"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Bugün öğrencilerin ne zorluklarla okuduklarını öğrencilerin çoğu bilir. Yakın bir örnekle somutlaştırabilirim durumu. Lisans ve yüksek lisans öğrenimim boyunca ihtiyacım olduğu için öğrenim kredisi almak durumunda kaldım. Aralık 2007 itibariyle ödemeye başlayacağım tam tamına 11 bin YTL öğrenim ve harç kredisi borcum var. İşin ilginç tarafı bugün olsa yine alırdım. 2007 ÖSS’de başkasının yerine sınava giren ben olsaydım benim gerekçem kesinlikle bu olurdu. Ve bana kalırsa 3 saat diliminde böylesine işe yarar bir para kazanmak için birilerinin yerine sınava giren öğrencilerin de bu ve buna benzer pek çok gerekçeleri illa ki vardır. Dönelim alışverişteki diğer müşteriye. Kişi bir şekilde çözemeyeceği için veya puanı kırıldığı için hayallerinden vaz mı geçmelidir? Binlercesi vazgeçmek zorunda kalıyor ne yazık ki. Ve yine ne yazık ki bir kısmı da bu yola başvurmak zorunda kalıyor. İdealine giden yolda direksiyonu bir başkasına devretmesi veya belki de bir kısmı için barajı aşamadığı için bir başka şoförle yola çıkması değildir bence utanç verici olan. Mevcut eğitim sisteminde liseyi bitirmiş birinin yine bu sistemin gereği bir sınavda mütevazi de olsa bir sayıda soruyu doğru cevaplayamıyor olmasının belki kişiyle ilgili kısmi bir problemli tarafı evet doğrudur var. Ancak her iki müşteriyi de böylesine bir alışverişe iten büyük mekanizmaya ne demeli? Hal böyleyken 3 saatte bu borcun bir kısmını veya tamamını kapatabileceğim önerisiyle gelse birileri belki günün sonunda birilerinin yerine sınava girmezdim ama ikilemde kalacağım kesin. İkilemin öbür ucunu seçmiş olanlar ya da onlara bu ikilemi sunanlar görünürde, marifet arka fondaki büyük mekanizmayı görmede. Bir soru daha var cevap gerektiren: Acaba kaç kişi kendi yerine sınava girebildi? Binlerce gencecik insan heyecandan, kaygıdan, stresten kendisini gösteremedi. Yine binlercesi de neden çözdüklerini bilmedikleri ya da bilip anlam veremedikleri ya da anlam verip çaresizce doğru çözmek zorunda oldukları soruları çözebilecek kıvama gelene kadar kendilerini kaybetti. Hayatlarının tek uğraşı haline geldi 5 şık. Acaba kaç tanesi gerçekten kendisinin yerine giremedi? Önemli bir soru, ama cevabı yok. Ya da kabaca bir cevabı var: Onbinlerce, belki de daha çok… Hangi bir yakalandı peki bunların? Bundan daha önemli bir noktaysa bu insanların hayatlarının en deli dolu çağının bir-birkaç yılını kendilerini sisteme uygun bir şekilde yontmakla geçirmeleri utanç verici değil midir? Kendilerini pek çok şeyden alıkoyup 5 şık çalışmalarının, çalışmadıkları anda ise duydukları suçluluğun utancını kim taşımalı? Bakalım bundan sonra kimler kendi yerine girebilecek, kimler ikilemin daha çaresiz tarafını seçecek ve kimler kısmen deva bulup kimler sonunda daha çaresiz hale gelecek. Ya da ÖSS ile bir yere yerleşenlerin kaç tanesi istediği bölümü okuyacak. Okudu diyelim, kaç tanesi uğruna en güzel yıllarını verdiği idealindeki mesleğe giden yolda diploması elinde öfkelenecek ve yanacak geçen senelere. Uzun vade cevaplı sorular. Vadesini dolduran üniversite mezunlarından görebiliriz yeni lise mezunlarının oldukça olası uzun vade cevaplarını.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ÖZAY ÜNSAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |