daha düşününce yani olumsuzluktan uzaklaşmayı başarınca (ek bilgi: insan olumsuz düşünmeye daha meyilli olduğundan önce onları görür) bu “ben’in” insanı “bir’e” götürebilecek bir araç olduğunu fark eder. İnsan kalabalıklara karışmadan önce kendi anlamını bulmalıdır çünkü ancak bu haliyle kalabalıkta yitmeden ona bir anlam katabilir.Mesnevide konuyu özetleyen güzel bir benzetim var.İnsanın vasfında birlik olmak vardır der ve insanın kemalini şöyle izah eder. “Her bir insan bir asmadaki üzüm tanelerine benzer, önce olgunlaşacak ve sonra üzümün kabuğunu yırtması gibi kabuğundan çıkıp şıraya karışacak.” Yani her bir adem kendini bilip, tek bir ruh ve manaya bürünecek. İşte bu birleştirme işini üstlenen de her birinin lisanından anlayan “Süleyman” olacak. Süleyman’la ilgili, tırnak arası bahsedilip geçilemeyecek kadar güzel bir hikayecik var onu ayrıca ele almak daha doğru olur.
Sonuç olarak;insan şu dünyada,bencil olan benliği için yaşarsa hazin sonla muhatap olur. Çünkü ”Yem, peşinden koşana tuzak kesilir” .

Alıntılar:Mesnevi-Mevlana

Başa Dön