Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Bahar olabilsek keşke. Budayabilsek mevsim dönümlerinde yarım bir kol gibi duran eski ama eskitilemeyen aşkları. Bacaklarımıza dolanan, silinmez kalemlerle beynimize kazınmış aşık bakışları silebilsek mucize silgilerle. Dün yaşanan dünde kalabilse bahar gelince… Tomurcuk yüklenen ağaçlar gibi hayaller yüklense yüreğimize. Hayalet aşklar dökülüverse, güzden yolunu şaşırıp kalmış yapraklar gibi. Çam iğneleri batmasa düşlerimize. Kalem olsa sevgiliye adanan şiirlere. Kozalakları toplayıversek yerden sihirli değneğimizle; masallardaki mutlu evlere dönüştürebilsek büyülü kelimelerle… Minik bir serçenin gagasındaki ekmek kadar büyük olsa umutlarımız. Didiklesek sevinçleri aşkla. Göğe döndüğünde gözlerimiz maviyle buluşup erisek…Kamaşan gözlerimiz karışsa güneşin gülümseyen bakışlarına, sevişse sarı kollarıyla. Anlaşabilsek keşke, güvercinlerin ürkek sesleriyle. Çok fazla kelimeye gerek duymadan okuyabilsek aşkı, aşığın dilinde. Üç beş çapulcu hayalete yüz vermesek bu bahar gününde. Bahar biz olsa, biz bahar olabilsek… Toprak ıslak diye korkmasak oturmaktan. Sakınmasak kendimizi doğadan. Korkuları giyinmeden karşılayabilsek baharı. Ilık günlerin muştucusu yağmurlar yüklüyken müjdelerle, açmasak şemsiyemizi üzerimize. Dilimizin ucunda bir lezzet, tenimizde ıslak bir sevişe çevirebilsek ürkek kaçışlarımızı. Aşktan korkar gibi korkmasak bahardan. Getirdiği her şeyi karşılayabilsek olgun bir bekleyişle. Hazırlıklı olsak sürprizlere. Aşk gibidir bahar, değişir an be an. Döverken dalgalar kıyılarımızı şiddetle, zevk alabilsek dibine kadar yaşayabiliyoruz diye. Kavrulurken bedenimiz ardından hararetle, minnet duyabilsek ard arda yaşayabildiğimiz için üşümeyi ve yanmayı… Ayaklarımızın bağları çözülmese ıssız patikalarda yürürken. Bahar aşktır, aşk bahar. Karşına ne zaman nerede çıkacağı, kimi nasıl çıkaracağı hiç belli olmaz. Kuralsız oyunlarda oynaşan çocuklar olsak nisan güneşinde. Bir mayıs tomurcuğu olup açsak güneşle. Cesaret esse üzerimize lodos ile poyraz ile. Çekinmesek atmaktan o en zor ilk adımları. Asıl kaybın geri dönmek zorunda kalmak değil, o ilk adımı atmamak olduğunu özümseyebilsek… Bir gelinciğin nazlı yüzünde canlandığında sevgilinin yüzü kıyamayıp koparmaya oturup karşısında saatlerce izleyebilsek doya doya…Papatyanın soluk, ay teninde yakalayabilsek sevgilinin tenini. Sakınmasak dudaklarımızı buluşturmaktan o sarı göbekte. Karganın sesine bet demesek mesela. Saygı duysak sevdiğine serenadına. Önyargıları dayatılanları silsek bir kalemde, baharın öğrettiklerini yerleştirsek yerlerine. Koşullar koymadan sevebilsek sevebildiğimizce. Baharı nasıl kabulleniyorsak sürekli değişen dengeleriyle aşkı da bahar kılsak bu bahar sindirsek yüreğimize tüm deliliği, tüm değişkenliği ile… İlk sahibinden aşklar peşinde koşmak yerine, son sahibi olabilmeyi istesek bir aşkın doğan günden . Gazete küpürlerinde okumak yerine dalıversek baharın tam göbeğine. Sıcacık günaydınlarla aydın olsa günümüz bir ormanın neşeli cümbüşünde. Bahar biz olsa, biz bahar olabilsek keşke…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Funda BİLGİLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |