..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Din > Mehmet Sinan Gür




25 Þubat 2007
Gizemli Mýsýr - Tek Tanrýlý Firavun Akhenaton  
Mehmet Sinan Gür
Eski Mýsýr'da yaþamýþ bize anlatýlanlardan farklý bir Firavun var. Bu yazýda onunla ilgili küçük bir derleme bulacaksýnýz.


:BDGEB:
Tanrý uludur; birdir, tektir.
Ondan baþkasý yoktur.
Bir tanedir,
O'dur her varlýðý yaratan
Bir ruhtur Tanrý, görünmeyen bir ruh...
Ta baþlangýçta vardý Tanrý,
Tek varlýktý o.
Hiç bir þey yokken o vardý.
Her þeyi o yarattý
Ezelden beri süregelen varlýðý,
Ebediyete kadar sürecek,
Gizlidir Tanrý, kimse görmemiþtir onu.
Ýnsanlara ve yarattýklarýna sýr kalýr her zaman.


Sanki günümüzde inanýlan din kitaplarýndan alýnmýþ gibi görünen bu þiir, yaklaþýk 3300 yýl önce Mýsýr’ýn 18. sülalesinden Firavun Akhenaton tarafýndan yazýlmýþtý. Akhenaton tek Tanrý’ya inanýyordu. Gelmiþ geçmiþ bütün Firavunlarýn içinde yalnýz onun inancý böyleydi. Akhenaton Firavun olduðunda adý IV. Amenofis’ti ve o da diðer Firavunlar gibi geleneksel 13 tanrýya inanýyordu. Fakat ne olduysa Akhenaton Tahta çýktýktan 5 sene sonra 41 yaþýnda iken kendisinde çok büyük bir manevi deðiþiklik hasýl oldu; adýný ve dinin deðiþtirdi. Tanrý'nýn bir, isminin ise Aton olduðunu halkýna ilan etti. Tapýnaklardaki bütün putlarýn kýrýlmasýný, duvarlardaki tanrý isimlerinin kazýnmasýný emretti. (bunlar daha çok Tanrýlarýn kadýnlarla cinsel iliþkiye girdiklerini gösteren resimlerdi) Ameophis (Ýmparatorluk tanrýsý Amus razý olsun) olan adýný Akhenaton (Aton'un hadimi, yani hizmetkarý) olarak deðiþtirdi. Akhenaton'un inandýðý ve halkýnýn da inanmasýný istediði tanrý, kendi ifadesine göre, yalnýz Mýsýrlýlarýn deðil, bütün insanlarýn, bütün kainatýn tanrýsý idi. Güneþ'i, Ay'ý, yýldýzlarý yaratan "O" idi. Günümüzdeki tasavvuf inancýna benzer bir inançla her þeyde Tanrý’yý görüyordu. Ona göre Güneþ Tanrý’nýn bir görüntüsüydü.

Göklerin ufkunda belirmen ne kadar güzeldir,
Ey! Hayatýn temelinde yaþayan Aton,
Sen doðu göðünün ufkunda doðduðunda,
Tüm memleketi güzelliðinle doldurursun,
Uzaklaþsan da, ýþýnlarýn dünya üzerindedir,
Ne kadar yüksek olursan ol,
Senin adýmlarýnýn izleri gündüzdür,
Sen, ýþýnlarýný daðýttýðýn zaman,
Mýsýr'ýn her iki ülkesi de bayram eder,
Hepsi uyanýk ve ayaklarýnýn üzerindedir,
Çünkü Sen, onlarý uyandýrmýþsýndýr,
Onlar tüm organlarýný sende yýkarlar,
Ve kollarýný kaldýrýp, Sen'i þafakta selamlar,
Sonra tüm dünyada herkes kendi iþini yapar,
Hayvanlar otlardan zevk alýrlar,
Aðaçlar ve bitkiler çiçeklenirler,
Kuþlar, kanatlarý sana doðru ibadet edercesine kalkýk,
Bataklýklarda uçarlar,
Sen üzerlerinde oldukça onlar yaþarlar,
Kadýnda çocuðu Sen yaratýrsýn,
Ananýn karnýnda çocuða Sen hayat verirsin,
Sen ana rahminde dahi çocuðu besleyensin,
Ne zaman civciv kabuðu içinde baðýrsa,
Sen ona hayat vermek için nefes verirsin,
Ey Tanrým, Senin ne kadar çok eserlerin vardýr,
Sen! Ebediyetin hakimi! Senin isteklerin hep iyidir,
Sen yaþamýn ta kendisinin ve yaþam Sen'de yaþar,
Tanrým Sen yaþamsýn ve yaþam ancak sende görülür.

