"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Daire’yi anlatmaya kalktýðýnýzda karþýnýza çýkan en büyük sorun nereden baþlayacaðýnýzý bilememeniz olur. Malum dairenin bir baþlangýcý yoktur. Madem dairenin bir baþlangýcý yok o halde biz iþe bizim baþlangýcýmýzdan baþlayalým. Yukarýdan bir yerden bir yaðmur damlasý durgun bir suyun yüzeyine düþer. Düþer düþmezde dünyanýn en mükemmel þeklini oluþturur. Daire’yi. Sonra bir baþka yaðmur damlasý daha düþer, sonra bir baþkasý… Fakat yaðmur damlalarýnýn düþtüðü havuz tektir, dolayýsýyla belli bir süre sonra her bir yaðmur damlasýnýn oluþturduðu daire bir baþka yaðmur damlasýnýn oluþturduðu daire ile kesiþir. Ayný bizim dünyamýz gibi. Her birimiz gökten bir yaðmur damlasý gibi düþeriz yeryüzüne. Kendi müstakil dairemizi, kendi dünyamýzý oluþturmak üzere. Ancak yaðmur damlalarýnýn düþtüðü havuz tek bir havuz olduðu için zaman içinde diðer yaðmur damlalarýnýn kiþisel daireleri ile bizim dairemiz kesiþmek zorunda kalýr. Yani hayatlarýmýz kesiþir. Yukarýdan bir yerden bu manzarayý izleyen, özelde her birimizin kiþisel dairesini görür, genelde ise suyu dalgalandýðýný. Hayat iþe bu su dalgalanmasýdýr. Bu kýsa girizgâhta hayatý daireye benzettik. Daire öyle bir geometrik þekildir ki, hem hayatýn her noktasýnda karþýmýza çýkar, hem hayatý tanýmlar, hem de çok daha fazlasýný. Platon Tanrý'nýn geometri ile konuþtuðunu söyler. Eðer Tanrý gerçekten geometri ile konuþuyorsa, daire bir konuþmadan ziyade bir þiir gibidir. Az cümle ile çok mana anlatabilen bir þiir. Hayatýn her noktasýnda karþýmýza çýkar, geometrinin bu en haylaz þekli. Bir kuþ dairesel gözüyle aðaçlara bakar yukarýdan. Aðaç yukarýdan daire þeklinde görünür ona. Çünkü yaprak ve dallar güneþ ýþýðýndan en fazla verimi bu þekilde alacaðýný bilir. O kuþ yukarýdan çiþini yapýp býrakýrsa, düþtüðü zemin düzgün bir zeminse dairesel bir þekil alýr. Sonra o kuþ yuvalarýný daireler þeklinde inþa eder. Sadece kuþ yuvalarý deðil, hepimizin evi olan evren dairesel inþa edilmiþtir. Gezegenler dairesel rotada hareket ederler. Doðada var olan çoðu þey, yapýsal olarak dairesel olmaya meyilli olarak hareket eder. Tek istisna ile. Ýnsan... Ýnsan doðaya kareyi armaðan edendir. En arý kristalleri saymazsak insan yapýmý olmayan hiçbir þey kare deðildir. Dikdörtgen olan þeylerin bile sayýsý sýnýrlýdýr. Oysa insanlarýn yaþadýðý yerlerde yapýlan her þey dörtgenler halindedir. Çünkü insanlarla dörtgenler arasýnda sýký bir iliþki vardýr. Dörtgenlerin tarihi bir bakýma uygarlýðýn tarihidir. Dörtgenlerin en önemli özelliði ölçülebilir olmasýdýr. Mesela bir karenin tek kenarýný bildiðinizde o kare hakkýnda her türlü bilgiye sahip olabilirsiniz. Kare sýnýrlýlýðý ifade eder yani. Ona dair her þey kurallarla belirlenmiþtir. Özgürlüðü yoktur karenin. Kare toprak mülkiyetidir, kanundur, sýnýrlýlýk, kare uygarlýktýr, insanlýktýr. Oysa daire, felsefi anlamda karenin zýttýdýr. Bir kuþ gibi, hiçbir yere sahip deðildir ama her yer onundur, sonsuzdur o. Ýbn-i Meymun kitabýnda onun içine aldýðý alaný asla tam olarak ölçemezsin, sadece yaklaþýk olarak hesaplarsýn der. Dedim ya, tanrý geometri ile konuþuyorsa, daire ile bir þiir yazmýþtýr. Onu bilinmez kýlmýþtýr. Ýnsan ise yaramaz çocuk. Ýllaki bilinmeyeni bilecek, hesaplanamayaný hesaplayacak. Bunun için çareler aramýþtýr. Ve aranan çare M.Ö 1650 yýlýnda Mýsýr’da bulunmuþtur. Mýsýrlý kâtip Ahmes Rhind Papirüsünde dairenin alaný ile ilgili þu formülü vermiþtir bizler. “Çapýn dokuzda birini kes. Kalanýnýn üzerine kare çiz. (bir kenarý dairenin yarý çaðýnýn 8/9’u olan kare) karenin alaný dairenin alanýdýr.” Bu çözüm bugün bizim kullandýðýmýz dairenin alaný hesaplamasýna binde dokuz yüz doksan sekiz oranýnda yaklaþmýþtýr. Yani binde iki hata payý ile doðru sonucu veren bir çözüm olmuþtur. Ama burada bizim için önemli olan çözümün güzelliðinden ziyade, çözümün içindeki Tanrý dilidir. Platon haklýysa, Tanrý geometri aracýlýðý ile bize þöyle seslenmektedir. Daireyi, yani kendini insana, insana verdiði karesel irade ile tanýtmaya çalýþýyor. Ýnsan kendinden yola çýkarak, daireyi kareye benzeterek onun hakkýnda fikir ediniyor ancak asla tam orak çözüme ulaþamýyor. Belirli bir hata payý ile sonuca ancak yaklaþabiliyor. Çünkü insan kareseldir. Ve sýnýrlarý vardýr. Dairenin alanýný tam olarak hesaplamak ise bu sýnýrýn dýþýnda kalýyordur. Ýlerleyen yýllar dairenin alanýný ve çemberin çevresini hesaplamakla ilgili yeni yöntemler geliþtirmemizi saðladý. Bu yolda kimler kafa yormadý ki. Arþimet’ten Leonardo da Vinci’ye kadar birçok bilim adamý daire üzerine kafa yormuþtur. Arþimet dönemi bilim adamlarýnýn düþüncesi, çokgenden yola çýkarak dairenin alanýný hesaplamaktý. Dairenin içine bir altýgen çizdiler onun alanýný hesapladýlar. Sonra sekizgen, ongen, o kadar çok kenar sayýsýna sahip çokgen çizdiler ki zaman içersinde, artýk çokgen neredeyse daireydi. Ama iþte yine ayný sorun vardý. Neredeyse. Oysa insan neredeyseyi deðil tam sonucu istiyordu. Bu konudaki en baþarýlý fikir tabi ki Da Vinci’den geldi. Benim idolüm bu adam. Her þeye o kadar farklý bir gözle bakabiliyor ki! Sanatçý bir bilim adamý olduðu o kadar belli ki! Her zaman her konuda kimsenin göremediðini kimsenin düþünemediðini düþünebiliyordu o. Ve bu konuda çok deðiþik bir düþünce ve dâhiyane bir çözüm buldu. Çözümü þu; “Kalýnlýðý yarýçapýnýn yarýsý olan bir tekerleðin varsa, tekerleði tam bir tur çevir. Tekerleðin yüzeyde býraktýðý dikdörtgen izin alaný tekerleðin dairesel yüzünün alanýna eþittir.” Ýnanmasý güç ama bu çözüm bizim bugün kullandýðýmýz çözüm kadar doðru bir çözüm. Ama biliyorsunuz biz bugün dahi dairenin alanýný yahut çemberin çevresini tam olarak hesaplayamýyoruz. Ancak pi sayýsýnda 3,14… kullandýðýmýz kesir miktarýnýn çokluðu nispetinde sonuca yaklaþabiliyoruz. Þu gün için çözüme, 51 milyar basamak kadar yakýnýz. Pi sayýsýnda 3’ten sonra gelen 51 milyar basamaðý biliyoruz. Son yapýlan çalýþmalarda, Amerika’da bir organizasyon düzenleyip, internet üzerinde o an baðlý olan tüm bilgisayarlarýn gücünü birlikte kullanarak bu deðeri trilyonlara çýkarýlacaðý söyleniyor. Bunun için gerekli alt yapý çalýþmalarý tamamlanmýþ, gerekli ödenekler ayrýlmýþ, son gözden geçirmeler yapýlýp kampanyanýn baþlatýlmasý bekleniyormuþ. Peki, niye böyle bir þey yapýyoruz. Dünyanýn çevresini hesaplarken 3.14 rakamýný kullanýrsa gerçekten yaklaþýk bir inç’lik bir sapma meydan getirmiþ olacaksak, neden 51 milyar basamak buluyoruz? Ýþte bunun yanýtýný vermek hiçte kolay deðil. Bu insan olmakla ilgili bir þey. Ýnsanýn karesel yapýdan kurtulma, sýnýrlarýný aþma çabasý denilebilir. Daireye meydan okuyuþtur pi sayýsýnýn tamamýný bulmaya çalýþma. Bunun mümkün olmadýðýný bilsek de bulmaya en yakýn olma noktasýna ulaþmayý istiyoruz. Çünkü Van Der Rohe’nin iþaret ettiði, "Tanrý ayrýntýlarda gizlidir" sözüne inanýyor ve ayrýntýlara bakmak sýrlarý keþfetmek istiyoruz. Ýþte bu noktada pi sayýsý gerçekten bir fenomendir. Çünkü pi sayýsý hiçbir zaman sadece bir sayý olmamýþtýr. Evrenin garip bir anahtarýdýr o. En olmadýk yerlerde karþýmýza çýkar. Sadece çemberin çevresini hesaplamakta deðil, iletiþimde, ses sistemlerinde, mimaride, falcýlýkta, hatta denizin dalgalanmasý da, pi sayýsý gizlidir. Bunlarý formüle etmeye kalktýðýmýzda mutlaka onu kullanmamýz gerekir. Ama pi’yi sakýn sadece bu kadar zannetmeyin. Dediðim gibi, pi evrenin gizemli anahtarý, gizli bilgilerin tutulduðu kasanýn þifresidir. Henüz çözülememiþtir ama, onun içinde bir þeylerin gizli olduðu aþikardýr. Bunu çözmek için yüzlerce gizem avcýsý pi sayýsýnýn rakamsal ifadesini kelimesel karþýlýðýný aramýþtýr. Dünya üzerinde birçok insan Tanrý’nýn pi sayýsý ile bizlere bir takým mesajlar gönderdiðini düþünmekte ve bu mesajý deþifre etmeye uðraþmaktadýr. Son olarak size pi sayýsý ile ilgili yüzlerce gizemden ikisini söyleyeceðim. Giza Piramidi'nin bir kenarýnýn uzunluðunun yüksekliðine oraný pi sayýsýný verir. Hem de o dönemlerde hesaplanan pi sayýsýndan çok daha yüksek doðrulukta. Haydi piramitlerdeki gizemler zaten biliniyor, onu zaten uzaklýlar yaptý diyorsanýz þunu dinleyin. Ýbranice’de çemberin çevre uzunluðu oof, vaf, he harfleri ile yazýlýr. Oof , vav harfleri ile okunur. Pi sayýsý, yüz yýllarca yüzlerce bilim adamýný kendisinin peþinden koþturan pi sayýsý, çevre uzunluðu kelimesinin yazýlýþýndaki harflerin rakamsal deðerinin okunuþuna bölümü ile bulunabilir. Yani pi sayýsý öyle muzip bir sayýdýr ki, daha kendisini sorarken sorunun içinde göz kýrpar bize, yani gören gözlere.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal pismisoglu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |