Yumruk kanatırcasına özletiyor bu yalnızlık, seni bana,
Bilmem kaçıncı yüzyıldan kalma bir saat,
Hasretini, yokluğunu tıkırdıyor benimle birlikte.
Geceler üşütmüyor yokluğunda,
Camlar açık, perdeler, çekik oysaki ardına kadar.
En ayaz haliyle girmeli soğuk,
İlkin camdan, vücuduma ardından.
Girmiyor yokluğunda penceremden,
Hiçbir haber, iyi ya da kötü.
Hatır soranım yok senden gayrı...
Tek bir satır haberin yeter bana,
Sevgili nazarından geçtim,
Bir eş, bir dost katından yaz halini,
Hiç olmadı kardeşim de yaz, yeter ki yaz,
Hasretinle üşütme beni.
Yarını bekliyorum özlemle,
Ne garip, seninle buluşmaları beklerdim
"Yarın" dendiği vakit,
Heyecan vururdu bir gün evvelden.
Şimdi ise, bir haber, belki boş bir kağıt
Ya da bir zarf senden, isimsiz...
Giyinme, süslenme, traş olma heyecanlarımı
Rafa kaldırdım nice zamandır.
Hevesim kalmadı hiçbir yarına, habersizliğinden sebep.
Anlıyorsun ya, yokluğun değil,
Habersizliğin beni perişan eden,
Acımadan susuşun, habersizce gidişin...
Gelecek misin bilmiyorum bunca saat sonra,
Bil ki, yadırgamam gelmezsen eğer,
Alıştım sensizliğe ve sevmiyorum artık seni,
Üşüyorum kendi halimle...
Haberini yaz bana,
Sevmesem de seni,
Sen yaz bana...
Ömür geçmiyor, senden habersiz...
Senin beklentin olmadan...