Þiirde geçen ‘Mýsýr'ýn her iki ülkesi’ Nil nehrinin doðu ve batý yakalarý, yaþam ve ölüm ülkeleridir. Görüldüðü üzere yine günümüz inancýnda olduðu gibi yaþamda ve fizik kurallarýnda Tanrý’nýn varlýðýnýn kanýtlarý aranmaktadýr. Nil nehri, doðu ve batý ülkeleri ve Nil deltasýndan oluþan tepesi yuvarlak haç biçimi, Aton veya Akhinaton haçý adý ile bilinir. Hýristiyanlar, ancak Bizans Ýmparatoru Jüstinyen döneminde Akhineton Haçý biçimini býrakýp ve düz haç modeline geçmiþlerdir. Bu da ilk kez Ayasofya'da kullanýlmýþtýr. Ayasofya’nýn yapýmý 6. Yüzyýla denk gelir.

Akhenaton’un inandýðý dinde erkekler sünnet oluyorlardý. Domuz eti yemek günahtý. Tapýnaða girmeden önce el ve ayaklarla yüz belirli bir ritüele uygun olarak yýkanýyor, yani abdest alýnýyordu. Cinsel iliþkiden sonra da günümüzde gusül abdesti dediðimiz biçimde mutlaka baþtan aþaðý yýkanmak gerekiyordu.

Akhenaton’daki bu deðiþikliðin sebebi neydi? Neden geleneksel inançlarý reddetmiþti? Bunu bazý tarihçiler Asya’dan gelen bir eþe baðlýyorlar: Nefertiti’ye! Þimdi biraz Antik çaðýn evlilik ve aile iliþkilerine ve Akhenaton ailesinin yaþantýsýna bakmalýyýz. Güzelliði ile ün salmýþ antik Mýsýr’ýn kraliçesi Nefertiti Akhenaton’un eþiydi. Ailesi hakkýnda kesin bulgu olmasa da Mitannilerden gelme Asyalý bir prenses olduðu düþünülüyor. Asýl adý Tadukhepa'ydý, fakat o kadar güzeldi ki, eski Mýsýr dilinde 'güzel kadýn geldi' anlamýna gelen Nefertiti olarak anýlmaya baþlandý. Akhenaton ve Nefertiti’nin bu evlilikten 6 kýzlarý oldu. Hiç erkek çocuklarý yoktu. Kýzlarýnýn adlarý:
Meritaten: 2 evlilik yýlýnda (M.Ö. 1348 ).
Meketaten: 3 evlilik yýlýnda (M.Ö.1347 ).
Ankhesenpaaten, sonra Tutankhamun eþi: 4 evlilik yýlýnda (M.Ö.1346 ).
Neferneferuaten Tasherit: 6 evlilik yýlýnda (M.Ö.1344 ).
Neferneferure: 9 evlilik yýlýnda (M.Ö.1341 ).
Setepenre: 11 evlilik yýlýnda (M.Ö.1339 ).


O zamanlar aile içi –ensest- iliþki normal görünüyordu. Büyük bir olasýlýkla Nefertiti Akhenaton’un –kardeþ gibi- yakýn akrabasý idi. Nitekim iki kýz çocuðu prematüre idi ve fazla yaþamadýlar. Akheneton erkek evlat edinebilmek için üvey kardeþi Smenhkare ile evlendi. Daha sonra kendi kýzlarýnýn ikisiyle evlendi. Aile içi iliþkinin bir nedeni daha vardý. Bunlar asil olduklarý için tebaalarýndan biriyle evlenemezlerdi.

Bunun þöyle bir etkisi var. Nefertiti için Asyalý olduðu söyleniyordu. Akhenaton’un heykellerinden anladýðýmýza göre bizzat kendisinin gözleri bir Asyalý gibi çekikti. Akhenaton’un çekik gözlü olmasýný kimi yazarlar ensest iliþkilere ve genetik bozulmaya baðlýyorlar. Ancak bana göre bu biraz spekülatif bir yaklaþýmdýr. Daha sonra Firavun olan oðlu Tutankhamon’un ele geçen hazineleri arasýnda bir kadýn büstü bulunuyor. Bu büst de tartýþma götürmez bir þekilde çekik gözlüydü. Ayrýca üst düzey insanlarýn gözlerine çekik gözlü imiþ gibi sürme çekme adeti vardý. Bu bana göre –baþkalarýndan farklý olduðu için- güzel sayýlan çekik gözlere bir öykünme idi.

Buradan çýkabilecek bir sonuç, Akhenaton Asya’da yaþamakta olan Þaman dininden etkilenmiþti. Bilindiði gibi 10000 yýl önce Asya’dan Amerika’ya geçen Kýzýlderililer de Þamandýr ve tek tanrýya, cennete inanýrlar. Yani Akhenaton döneminde Þamanlýk vardý.

Akhenaton’un tek tanrýya inanmasýna baþka bir sebep daha gösterilir. Hz. Yusuf Akhenaton’dan önce Mýsýr’da yaþamýþtý. Firavun’un ondan etkilendiði düþüncesi öne sürülmüþtür. 18. hanedandan 10. firavun olan Akhenaton'un tahtta kaldýðý tarih: Ýsa'dan önce 1355-1335 yýllarý olduðuna göre Hz Musa'dan önceki zamanda yaþamýþtýr. Onun için baþka olasýlýklar da düþünülür. Bir peygamber olmasý olasýlýðý. Burada olabilecek tek kiþi Hz. Musa’dýr. Ancak din kitaplarý öyle söylemezler. Din kitaplarý Akhenaton’dan sanki hiç yaþamamýþ gibi ayrýca da tek satýr olsun söz etmez. Elde Mýsýr kaynaklarý olmasaydý bunu doðru kabul etmek mümkün olabilirdi. Ama böyle deðildir. Tevrat’ta farklý bir þekilde Lut peygamberin erkek evladý olmadýðý için iki gün arayla iki kýzýyla -onlar tarafýndan sarhoþ edilip- iliþkiye girdiði anlatýlýr. Lut Peygamber ayný zamanda ailesini alarak Sodom ve Gomorra’yý terk etmiþtir. Bu kentler Tanrý’nýn gazabýyla yok edilmiþtir. Akhenaton ise din deðiþtirdikten sonra rahiplerin kendisini rahat býrakmayacaðýný bildiðinden, eski dinin ve ülkenin baþkenti olan Teb þehrinden çýkýp onun 300 km. kadar kuzeyinde Nil nehrinin doðu yakasýnda yeni bir tapýnak/baþkent yapmýþtýr. Bu tahta geçiþinin 6. yýlýna tekabül etmektedir ve o zamana kadar "Amenofis" olan ismini "Akhenaton" olarak deðiþtirmiþ ve yeni baþkentine de ayný ismi vermiþtir. Bu olasýlýk bana daha yakýn geliyor. Akhenaton belki de Lut peygamberdi. Tabi bu konu din kitaplarýnda böyle anlatýlmaz. Doðruluðu yanlýþlýðý ‘kiþinin okumasýna’ ve yansýz olarak araþtýrmasýna baðlýdýr. Bu konularda internette çok zengin kaynak bulmak mümkündür.

“30.Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kýzýyla kentten ayrýlarak daða yerleþti. Ýki kýzýyla birlikte bir maðarada yaþamaya baþladý.
31.Büyük kýzý küçüðüne, "Babamýz yaþlý" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok.
32.Gel, babamýza þarap içirelim, soyumuzu yaþatmak için onunla yatalým."
33.O gece babalarýna þarap içirdiler. Büyük kýz gidip babasýyla yattý. Ancak Lut yatýp kalktýðýnýn farkýnda deðildi.
34.Ertesi gün büyük kýz küçüðüne, "Dün gece babamla yattým" dedi, "Bu gece de ona þarap içirelim. Soyumuzu yaþatmak için sen de onunla yat."
35.O gece de babalarýna þarap içirdiler ve küçük kýz babasýyla yattý. Ama Lut yatýp kalktýðýnýn farkýnda deðildi.
36.Böylece Lut'un iki kýzý da öz babalarýndan hamile kaldý.”
(Tevrat, Yaradýlýþ Bölümü 19/30-36)

Bir olasýlýk da Akhenaton’un tek Tanrý düþüncesine yargý yoluyla varmýþ olmasýdýr. Fakat bunu yapmak çok zordur, bütün kurulu düzeni reddetmek demektir. Öyle olmadý ise biri bu düþünceyi ona telkin etti. Müslüman bazý düþünürlerin söylediðine göre tek Tanrý ve gerçek din Adem’le Havva’dan beri vardýr ancak zaman zaman kesintiye uðramýþtýr. Fakat Kuran’da Akhenaton’dan hiç bahsedilmemiþ olmasý size ilginç gelmiyor mu?

Akhenaton ve Nefertiti öldükten sonra hazineleri ile ünlü Tutankhamon Firavun oldu ve Akhenaton’un kýzý, yani üvey kardeþi ayný zamanda kayýnvalidesi, belki de annesi Ankhesenpaaten ile evlendi. Yeni dönemde rahiplerin baskýsýyla tek tanrýlý din terk edildi, tekrar eski çok tanrýlý dine dönüldü. Tutankhamon’un ömrü uzun sürmedi, 19 yaþýnda öldü. Dul kalan Ankhesenpaaten babasý ve kardeþinden sonra büyük olasýlýkla büyük dayýsý olan yaþlý rahip Ay ile evlendi. (Daha önce de baþka bir üvey kardeþi ve amcasýyla da evlendiði tahmin ediliyor. Yani ailede evlenmediði erkek yok). Ancak o da ölünce yeniden dul kaldý. Bunun üzerine düþmanlarý olduðu halde Hitit Kralý Suppiluliumas’a mektup yazarak eþ olmak üzere oðullarýndan birini göndermesini istedi. Kral Suppiluliumas oðlu Prens Zannanza’yý gönderdi ama prens yabancý birini Firavun olarak görmek istemeyen bir Mýsýrlý tarafýndan öldürüldü. Bu mektubu kimin yazdýðý konusunda þüpheler var. Bu kiþinin Ankhesenpaaten olduðu yalnýzca bir tahminden ibaret.

Bu süre içinde Akhenaton’un tek tanrýlý dini yok edildi gibi göründüyse de tam bu dönemde Hz. Musa ve Musevilik ortaya çýktý. Bir görüþe göre Hz. Musa Akhenaton’un ta kendisi; bir görüþe göre onun dinini devam ettirmek isteyen bir Mýsýr Prensi. Eski din geri gelince tek Tanrýya inananlar Mýsýr’da barýnamadýlar ve Filistin’e göç etmek zorunda kaldýlar. Bundan sonrasýný çok iyi biliyoruz.

Din kitaplarýnda Hz. Musa farklý bir biçimde anlatýlýr.

Tevrat’ýn Exodus bölümünde þu þekilde anlatýlýr.Adý verilmeyen bir firavun döneminde, Mýsýr topraklarý üzerinde yaþayan Ýbranilerin sayýsý giderek artmýþtýr. Bu nüfus patlamasý Mýsýr yönetimini endiþelendirir. Çünkü herhangi bir savaþ durumunda Ýbranilerin düþmanla birlikte olacaklarýndan kuþkulanýrlar. Firavun yeni doðan Ýbrani erkek çocuklarýnýn hepsinin öldürülmesini emreder. Bu felaketten sadece bir erkek çocuðu kurtulur. Bu çocuk Nil’de bir prenses tarafýndan bulunup evlatlýk edinilir. Adýný Musa koyar. Musa sarayda büyür. Musa sudan çekip çýkarma anlamýna gelen bir fiil kökünden türetilmiþtir ve günün birinde herkesin bildiði o malum olay gerçekleþir. Bir Mýsýrlý, Ýbrani kölelerden birine eziyet etmektedir. Araya giren Musa Mýsýrlýyý öldürür ve artýk burada kalamayacaðý için Sina çöllerine doðru, Midyan adýyla söz edilen bölgeye gider ve Exodus, göç olayý gerçekleþir.

Bununla ilgili olarak
http://www.f27.parsimony.net/forum67623/messages/22617.htm

baðlantýlý forumda bir kiþi þu yorumu yapmýþ:

Büyük oranda mit izleri taþýyan bu hikayeyle ilgili olarak birçok tarihçinin kuþkusu vardýr.
*Mýsýr kayýtlarýnda Musa adýnda birinin yaþadýðýna iliþkin hiçbir kayýt yoktur! Mýsýr gibi kayýt tutmaya meraklý bir toplumda bu rastlanacak bir durum deðildir ve oldukça þaþýrtýcýdýr.
*Hikayede anlatýldýðý gibi bir Mýsýr prensesi nedimeleriyle birlikte neden Nil nehrine yýkanmaya gitsin? Zira Mýsýrlýlar hijyen konusunda çok titizdir. Hatta sýradan halk bile, banyosunu filtre edilmiþ suyla, hamamlarda alýr.
*Sarayýn himayesinde yetiþmiþ ve dolayýsýyla soylu kabul edilen biri sýradan bir insaný öldürdüðü için neden sývýþma lüzumu hissetsin bu olay pekala örtbas edilebilirdi öyle deðil mi!
Ýþte tutarsýzlýklar silsilesiyle örülü ucube bir hikaye üstelik kendilerini hiç ilgilendirmediði halde Müslümanlar da bu saçmalýklara inanýyor
yukarýdaki saptamalar ýþýðýnda deðerlendirdiðimiz takdirde bahse konu olan hadiselerin býrakýnýz gerçekliðini Musa adýnda birinin yaþayýp yaþamadýðý bile son derece þüphelidir.
Saygýlarýmla

Bir baþka yorum aþaðýdaki gibidir.

http://66.102.9.104/search?q=cache:bVvhFhy9gsoJ:www.tavanarasi.net/index.php%3Fshowtopic%3D5355+Akheneton&hl=tr&ct=clnk&cd=52

“Kutsal topraklara geri dönüþ M.Ö. 1280-1250 yýllarý arasý. Bu tarihler arasý kesin olarak kabul görür. Son araþtýrmalara M.Ö. 1264-1260 olarak daraltýlmýþ. Musa isminde birinin yaþayýp yaþamadýðý konusunda bilgiye ulaþýlamadý. Bu isim, göç sýrasýnda grup liderine ya da duyularýmýz ile algýlayamadýðýmýz tek tanrý fikrini ortaya atana sonradan verilmiþ isim olabilir olarak düþünülüyor.
Ýlk tek tanrý düþüncesini ortaya atan Firavun Akhenaton. Fakat onun tek tanrýsý güneþ. 18. sülalenin son firavunlarýndan olan Akhenaton, eski mýsýr pagan dinine karþý çýkýp, rahipler sýnýfýný ortadan kaldýrýyor. Gelirlerini kesiyor. Kuzeye çýkýp orada yeni bir þehir kurduruyor. Bu sýrada inþaat için çevre ülkelerden de sanatçýlar ve iþçiler geliyor. Kudüsten gelen grubun baþýnda Ýbrahim(Efraim) var, ve tek tanrýdan habersiz pagan Akad dinine mensup. Sonradan o da tek tanrýcý yapýlmýþ. Akhenaton sonrasý yeni bir aile mýsýr yönetimini ele geçiriyor. I. Seti firavun oluyor. Ve eski Mýsýr dinine dönülüyor. Akhenaton taraftartarlarý, onun dinine inananlar ise hor görülüyor. Bunlardan II. Ramses zamaný Kudüse dönen Ýbrahim'in torunlarý yolda tanrýyý güneþlikten çýkarýyorlar. Dönüþ yolu kýzýldeniz deðil Nil deltasý, sellerin olduðu dönem.
Sümerde Enki, Akatlara ismi EA olan bir tanrý var. bu yaratýcý tanrý deðil. Fakat tanrýlar üst kurulunun en önemlisi. Halk arasýnda EA, yea olarak telaffuz ediliyor. Binin üzerindeki tanrý sayýsý nedeniyle isimler kimsenin aklýnda deðil, sadece önemli olanlar iyi tanýnýyor. EA nýn sýfatý diðerleri de her þeyi ondan sorup öðrendikleri için her þeyi bilen, her þeye kadir. Tercümesi tam böyle. Göç sýrasýnda Akad dinini de tam býrakamayan yahudiler bunun adýný batý dillerindeki var olmak fiilinin eril üçüncü tekil haline getiriyor. Yea oluyor YAHVE. Yani He is. O vardýr.
Ya diðerleri, onlarý da melek yapýyorlar iklim, ölüm, insanlara tanrýlardan haber getiren, mikalil, cebrail, azrail, israfil, bunlar tanrýlar üst kurulunun üyeleri. Diðer önemsizler ise, bildiðiniz melekler. Aradan 300 yýl geçince yeni din geliþtiriliyor, sümer dininin yaratýlýþ hikayesi aynen alýnarak tevratýn ilk sayfasý yapýlýyor. Nuh, adem,de sümer dininden alýnma. Diðerleri israil krallarýnýn hayat hikayesi. O krallar da bizim peygamberlerimiz. kitap M.S. 200 bazýlarýna göre 350 yýllarýna kadar yazýlýyor. Eski metinler ile hepsi bir araya getirilip yahudilerin kitabý çýkýyor ortaya.
Ýçlerinden Ýsa isimli biri diðer insanlarý da tek tanrýya inanca çaðýrýyor. Öldükten 50 sene sonra onu da peygamber ilan edip yeni bir din yaratýyorlar. ve yeniden yazmalar baþlýyor. 300 yýllarýna kadar 4 kiþi onun hayatýný yazýyor. Buna hýristiyanlar yeni ahid(sözleþme), tevrata da eski ahid diyorlar.
Yani yaþadýysa eðer ne Musa, ne de Ýsa tanrýnýn kendilerine kitap indirdiðini iddia etmedikleri gibi, peygamber olduklarýný da söylememiþler.
Pagan(çok tanrýlý) Sümer dini üzerine yazýlmýþ hikayeler geliþtirilerek günümüze dek geldi. Allah sonumuzu hayýrlý etsin.”

Kutsal topraklara dönüþ tarihi (M.Ö. 1280-1250 yýllarý arasý) ile Akhenaton’un hüküm sürdüðü tarihlere (M. Ö. 1355-1335 yýllarý arasý) baktýðýmýzda yalnýzca 45 yýllýk bir fark görürüz. Tarihler yaklaþýktýr. Küçük tarihleri aldýðýmýzda bulunan 45 yýl, bir insanýn yaþayabileceði bir süredir. Ancak büyük tarihleri aldýðýmýzda 95 yýl olur ki buradan –Firavun olduðunda en az yirmi yaþýnda yetiþkin biri olduðunu da katarsak- Akheneton ile Musa’nýn ayný kiþiler olmadýðýný, buna karþýlýk Akhenaton’un dinini devam ettirmek isteyen bir Mýsýr prensi olma olasýlýðýnýn güçlendiðini çýkarabiliriz. Çünkü tarih tam tek tanrý dininin Mýsýr’da dýþlandýðý döneme denk gelmektedir. Tevrat’ta ve Kuran’da Firavun Akhenaton’dan, Mýsýr kayýtlarýnda Hz. Musa’dan, Ýbranilerden söz edilmemektedir. Mýsýr’da olaylar yaþanýrken taþlara kayýt yapýldýðý, ama Tevrat’ýn M.S. 200 yýlýna kadar yazýldýðý göz önüne alýnmalýdýr. Bu noktada iþin içine insan faktörü girer ve tarih ilerlemiþ bir dine hizmet edecek biçimde deðiþtirilmiþ olabilir. (Sýrasý gelmiþken þunu da belirtmeliyim ki din bir dogmadýr. Dinin öðretilerine inanmak ve onu kabul etmek için herhangi bir kanýt görmek, kanýtlar farklý þeyleri iþaret ediyor diye dini terk etmek gerekmez.)

24.Eylül.2000 tarihli Hürriyet gazetesinde bir yazý çýktý.

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/09/24/243254.asp

Yazý þöyle:

“Hz.Ýbrahim Firavun'du

Ýki Fransýz araþtýrmacý (doðrulanýrsa sadece eski Mýsýr ve Yahudi tarihini deðil, binlerce yýllýk geçmiþe dayanan siyasi iddialarý da deðiþtirecek) müthiþ bulgulara eriþti:
Mýsýr'dan kovulan Yahudiler aslýnda tek tanrýlý Mýsýrlýlar'dý ve anavatanlarý Yukarý Mýsýr'dý. Hz.Ýbrahim, Mýsýr'ýn ilk tek tanrýlý Firavun'u, Nefertiti'nin kocasý Ahenaton'un kendisiydi. Tevrat'ýn anlattýklarý doðru ancak adý geçen Yahudi büyükleri Mýsýr asilleriydi. Hz. Musa ise, daha sonra 1.Ramses adýyla Firavun olacak Mýsýrlý bir generaldi.

Ýki Fransýz araþtýrmacý sadece bilim dünyasýný deðil, tarihi deðiþtirecek, Ortadoðu'da dengeleri altüst edecek bir iddia ortaya attý: Ýbrahim Peygamber aslýnda Mýsýr'ýn tek tanrýlý ilk firavunu Akhenaton'dan baþkasý deðildi. Ve Mýsýr'dan kovulan ve Ýsrail'e dönen Yahudi kavmi de, Akhenaton'un tek tanrýlý dinini benimsemiþ Mýsýrlýlardý. Yahudi kökenli iki Fransýz bilim adamý, Roger ve Messod Sabbah 20 yýl süren çalýþmalarýný bir kitapta topladýlar. Bugün Hz.Musa'nýn bir Mýsýrlý olduðuna kesin gözüyle bakýlýyor. Yahudi tek tanrýcýlýðýnýn Aton dininin devamý olduðu da yeni bir iddia deðil.

Yahudiler aslýnda Mýsýrlý

Ancak, Mýsýr tarihini ve kayýtlarýný inceleyen uzmanlar þimdiye kadar Hz. Ýbrahim'in, Yusuf'un veya Musa'nýn izine rastlamadýlar. Daha da anlaþýlmaz olaný, Eski Ahit'e göre 430 yýl boyunca Mýsýr'da yaþayan, 210 yýl köle olarak tutulan onbinlerce Yahudi'den Mýsýr tarihi nasýl olur da hiç bahsetmez? Firavun'dan kaçan binlerce Yahudi köle Kenan bölgesine, yani Firavun'un topraklarýna nasýl, korkusuzca yerleþebilmiþtir? Niçin Mýsýr'da tek bir Yahudi mezarý, bir mezar taþý, bir duvar yazýsý veya bir mektup bulunamamýþtýr?

Messod ve Roger Sabbah bu ‘muammalarý’ çözmeyi baþardýlar.
Tevrat'ta anlatýldýðý þekliyle, Yahudiler'in Mýsýr'dan Musa'nýn önderliðinde kaçýþýnýn hiçbir tarihi kaydý yoktur; çünkü Yahudi tarihinin ‘Yahudiler’in Göçü' diye verdiði olay, Ahet-Aton kentinde yaþayan tek tanrýlý Mýsýrlýlar'ýn Firavun Ai tarafýndan sürülüþünden baþka birþey deðildir.
Mýsýr'ýn ilk tek tanrýya inanan firavunu Akhenaton'un ölümünden sonra, Firavun Ai, Akhenaton'un baþkenti Ahet-Aton (þimdiki Tell el-Amarna) halkýný sýnýrdýþý etti. Böylece tek tanrýcýlýðý Mýsýr'dan atmýþ oldu. Ancak, tek tanrýcýlýk yok olmadý. Ahet-Aton halký Sazlýklar Denizi'ni aþarak Sina Çölü'ne geçti. ‘Denizin yarýlmasý’ efsanesi de Mýsýr mitolojisinde yer alan ‘Anadeniz’in Firavun tarafýndan ikiye açýlmasý' efsanesinden farklý birþey deðildir. Filistin'in Kenan bölgesine yerleþen Mýsýrlý rahipler ve asillere ‘Firavun’a (yani Akhenaton'a) tapan' anlamýna ‘Yahud’ adý verildi. Yahudlar, burada Yahuda Krallýðý'ný (Yuda) kurdular.
Yani Tevrat'ta adý geçen Hz. Ýbrahim, Sara, Ýshak, Rebeka, Yakup, Israil, Laban ... hepsi aslýnda Mýsýrlý asillerdi. Böylece, iki araþtýrmacýnýn çalýþmalarý sonucunda ‘kimin kim olduðu’ da ortaya çýkmýþ oluyor:
Hz. Musa, ileride Firavun 1. Ramses adýyla tahta geçecek olan Mýsýrlý general Mose (Ra-Messu) idi. Yuþa (Musa'nýn halefi) ise Musa'nýn büyük oðlu.
Ve en önemli bulgu, bugüne kadar çözülememiþ sýr da ortaya çýktý:
Hz. Ýbrahim, Firavun Akhenaton’dan baþkasý deðildi. (Müslüman Mýsýrlýlar bugün bile bu firavundan ‘Ahenaton Aleyhisselam’ diye söz ederler.)
Bu bulgular doðruysa, sadece 3500 yýl öncesine ait tarih yeniden yazýlmayacak, Yahudiler'in anavatanýnýn Filistin deðil, Mýsýr'ýn Yukarý Nil kýyýlarý olduðunun ortaya çýkmasýyla, yakýn tarihe bakýþ da gözden geçirilecek.

Ortak Atamýz Akhenaton mu?
TC Kültür ve Turizm Bakanlýðý'nýn Harran'da Nisan ayýnda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý ile ortaklaþa düzenlediði seminerde ‘Ortak Atamýz’ olduðu dünyaya ilan edilen Ýbrahim Peygamber, iddiaya göre, Mýsýr'ýn tek tanrýlý firavunu Akhenaton'dan (MÖ 1372-1354) baþkasý deðildi.
Amenofis IV, MÖ 1372'de firavun oldu. Nefertiti'nin kocasýdýr. 1366'da baþkentini Teb'den yeni inþa edilen Ahet-Aton'a (bugünkü Tell El-Amarna) taþýdý. Adýný ‘Kürenin (Güneþ) beðendiði’ anlamýna gelen Ahenaton þeklinde deðiþtirdi. Atalarýnýn çok tanrýlý Amon dinini reddederek, tek tanrýlý evrensel Aton dinini resmi din ilan etti. Yerine geçen firavunlar tek tanrýlý dini silerek ve yeni baþkenti yýkarak Amon kültüne geri döndüler.”

Görüldüðü üzere çeþitli kaynaklardan gelen tarihlerde farklýlýklar var. Ancak 3000 yýl geride kalmýþ olaylar için yarýsý silinmiþ duvar yazýlarýný okuyup 20 yýllýk bir hata ile tarihleri saptama baþarý sayýlmalýdýr.

Mýsýr tarihi Ýbrahim Peygamber için de hiçbir þey yazmaz. Ancak din kitaplarýndan Ýbrahim Peygamber’in Musa’dan önce yaþadýðýný, birtakým cefalar çektiðini biliyoruz. Onun Firavun Akhenaton olup olmadýðý belli deðil. Hz. Ýbrahim’in tek olan Yaratýcý'yý akýl yoluyla -yani herhangi bir vahiy gelmeden- bulduðu söyleniyor. Ayný þey Akhenaton için de söyleniyor. Fakat bu ayný kiþi olmalarý için yeterli deðil. Akheneton’un adý dini bir kaynakta Hanif-Akheneton olarak geçer. Kendisinin Güneþe taptýðýný biliyoruz. Kuran’ýn suresinde Hz. Ýbrahim’den þöyle söz edilir:

“..Ýbrahim Peygamber, yýldýzý görür, yýldýza , “Tanrým” der; Ay’ý görür, Ay’a “Tanrým” der. Güneþ’i görür, Güneþ’e “Tanrým” der. Bu gökcisimlerinden Güneþ’i daha büyük ve daha parlak görünce, “Ýþte Tanrým budur, bu daha büyüktür” diye konuþur. Ne var ki, “Tanrý” dedikleri batýnca, onlara “Tanrý” demekten vazgeçer. Ýbrahim Peygamber önce yýldýzdan, sonra Ay’dan en sonunda da Güneþ’ten vazgeçer.” (En’am Suresi, Ayet 76, 77 ve 78)

http://www.islamiyetgercekleri.org/oruc.html

Ali Imran Suresi, O’nun için “hanif” ve “müslim”di der. Ibn Nedim’in ünlü “El Fihrist” adlý eserinde “Hanifler” þöyle tanýtýlýr: “Hanifler, Ibrahimci (el Ýbrahimmiye) Sabiilerin ta kendileridir.(s.32) Sabiiler, Ortadoðu ve Islam kaynaklarýna göre yýldýzlara tapýyorlardý. Yýldýzlarýn içinde de en baþta, Ay ve Güneþ sayýlýyordu.

Benzerlikler artmaya baþladý. Aynýlýk olmasa bile ortak bir þeylerin olduðu kesin.

Bu konuyu baþka irdeleyenler, tartýþanlar da var kuþkusuz. Daha geniþ bilgi için aþaðýdaki linkleri týklayýnýz. Konuyla ilgili baþka bilgiler bulursanýz lütfen ek olarak gönderiniz.

http://hisseciler.7.forumer.com/a/msr-tarihi_post125-5.html
http://216.239.59.104/search?q=cache:NnkQnfAnq64J:kuranyolu.somee.com/Sayfa_Modul.asp%3Fnedir%3Dsayfa%26id%3D25+Akheneton&hl=tr&ct=clnk&cd=3
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=77883
http://216.239.59.104/search?q=cache:RKKy2kQV1W8J:selamveselam.com/zigzagaiberg/6319.htm+Akheneton&hl=tr&ct=clnk&cd=25
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/09/24/243254.asp
http://www.islamiyetgercekleri.org/index.html
http://66.102.9.104/search?q=cache:I0Hg0z_YPmcJ:www.dunyadinleri.com/al/forum/forum_posts.asp%3FTID%3D2328%26PN%3D1%26TPN%3D1+%C4%B0brahim+Peygamber+ve+Akheneton&hl=tr&ct=clnk&cd=3

Akheneton'un diðer isimleri: Ikhnaton, Ikhnaten, Akhineton, Akhenaton, Akhenaten.

25.Þubat.2007



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müzik - Eþkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Yeni Bir Vatandaþ Tanýmý 2
Ýnsan Neden Sanat Yapar?
Kitap - Martý Jonathan Livingston
Kitap - Suyu Arayan Adam - 1
Neanderthal Ýnsaný
Google Earth - Moskova'da Bir Araþtýrma Öyküsü
Antakya’da Bir Çiftlik ve Ýzlenimler
Orhan Gencebay Trt1'de
Milliyetçilik Üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.