Yaþamýn tanýmý yoktur. -Halikarnas Balýkçýsý |
|
||||||||||
|
TRENDEKÝ OYUN Mehmet Amca, akþam yemeðinden sonra çayýný yudumlarken kendisinden yirmi beþ yaþ küçük karýsýna: -Zehra yarýn Afyon Postasý’yla memlekete gidiyoruz, dedi. Çocuklar -annelerinden önce- sevinçten zýplayarak baðýrdýlar: -Yaþasýn! Yarýn köye gidiyoruz. Karýsý Zehra: -Adam doðru mu söylersin? Kocasý kel baþýný kaþýyarak: -Niye yalan olsun, dedi. -O zaman hemen hazýrlýða baþlayayým. -Acelen ne? Sabah ola hayrola. -Adam sabah ortalýðý toplamaktan, bulaþýk yýkamaktan pek vakit kalmaz. Bari çocuklarýn giymeklerini bavula koyayým. Aradan çýksýn, sabah bir de onun telaþý olmasýn. -Aman Zehra! Bildiðini yap. -Ha þöyle! Karý iþine burnunu sokma, dedi genç kadýn. Mehmet Amca biraz bozuldu; ama sesini çýkarmadý. Sinirinden olsa gerek, iþ kazasý sonucu kör olan sol gözü kaþýnmaya baþladý. Sol elinin tersiyle gözünü kaþýdý kaþýdý. Sonra, yarýladýðý bardaktaki çayýný bir yudumda tepesine dikti. Ardýndan büyük kýzý Feride’ye seslenerek boþalan bardaðýný uzattý. -Feriþ çayýmý tazele. Feride kulak asmadý. Annesiyle kanepenin altýndan çýkardýklarý kargý selenin içindeki çamaþýrlarý karýþtýrýyorlardý... Mehmet Amca tekrar çýkýþtý: -Feriþ, kalkarsam kulaðýný açarým. Babasýnýn þerrinden korkan Feride yerinden fýrladý, uzattýðý bardaðý aldý, çayýný tazeledi. -Aferin. Bir daha lafýmý ikiletme. -Tamam, dedi Feride. Ü yaþýndaki Aydoðan ise; annesinin daha önceden hazýrlayýp, duvarýn dibine diktiði bavulun üzerine binmeye çalýþýyordu... Mehmet Amca yanýndan hiç ayýrmadýðý Reuve marka köstekli cep saatine baktý: 23.20’yi gösteriyordu. Karýsýna seslendi: -Zehra yataðýmý hazýrla, uykum geldi. Karýsý da küçük kýzýna: -Beyhan çaydanlýðý ve ortada ne varsa hepsini toplayýp kaldýr. -Tamam anne, dedi. Beyhan yerinden kalktý; çaydanlýðý, çay bardaklarýný, çay tabaklarýný, þekerliði ve süzgüyü tepsinin üstüne koyup mutfaða götürdü. Bu arada, Aydoðan bavulu at yapmýþ, üstüne binmiþ, güya koþturtuyordu. Mehmet Amca bavulun üstünde tepinen Aydoðan’a: 2 TRENDEKÝ OYUN -Ulan eþek sýpasý! Ta sonunda baþardýn mý? Ne bok iþin var bavulun üstünde? Ýn aþaðý... -................... -Aydoðan duymadýn mý? Çocuk omzunu çekti. Babasý: -Gelirsem, çiðinini çektiririm., dedi. Çocuk yine umursamadý. Bir eliyle bavulun sapýný güya atýn dizgini yapmýþ çekiyor; diðer eliyle de daha hýzlý koþmasý için arkasýndan vuruyordu. Mehmet Amca ayaða kalktý. Babasýnýn ayaða kalktýðýný gören Aydoðan hemen bavulun üstünden inmeye kalktý. Babasý yetiþti. -Beni kaldýrdýktan sonra kýymeti kalmadý, dedi. Aydoðan’ý kulaðýndan tuttuðu gibi yere indirdi. Çocuðun caný yanýnca baðýrarak aðlamaya baþladý. O sýrada, annesi öteki odadan yatak getirmekle meþguldü. Çocuklarýn yataklarý hazýrlandý, yerlerine yattýlar. Aydoðan ise yatakta hâlâ aðlýyordu. Babasý çýkýþtý: -Gelirsem þimdi, yamuk aðzýný