Paul'un Peter hakkýnda söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanýmamýzý saðlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Uykuya yenik düþmüþ vücudumu hareketlendirmek için çantamdaki müzik çalarý her zamanki dinlediðim bölüme getirip hýzlýca yürümeye baþladým köprünün üzerinde. Bu köprü, ister hüzünlü, ister sinirli olayým her zaman komik gelmiþtir bana. Üzerinden geçerken tüm sinirim daðýlýr, yüz kaslarým gerilir, gülmemek için zor tutarým kendimi. Biraz da çocuk kahkahalarýma gelir sanýrým nedenleri. O gün yine köprünün kýrýk taþlarýnda ilerlerken, her zamanki dinlediðim þarkýlardan biri yerine baþka bir þarký duydum kulaklarýmda. Zaten ters giden bir günde tekrarlarým bozulunca iyice sinirlerim gerilmiþti ki, bir nota tüm dengemi alt üst etti. Olmayan dengem, bir ipte kaybolan cambaz gibi gitti ve geri geldi. Onunla ilk tanýþtýðýmda üzerine bir þarký yazmýþlardý. Þarký aðýr bir koku gibi üzerimde birikmiþ, taþýmakta güçlük çektiðim bir basýncýn altýnda büzülmüþtüm sanki. Onu ilk tanýdýðýmda bir notada burkulmuþtu resmi. Evet, sesi yoktu, kelimeleri vardý. Biri beni þaþýrtmak yahut dengemi bozmak için koymuþtu o þarkýyý oraya. Önümdeki yer, nerede olduðunu fark edemeyip üzerime çýkmak istiyordu ya da beni alttan alta eziyordu. Köprünün altýndaki araçlar gözümün önünde döndükçe bir þeyler duruyordu. Þarký, sözleriyle susuyordu sanki. Aðýr bir sessizlik gibi yayýlýyordu kulaklarýmda sesi. Ben zamandýr geçer günler, böyle duymamýþtým içimdekini. Bir bahar sabahý deðildi kuþkusuz, yaza dayanmýþ bir renk cümbüþüydü o gün. Yetiþmek zorunda olduðum yeri unutmuþtum, her neresiyse orasý artýk, zaten zamaný kaybetmiþtim. Onu ilk tanýdýðýmda üzerine bir þarký yazmýþlardý. O uzaktaydý. Kolumdaki çantada sallanan müzik çalardaki notalar o an bilinmez bir ana sürüklüyordu beni. Yer ayaklarýmýn altýnda sallanýyordu da, ben durmuþtum sadece. O anda ne oldu bilmiyorum, ama o þarký tüm vücudumu sardý birden. Uzaktan bir esintiyle aðýrlaþan, sonra yavaþça notalara bölünen, sonsuzluktan boþluða uzanan garip bir þarkýydý. Evet, garipti, orada bir yerde zamaný durdurmuþtu sanki. Küçük bir balýk olmaya ne zaman karar verdim hatýrlamýyorum ancak o anda, onun okyanus kadar uzakta olduðunu düþündüðümü çok iyi hatýrlýyorum. O burada deðildi, bizim yanýmýzda, ancak bizden senelerce uzaktaydý. Buradayken bile yoktu aslýnda. Gerçek adýný bile sonradan öðrenecektim zaten. Syd deðildi adý, Roger Barrett`tý. Elinde paleti, bizden çok uzaktaki dünyasýný çizen, hayallerinde kelime sektiren efsane bir insandý. Efsane sözcüðünü nasýl buldu insanoðlu bilinmez, ama Syd sahiden efsane kelimesine yakýþacak ender kiþilerdendi. Pink Floyd denilince mazisine az biraz karýþmýþ olan Syd gelirdi insanlarýn aklýna. Belki yoktu uzun zamandýr, belki bilinmezdi, ancak Pink Floyd'un gerçek rengi oydu. Georgiali Pink Anderson ve Floyd Council'in isimlerini birleþtirip grubu kuran da Syd`in ta kendisiydi. Pink Floyd aslýnda küçük bestelerde birleþmiþ bir Syd'dir. Ancak sonrasýnda Syd`in biraz uçlarda yaþamasý ve LSD'ye olan baðýmlýlýðý gibi nedenler gruptan ayrýlmasýna sebep olur. Syd hiç burada olmamýþtýr zaten ve bestelerinde kaybolan sözleriyle kendi içine çekilir. Ardýndan 1970`lerde baþladýðý solo çalýþmalarýnýn devamý gelmez, kurduðu yeni grup Stars'ý da Syd kendisi daðýtýr. Anlamsýz dünyaya anlam veremeyeceðini düþündüðünden midir nedir kendi içine çekilir, bilmem kaçýncý kez. Sonrasýnda Pink Floyd, onu ilk tanýdýðým gün, dinlediðim þarký olan Wish You Were Here`ý ve Shine On You Crazy Diamond'ý -ki çok sevdiðim diðer bir þarkýsýdýr Pink Floyd'un- Syd Barrett için besteler. Þimdi uykuda kalmýþ bir zamana denk gelen günlerimde olsun, uzakta bir trende olsun, denizin kýyýsýnda olsun dinlediðim ender þarkýlardandýr, Wish You Were Here. Ne zamandý hatýrlamýyorum ama bir gün bir dergide gördüm fotoðrafýný, öylece kollarýný birleþtirmiþ duruyordu. Ben durmak ve sessizlik kavramlarýný daha çok o fotoðraftan öðrendiðimi düþünürüm hâlâ. Gözleri yakýn bir yere bakýyordu, ama daha çok uzaktaydý. Ulaþýlmazdý. Muhtemelen o zamanýn modasý bir gömleðe sarýlmýþ bedeni, siyah beyaz bir fotoðrafta, okyanusun dibinde boðulmuþ deðil de kurtulmuþ siyah bir balýðý andýrýyordu. Onu siyah, özgür bir balýða benzettim zaten hep. Saçlarýnda daðýlmýþ bir zaman, ifadesinde bilinmedik bir hüzün, oldum olasý uçlarda yaþayanlarý sevmeme neden olan rengi... Aslýnda onun koskoca bir okyanusta küçük bir boþluðu vardý, evet küçük bir boþluk. 7 Temmuz 2006 günü öldüðünde anlamsýzca haberleri karýþtýrýp Pink Floyd'un Shine On You Crazy'in kayýtlarýnda, Syd'in stüdyoya gelip grup üyelerini hüzne boðan halini okuyup üzüldüðüm an dün gibi aklýmda. Aslýnda o okyanustaki küçük boþluðunda asýlý kalmýþtý, elinde boya kalemleri, kafasýnda hayalleri, sözcükleri... Öldüðünde düþündüðüm; zaten onun uzun zamandýr buralarda olmadýðýydý. Ölüme yakýn gitmek diye adlandýrdým gidiþini onun. O, fotoðraftaki gibi hep uzakta ve buradan deðildi. Garip bir rengi vardi, ucundaydý zamanýn. Ayný siyah beyazda kaybolmuþ ve ayný þarkýyý söylüyordu sesim. Uçtaydý o ve en çok uçlarý severim ben.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Pýnar Özcanlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |