..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > CENGÝZ MAÇOÐLU




19 Eylül 2007
Çið Gözlünün Yanýnda  
Býrakmazsa býrakmasýn yakamýzý ölüm, bizim de ülkemzie gelecek bahar gülüm...

CENGÝZ MAÇOÐLU


Karanlýk, güneþin batmasýný nasýl evecenlikle beklerse, biz de onun gelmesini ayný sabýrsýzlýkla beklerdik. Yalnýz o aralar bu denizin kýyýlarý, þimdiki gibi utanmaz deðildi. Bu sahillerde Tanrý’yý gücendirecek hiç bir þey olmazdý. Sabah yürüyüþü için çýktýðýnýzda geceden kalma sevimsizlikleriyle kondomlarýn denizin yüzeyinde içlerine su alarak þiþtiklerine rastlamazdýnýz. Bunu hatýrladýðýmdan mýdýr ne? Bugün bu insan seline pek bozguncu halimle bakýyorum.


:CAEC:
ÇÝÐ GÖZLÜNÜN YANINDA
Deniz, Afrodit’i yaratan beyaz köpükler altýnda alýngan maviliðiyle, biraz ötemizdeki kumsal ile didiþip duruyordu. Bu yüzden öfkesi varmýþçasýna son dalgasýný azýcýk çaçaronca býrakýverdi. Bu müziðe benzer uðultuyu, mayýs ayýnýn ilk günlerinde benimle sahil gezmesine çýkmasý için olmadýk diller döktüðüm kýzýn, çayýrlara ýþýl ýþýl çið yayan gözleriyle buluþtuðumda duydum. Kimseler de duymadý. Oysa sahilde bir kalabalýk, bir kalabalýk görmeyiverin. Her þey, duru, bir bahar gününün güzel renklerini giyinmiþti. Bu insan kalabalýðý bile türlü renklerdeki güllerin, camgöbeði rengi gökyüzünün mavisiyle oynaþmasý giriþimine engel olamýyordu. Hatta bitmemiþ inþaat molozlarý ve donuk kýrmýzý tuðlalar bile… Denizden gelen aðýr, kesif çöp kokularý da havanýn enfesliðini bozamýyordu. Ben bu kokuya raðmen, kollarýmý iki yana açýp, gözlerimi yumup, bir gece vakti bu denizin en böðürdüðü anlarda karanlýða inat en sevdiðim þarkýyý mýrýldanmak isterdim. Birkaç yýl önce arkadaþlarla rýhtýma inip inip, marþlar söylerdik. Kayýkhane civarýndaki dalgakýranlardan taa denizin içlerine doðru ilerlerdik. Sonra hep bir aðýzdan “1 Mayýs’ý” söylerdik. Koca dalgalarýyla simsiyah bir deniz dinlerdi bizi, bir de yýldýzlar. Siyasi þube polisinin yalnýzca, bu eðlencemizden haberi olmazdý. Hangi arkadaþýmýn aklýna yalnýzlýk düþmüþse kendini atýverirdi rýhtýmlara. Sarhoþlar, bir bize laf atmazlardý. Sarhoþlarý geçerken hep arabesk þarkýlar mýrýldanýrdýk da ondan. Sarhoþlardan öte tren yolu, oradan ötesi rýhtým. Oraya ulaþtýðýmýz an, arabeskin de bizdeki kredisi biterdi. Karanlýk, güneþin batmasýný nasýl evecenlikle beklerse, biz de onun gelmesini ayný sabýrsýzlýkla beklerdik. Yalnýz o aralar bu denizin kýyýlarý, þimdiki gibi utanmaz deðildi. Bu sahillerde Tanrý’yý gücendirecek hiç bir þey olmazdý. Sabah yürüyüþü için çýktýðýnýzda geceden kalma sevimsizlikleriyle kondomlarýn denizin yüzeyinde içlerine su alarak þiþtiklerine rastlamazdýnýz. Bunu hatýrladýðýmdan mýdýr ne? Bugün bu insan seline pek bozguncu halimle bakýyorum. Birkaç adým önde yürüyen kýzlý erkekli grubun geceyi bu kýyýda geçireceklerini düþündükçe lanetler yaðdýrýyorum içimden. Mayýs’ýn ikinci pazar gününde, annelerinin o yeryüzüne þekil veren ellerine bir demet süsen tutuþturan çocuklarý görmek istiyordum. Samsun’un dikiþçi kýzlarýný ya da çamaþýrcý kadýnlarýný arýyordum Tütün iþçilerini az ilerdeki çay bahçelerinde ince belli bardaklardan çay yudumlarlarken izlemek sanýrým beni mutlu edecekti. Ne mümkün! Sahil yolu boyunca, otomobillerin birilerini ýslýkladýðýný görürüsünüz. Islýk maðduru kýzlar, onlarý büyük bir tiksintiyle aþaðýladýklarý halde onlar, yine de aðýzlarý kulaklarýna varýncaya kadar sýrýtýrlardý.”Ah þu züppeler! Þu evrende boþuna yer iþgal ederler, ne diye yaþarlar ki…”Bunlarý söylenirken Tanrý duymasýn diye kalbimden gizlice geçirdim. Bugün, hoþnutluðumu görünce sanki herkesin caný sýkýldý. Adeta oradakilerin hepsi, bir efsanenin en acýklý yerindeki gibi taþ kesilmiþlerdi gözüme. Yürüyen bir benim, gökyüzünde beyaz bir bulut kümesine takýlýp þarkýlar söyleyen benim, yanýmda iç okþayýcý yüzüyle tutkularýmý depreþtiren kýza bir tek ben seviyle bakýyorum. Yanýmdakinin, insaný bakmaya zorlayan gülüþlerini anlatmayacaðým. Þu kadarýný söyleyeyim. “Tanrý bir onu, bir de yine onu boþ zamanýnda kalemle çizip öyle göndermiþ þu ölümlü dünyaya desem abartmýþ sayýlmam.”Bense otuzuna varmýþ, yaþlý biri sayýlýrým, üstelik hiç de yakýþýklý deðilim. Giyinmeyi bile bilmiyorum. Hani þöyle pek pahalý gömlekler giysem de þu burnumun yüzüme yaydýðý kabalýðý gizlesem... Ýþte, gelin görün ki; fakirce yaþamak da benim iyi yaným. Sözün kýsasý ona tutuldum kardeþler. Deliye döndüm, son günlerde “Saman Sarýsý”ný sýkça okumaya baþladým, her uyumak istediðimde ona yeni bir ad bulasým geliyor. Kalkýyorum yataktan ýþýklarý yakmaya, aklýmdaki her þey uçup gidiyor. Onu karanlýkta düþlemek sanýrým daha hoþ. Donuklaþan geceme, karanlýðýn ortasýndan bir alev lekesi gibi görünüyor, yakýnlaþtýkça da daðýldýðýný izliyorum. Gönlümde bir fýrtýna, bir fýrtýna, Tanrý sizinkinden sakýnsýn...
Oysa gece yüzükoyun yattýðýmdan olacak, her yaným kýrýlacak gibi oluyordu. Herhalde günün bu saatinde bedenime çöken tatlý sýzý, sabahki acýsýný kaybederek kalbime düþmüþtü.
Bir anda her þeyi bir kenara býrakýp, yanýmdakine döndüm ve güçlükle iþitilebilecek bir sesle:
—Büsbütün sizin etkiniz altýndayým.
Gözlerimi yüzünden ayýramýyordum. Ama bu yüz, öyle canlýydý ki, bakmaya cesaret edemiyordum. Bir yýla yakýn bir süredir iþsizdim, yirmili yaþlarda bir kýzýn gözlerini Tanrýyla aramýzda iþ þifresi yapmýþ gibi bakýnýyordum.
Yanýmdaki:
—Ah! Konuþmayýn böyle, sizin yaþýnýzdakiler için, bu laflar hafif olmalý. Sizi tanýmýyorum daha, öncekilere ayný þeyleri söylemediðinizden emin misiniz?
—Bana sadece küçük bir süre verin, göreceksiniz þu andaki düþüncelerinizden sýyrýlacaksýnýz.
Yanýmdakinin kalbi çarpmaya baþlamýþtý. Narin bir salýnmayla saçlarýný, yuf yuvarlak alnýnýn üzerine yaydý. Ayný anda iki yere baktý. Denizin sonu görünmez geniþliðine bakýnca, fotoðraf karesinde görünmek isteyen bir portre gibi karþýsýna kuruldum. Kaþlarýmý kaldýraraktan, hýnzýrca gülümsedim. Ama sanki söylediklerimde lüzumsuzluk bulmuþ gibi az duraladý “Basit, basbayaðý biri, ben gereðinden fazla önemsemiþ olmalýyým. Bugüne kadar sevinci yakalayamamýþ adamýn bundan sonrasý için, ne gibi planlarý olabilir ki? Hayatta her þeyi tatmak da lazým yani, bazýlarý sonrasýnda buluyorlar kývamýný.” Bu duraksamada, içinden böyle þeylerin geçtiðini tahmin ediyordum. Asýk bir suratla beni izlemeye baþladý. Bulutlu havada parlaklýðýný yitirmiþ bir nehrin donukluðuna benzer bir yüz ifadesiyle bana bakýndý. Tatsýz bir sözün geleceðini sezdim. Keyfim kaçtý, kaygýlanýyordum. Yüzünü buruþturarak:
—Bir yerde oturup çay içelim. Belki birbirimizi daha rahat anlarýz. Bana biraz süre veriniz. Hem hakkýnýzda fazlasýný bilmem gerekir.
Az sonra bir çay bahçesine oturduk. Ben, henüz sahildeki herkese nefret doluydum. Tam olarak herkese deðil. Yanlarýnda sevgili diye süs köpeði gezdirenlere… Sözgelimi, giriþte karþýlaþtýðým çiftin koltuðunda birer dergi vardý. Anlaþýlan kütüphaneye uðramýþlardý. Yine, sað tarafýmýzdaki çocuklu aileyi bu nefretin dýþýnda tutuyordum. Akasya aðacýnýn gölgesinde birikmiþ olanlarý da… Þarkýlar, türküler çýðýrýyorlardý gelip geçen her insana. Kaþlarýmý bir iki oynatarak:
—Bu kalabalýk, bizim duyduðumuz kývancý duyuyor mu acaba? Þunlarý görüyor musun? Bak, tam þu denizle bitiþik olanlardan söz ediyorum. Gün ortasý, orta yerde arsýzca öpüþüyorlar. Utangaç kýz bu defa bir çeþit sabýrsýzlýk göstererek:
— Siz, dedi. Neden çevrenizdekileri bu derece küçümsüyorsunuz ki? Birkaç gün önce farklý þeyler söylemiþtiniz. Sizi daha sevecen ve alçakgönüllü bekliyordum. Hem konuþulacak þey mi bunlar? Bakýnýz! Oysa bunca insan arasýnda kendimi yalnýz hissediyorum. Çünkü kendimle mutluyum. Sizin beni çaðýrýþýnýz bu mutluluðumu pekiþtirdi.
Kollarýný iki yana açarak bu serzeniþte bulundu. Gerçekten mutluydu. Sanki yeni evlenmiþ bir kadýnýn, yuvasýna açýlan ilk kapýyý aralamasýna benzer bir sevinç vardý. Çið gözleri o kadar parýldadý ki alýp þuracýðýma basasým geldi. Hemen anayola doðru evlerin bahçelerindeki renk renk goncalarý alýp koklamak gibi bir þeydi bu duygum. Benim yanlýþlarýmý düzeltmek için açýlmaya yakýn bir gonca… Öyle oralarda bir yerde karþýlaþtým, kimseler görememiþ, ilk ben gördüm sarhoþ halimle. Sonraki günlerde erkeklere bir yýðýn küfürler savurdum. Nasýl fark etmediniz çevrenizdeki bu sarý goncayý diye. Þimdilerde ise alýp odalara kapatasým geliyor. Zincirlere vurasým geliyor. Hani benim gönlümle bakan biri çýkar diye. Ýki çay söylemiþtik oralarda biri þekersiz. Zaten bu çay sözcüðünü ne çok severdim ben. En sahici baba var ya… Can baba… Ýþte o!”…Çayýna kaç þeker alýrsýn diye sormalý biri”Rastlantýlara bakýnýz ki; ilk tanýþtýðýmda kendisine bu dizeyi okumuþtum. Aslýnda öncesini de yarým aðýz söyleyebildim. Ama bu þiiri yarým haliyle bile sevmiþti. Bana da eðer bu þiiri tamamýný bulursan sahil turu için söz veririm demiþti. Aradan yirmi gün geçti. Elbette! O þiir, meðer o gün okuduðum gazetelerin birinde aklýmda kalmýþtý. Ayný gün, gazeteden koparýp getirdim, þu yanýmdaki kýzcaðýza verdim. Çok süslü insanlar arasýndan o, denizler üstünde yürüyen bahar mevsimi gibiydi bana. Onunla bir lokantaya ya da bir kafeye gitsem benim için oralarýn adý yok. Sözgelimi; okuduðu üniversitenin adýný söylemiyorum kimseye. Bahsi geçtiðinde Asya’nýn okuduðu okul diyorum, yetiyor. Son günlerde cebimde, bir paket sigara, bir de onun resimleri var...







.Eleþtiriler & Yorumlar

:: NAÇÝZANE YORUM
Gönderen: EMEL ÖZ / Sinop/Türkiye
6 Ocak 2008
KELÝME KULLANIMLARIN BENZETMELERÝN HARÝKA AMA SANKÝ BÜTÜN BÝLDÝKLERÝNÝ BÝRARAYA TOPLAMIÞ GÝBÝSÝN YAZDIKLARINDA. O DA BÝ KARMAÞAYA NEDEN OLMUÞ.BU DA AKIÞI ENGELLEMÝÞ TIKANIKLIK VAR YAZILARINDA.AMA KALEMÝNE SAÐLIK..DEVAMINI GETÞRMEN VE YAZMA AÞKININ SÖNMEMESÝ DÝLEÐÝYLE...

:: imkansýz hiç bir þey yoktur
Gönderen: sosyal 1 bela / Ýstanbul/Türkiye
7 Ekim 2007
sevgili dostum yazýlarýný büyük bir zevkle okudum.Ýnsanýn yaþadýklarýnýn,düþündüklerinin,hayal etiklerinin en iyi bir þekilde okuyucuya sunulduðu çok deðerli çalýþmalar olarak görüyorum.daha sonra yazýlarýn hakýnda farklý bir yorum yapacam.çalýþmalarýnda baþarýlar diliyorum

:: herþeyden býraz var
Gönderen: duygu / Ankara/Türkiye
1 Ekim 2007
sanký herþeyden býrer parça koymak ýstemiþsýn kendýne ait.ký baþarýlýda olmuþsun mutlu býr hýkayebence .sevmeneýn enguzel hallerýný anlatmiþsýn yolun açýk olsun

:: Yaz yazabildiðince
Gönderen: meltem yýlmaz / Ýstanbul/Türkiye
29 Eylül 2007
Çið düþmüþ bir yaprak mý dedim önce; yeþil gözlü mü,sonra belki de ýslak gözlü diye düþündüm.''Çið gözlü''nün yorumu,hayal gücüne býrakýlmýþ sanýrým...Vitrininde bir aþk var bu öykünün fakat vitrinin arkasýnda;almak isteyene,öfke, isyan ve baþkaldýrýþ bile var.Bir aþk öyküsüne güzel yedirilmiþ mesajlar var,yoksa aslolan mesajlar da biz mi aþk öyküsü diye yedik:)... Yaz yazabildiðince,''yazar''sýn.Fakat okuyucuyu bu kadar yormaya hakkýnýz var mý:)? Cümleleriniz daha kýsa olabilirdi...

:: TEBRÝK EDERÝM
Gönderen: NUR NUR / Ýstanbul/Türkiye
29 Eylül 2007
Evet ilk önce þunu söylemek gerekirse öyküyü okurken kendimi sokaklarda dolaþýrken buldum yani yazarýn anlattýðý þekilde ve hatta ellerim ceplerimde dolaþtým. Serbest bir düþünceyle yazýlmýþ bir öykü tabiri caizse küf kokan raflardan inmiþ sözler gibi yani eskiye özlem gibi..umarým anlatmak istediðimi anlatabilmiþimdir. Evet emek verilip yazýlmýþ bir öykü yüreðine saðlýk..çok hýzlý bir þekilde okudum takýlmadan kimbilir belkide düþünceler ayný olduðundan... Dilerim umduðu baþarýyý elde edersin...

:: merhaba
Gönderen: bil_ge / Ýstanbul/Beyaz Rusya
26 Eylül 2007
beklediðimden daha iyi þaþýrttýn beni.. takip edicem.. detaylý yorumlarýmý daha sonra eklerim..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Samatya'da Ay Iþýðý Cinayeti
Tanrýnýn Huzurunda
Gebze'de Bedava Bir Gün
Aj (L) Anýn Karmaþasý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kertenkele ve Ben

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sosyal Ýliþkilerde Akýl Tutulmasý ve "Jeanne" Eyre... [Roman]
2 Yazý [Deneme]
Dostoyevski'nin Sosyal Gerçekçiliði [Eleþtiri]
Zayýf Tel Kompleksi ve Fatih Altaylý Gazeteciliði [Eleþtiri]
Bir Seçim Masalý ve Mýzýkacý Hafifliði; Dtp"nin Ýflas Ettirdiði Gazetecilik ve Siyasetçilik [Eleþtiri]
Diyarbakýr Mýzýkacýlarý [Bilimsel]


CENGÝZ MAÇOÐLU kimdir?

Bir yayýnevinde eðitim yayýnlarý editörlüðü ve çocuk edebiyatý yayýnlarý danýþman editörlüðü yapýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
çehov, gogol, nazým hikmet, nevzat çelik, emma goldman, bakunin, orhan veli kanýk, cemal süreya ve daha niceleri...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © CENGÝZ MAÇOÐLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.