doðrulturum. Sus artýk! Çocuk korkudan sustu. Karý-koca yatmak üzere öteki odaya geçtiler... ************** Sabah... Güneþ gecenin perdesini aralarken, koca kent uykudan uyanmaya baþladý. Yola çýkýlmak üzere tüm hazýrlýklar tamamdý. Afyon Postasý’nýn saati yaklaþýyordu. Hep birlikte evden çýktýlar. Mehmet Amca bahçe kapýsýný kilitledi, asma kilidi kontrol etmeyi de unutmadý. Bavulu Mehmet Amca yüklendi, sepeti de karýsý. Ýstasyona yöneldiler. Bu arada, Mehmet Amca Reuve marka köstekli cep saatine baktý. Afyon Postasý’nýn gelmesine daha yirmi dakika vardý, on dakikalýk yollarý kalmýþtý... Ýstasyona girdiklerinde yorgundular. Mehmet Amca TCDD’de çalýþtýðý için permi ile ücretsiz seyahat haklarý vardý. Ýstasyondan permisini mühürletti. 3 TRENDEKÝ OYUN Kara tren yolcu ve yükle dolu olarak girdi istasyona. Bu kez indirdiði yolcu ve yükten daha fazlasýný alarak hareket etti. Kalabalýkta trene güçlükle bindiler. Mehmet Amca çocuklarý vagonun baþýnda býrakýp, boþ kompartýman bulabilmek için ilerledi. Bulunduklarý vagonda boþ yer bulamayýnca bir sonraki vagona geçti. Kompartýmanlardan birinde iki kiþilik yer buldu; bir erkekle, üç bayan oturuyordu. Erkek otuz-otuz beþ yaþlarýnda, yakýþýklý, uzun boylu, saçlarý özenle taralý, þýk giyimli biriydi. Bayanlar ise erkekten daha da þýk giyimliydiler. Mehmet Amca onlarý görünce içinden:Vay anam, vayyy! Bunlarýn yanýnda kibarlýktan durulmaz. Neyse, dur bakalým.” dedi. Gerisin geri ailesinin yanýna döndü. -Zehra öteki vagonda iki kiþilik yer buldum. Hiç olmazsa oraya oturalým. Ayakta kalmaktan iyidir. -Tamam, dedi. Yeri baþkalarýna kapmadan hemen gidelim. Mehmet Amca bavula sarýldý, karýsý da sepete. Hep birlikte trenin baþýna doðru ilerlediler. Bulunduklarý vagondan diðer vagona geçerlerken çocuklarý iki vagonun baðlandýðý körüklü yeri görünce korktular. Çünkü, bu ara yer karanlýk ve gürültülüydü; zemini de ekli olduðu için sallanýyordu. Oturacaklarý kompartýmanýn önüne geldiler. Mehmet amca kapýyý açýp selâm verdi. Eþyalarýný boþ bulunan rafa koydular. Ýki kiþilik boþ yer pencere tarafýndaydý. Mehmet Amca pencerenin en dibine oturdu, karýsý Zehra da yanýna. Zehra’nýn yanýnda kendisi gibi genç, orta boylu, etine dolgun, kumral, bakýmlý bir bayan oturuyordu. Parfümlü ve makyajlýydý. Öteki bayanlar da bakýmlý, makyajlý ve parfümlüydüler. Mehmet Amca soluklandýktan sonra karþýsýnda oturan beyefendiye: -Merhaba, dedi. O da ayný sözcükle soðuk bir þekilde karþýlýk verdi. Bu arada, Feride koridorda, pencereden dýþarý bakýyordu. Beyhan durur mu? O da koþtu Feride’nin yanýna... Aydoðan ise ortama daha alýþamamýþ, tedirgindi. Tren ilk duraðý yavaþlayarak geçtikten sonra hýzlanmaya baþladý, çeyrek saatte Yeþilkavak istasyonuna girdi. Mehmet amca baþýný öne eðmiþ, düþünüyordu. Ne zaman baþýný öne eðip de düþünmeye baþladý mý, bil ki iþin içinde bir iþ vardýr. Önce baþýný kaþýmak geçti içinden. Nedense vazgeçti. Bu kez, sað elini yakasýnýn içine sokarak sol koltuk altýný kaþýmaya baþladý. Kaþýdý kaþýdý. Sonra diðer elini sað koltuk altýna sokup ayný hareketi tekrarladý. Elini koltuk altýndan bir þey yakalamýþ gibi hýzla çekti. Güya elinde bit vardý. Týrnaklarýyla biti ezdi. Karþýsýndaki kadýnlar huylandýlar. Bu kez sað elini ensesindeki saçlarýna daldýrdý. Karýþtýrdý, bir þey kapmýþçasýna hýzla çekti. Yine ayný hareketi yaptý. Bu kez karþýsýndakiler daha çok rahatsýz oldular. Genç, orta boylu kadýn dayanamayýp patladý: -Ayol, beyefendide bit var galiba. 4 TRENDEKÝ OYUN -Galiba fazla, Görmüyor musun? Bitlerini kýrýyor. -Ýnsanda temizlik olmalý ayol, temizlik. -Bit pislikten olur.. -Tabi ki... Pencere dibinde oturan erkek (sarýþýn kadýnýn kocasý) alaycý bir þekilde genç orta boylu kadýna tebessümle: -Bayan bit itte, pire yiðitte bulunurmuþ. Bu kez gülüþtüler. Mehmet Amca hiç bozuntuya vermedi; fakat karýsýnýn yüzü kýzardý. Bayanlar Mehmet Amca’ya tiksinti ile baktýlar; oysa onun aldýrdýðý yoktu. Durmadan bit kýrýyordu(!) Bayanlar bu kez çileden çýktý. Homurdanarak kompartýmaný terk etmeye baþladýlar. -Görgüsüz . -Adam hiç medeniyet görmemiþ ki... -Daðdan inme. -Ayol, karýsýnýn da hiç aldýrdýðý yok. -Haydi! Bavullarýmýzý alýp çýkalým. -Ayten Haným, lütfen acele edelim. Bitleneceðiz þimdi. -Aaa! Rica ederim.Figen Haným. Görmüyor musun ayol, senden daha çok acele ediyorum. Ayten Haným’ýn kocasý yine alaylý bir þekilde ayný sözü tekrarladý: -Telâþa gerek yok Figen Haným. Bit itte, pire yiðitte bulunur. -Ýtine de bitine de Allah kahretsin, dedi Figen Haným. Eþyalarýný aceleyle raftan indirdiler, kompartýmaný hemen terk ettiler. Mehmet Amca, sanki hiç bir þeyden haberi yokmuþ gibi gözünü dýþarý vermiþ, filizlenmeye baþlayan baðlarý seyrediyordu. Çocuklarý ise olup bitenden habersiz bayanlarýn ve erkeðin davranýþlarýný izliyorlardý. 5 TRENDEKÝ OYUN Onlar gittikten sonra Mehmet Amca arkalarýndan: -.mýna oturttuðumun paçavralarý, diye küfretti. Karýsý: -Rezil ettin beni. -N’oldu da rezil oldun? -Duymadýn mý neler dediler? - Desinler, aldýrma. -Yaa! Ben, sen deðilim. -Deðilsen ne yapalým? -Daðdan inme dedi ya, çok aðýrýma gitti. -Yalan mý? Daðdan indik tabi. -Amaan adam, sana da bir þey söylemeye gelmiyor. -Hadi hadi, kes artýk! Bu kez karýsý susmakla yetindi. Mehmet Amca: -Çocuklar! Girin içeri, dedi. Çocuklar emre uydular. Mehmet Amca kompartýmanýn kapýsýný kapattý; perdesini çekti. Koyu yeþil yapay deri ile kaplý, yumuþak koltuða boydan boya uzandý. Karþýsýndaki koltuða da çocuklarýný oturttu. Sonra, kompartýmanýn penceresinin dibinde oturan karýsýna: -Zehra! Ýspirto ocaðýný yak. Çay demle, dedi. Tren bu sýrada Alaþehir’e girmek üzereydi. Ocak 1984 Çiðli/Ýzmir
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © nail uyar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |