..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar > M.NİHAT MALKOÇ




7 Aralık 2007
Altın Kuşağın Son Yıldızı: Vüs"at O. Bener  
M.NİHAT MALKOÇ
Türk hikâyeciliğinin altın kuşağının son yıldızı olarak görülen Vüs’at O. Bener geçtiğimiz aylarda hayatını kaybetmişti. 83 yaşında hayata veda eden bu değerli kalem, hikâyeyi şiire yaklaştırmıştı. Uzun ömrüne rağmen az sayıda hikâye yazmıştı. Mükemmeliyetçi bir sanat anlayışına sahipti. Az ve öz yazmayı ilke edinmişti. Kelimeleri yerinde ve tabir caizse iktisatlı kullanırdı. O, sözlere hakkını veren bir hikâyeciydi.


:CJAG:
ALTIN KUŞAĞIN SON YILDIZI VÜS’AT O. BENER

M.NİHAT MALKOÇ

Türk hikâyeciliğinin altın kuşağının son yıldızı olarak görülen Vüs’at O. Bener geçtiğimiz aylarda hayatını kaybetmişti. 83 yaşında hayata veda eden bu değerli kalem, hikâyeyi şiire yaklaştırmıştı. Uzun ömrüne rağmen az sayıda hikâye yazmıştı. Mükemmeliyetçi bir sanat anlayışına sahipti. Az ve öz yazmayı ilke edinmişti. Kelimeleri yerinde ve tabir caizse iktisatlı kullanırdı. O, sözlere hakkını veren bir hikâyeciydi.

Peki, kimdi Vüs’at O. Bener? Okuyucuları ne kadar tanıyordu onu? 1922 yılında Samsun'da doğmuştu. Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Bener, modern Türk öykücülüğünde “altın kuşak” olarak tanımlanabilecek 1950 kuşağının önde gelen isimlerinden birisiydi.

Bence yarışmalar yazarları doğuran anadır. Onlar yeni simalarla buluştururlar bizi. Kenarda köşede kalmış yazarlar, ciddi yarışmalar sayesinde keşfedilir. Bener de böyle bir yarışma neticesinde kalem hayatına atılmıştı. Vüs’at O. Bener, 1950’de New York Herald Tribune gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin ortaklaşa düzenledikleri öykü yarışmasında ”Dost” adlı öyküsüyle adını duyurdu. Vüs’at O. Bener’in, yarım yüzyılda ortaya koyduğu az sayıda öykü, roman ve oyunu bulunuyor. 1950’li yıllarda yazdığı öyküleri genellikle Seçilmiş Hikâyeler, Varlık, Yeditepe dergilerinde yayınlandı. Bu öykülerden bir bölümü “Dost” adı altında (1952); bir bölümü “Yaşamasız” ismiyle kitaplaştırıldı(1957).

1962 yılında ilk oyunu Ihlamur Ağacı basıldı, oyun Türk Dil Kurumu’nun 1963 yılı tiyatro armağanını aldı. 1977 yılında 29 öyküsü yine “Dost” adı altında, tek cilt halinde basıldı. Öykülerinden, “Dost” Fransızca’ya; “Batak” Almanca’ya; “İlki” İngilizce’ye çevrildi. Öyküleri, yabancı ve Türk antolojilerinde yer buldu. Bunlar onun ismini daha da büyüttü.

Yazarın ikinci oyunu İpin Ucu, 1980 yılında Abdi İpekçi Armağanı’nı kazandı. İlk romanı “Buzul Çağının Virüsü” 1984 yılında basıldı. İkinci romanı “Bay Muannit Sahtegi’nin Notları” 1991 yılında yayınlandı. “Siyah-Beyaz” adlı kitabı 1993’te basıldı.

Vüs’at O. Bener, dili güzel kullanan bir yazardı… Yani çalakalem yazmazdı. Titiz bir dil işçiliği gözükürdü hikâyelerinde… Onun içindir ki 83 yıllık hayatında yazdığı eserlerin sayısı son derece azdır. Bu, onun dil hassasiyetinden kaynaklanan bir durumdur. Onun hikâyelerinde ülke insanının kültürel yelpazesini bütün ihtişamıyla görmek mümkündür.

Kendisine özgü bir cümle yapısı vardı O’nun… Yani üslûp sahibi bir insandı… Bunu uzun yıllar boyunca ısrarla yazarak kazanabilmişti. Eserlerinde taklit edilmiş, iğreti ifadelere rastlamak zordur. Zaten az sayıda eser vermiş bir yazarın bugün konuşuluyor olması onun ancak özgün bir anlatıma sahip olmasıyla açıklanabilir. Demek ki önemli olan özgünlüktür.

O, hikâye, roman ve oyunlarında gündelik hadiselerin yansımalarını konu edinmiştir daha çok… Bunu, yazdığı eserlerin çoğunda görmek mümkündür. Fakat sıradan olayları dile getirirken dilin sihirli gücünden azamî derecede yararlanmıştır. Olaylar sıradan olsa da anlatım sıradan değildir. Anlatımdaki güzellik, sıradan mevzuları bile zevkle okunur kılmıştır.

Vüs’at O. Bener şiirle de uğraşmıştır. Fakat biz onu şair olarak değil, hikâyeci olarak tanıyoruz. Roman ve oyun da yazmıştır ama asıl ses getirdiği edebî tür hikâyedir. Şiirlerini “Manzumeler” adı altında bir araya getirmiştir. Manzume aslında ölçülü ve kafiyeli, edebî değeri pek fazla olmayan şiir diye algılanır bizde… Fakat onun şiirlerinde ölçü ve düzenli bir kafiye sistemi yoktur. Belki de şiirde iddialı olmadığını ifade etmek için şiirlerini böyle bir isim altında okuyucuya sunmuştur. Bence şiirleri vasat olmaktan öteye gidemez.

O, pek çok yazar gibi şiire de merak salmıştır. Şiirlerindeki imajlar soyut ve kapalıdır. Sıradan bir okuyucunun bu imgeleri çözüp anlamlandırması hiç de kolay değildir. Düzyazıya yaklaşan anlatım tarzı, şiirlerinin bir başka özelliğidir. Orhan Veli tarzı kısa ve ilk görünüşte sıradan gibi algılanabilecek şiirsel söyleyişleri vardır. “Sitem” bunlardan birisidir:

     “Nur içinde yat anacığım
      Mecbur muydun beni doğurmaya
     Bir daha yapma”

Başkent Hastanesi’nde uzun süre tedavi gören Bener, 31 Mayıs 2005’te vefat etti. Bence kalemin susması âlemin susması anlamına gelir. Vüs’at O. Bener’in hayattan göçüşüyle birlikte bir kalem sustu, bir âlem sustu… Yarım yüzyıl boyunca yazan bu kalemin vedası da sessiz oldu. Gazetelerde koca puntolu harflerle bahsedilmedi ölümünden. Ölümü televizyonları günlerce meşgul etmedi. Sözlerimi bu usta yazarın, fakat vasat şairin “Ölüm” adlı dörtlüğüyle noktalıyorum. Kim bilir belki de ötelerde öykülerine devam ediyordur:

“Ölüm süzmüş gözlerini
Testi yazıtlarında sözü geçmez
Uzun fısıldadığı sen değildin hiç
Geceye yineler ak doğumları”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gevheri'nin Hayatı ve Şiirleri
Yusuf Has Hacip'in Şâirlere Bakışı
Trabzonlu Edebiyat Tarihçisi Nihat Sami Banarlı
Muhteşem Bir Mâziyi Muhteşem Bir İstikbale Bağlayan Köprü: Cemil Meriç
M. Nihat Malkoç "Sevgini En İyi Sen Anlat" Şiir Yarışmasında Türkiye Birincisi Oldu
Kanunî'nin Şâirliği
Zevrakî"nin Kırıldı Gönül Sazı
Hüseyin Albayrak'ın Kaleminden "Trabzon'un Fethi"
"Gülün Vedası" Yahut Bahattin Yıldız'ın Şahadeti
Tarihi Sevdiren Adam: Yavuz Bahadıroğlu

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Okul ve Hapishane
Arif Nihat Asya'nın Doğumunun 100. Yılı
Vatan Sevgisi İmandandır
Yapraklar Dökülür Kasımlarda!..
Veremle Savaş
Bir On Kasım Sabahı
Memleket Havası ve Köprübaşı Tv Sitesi
İlköğretim Okulları ve 100 Temel Eser
Öğretmenler Günü
Sabrın Sonu Selâmet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.