sabah erken indim bahçeye,
gülün derdini dinlemeye,
eğilip kulağına sordum usulca,
bir sevdanın heyacanı mıdır bu ?
gülüşünde midir yoksa esrarın,
rengin ve kokundan mıdır şikâyetin,
kalan üç günlük ömrünün bedeli,
yoksa bir damla su mudur ?
suya mı hasret çeker damarların ?
yanıt vermedi, derin bir ah! çekti,
bülbül olsan anlardın belki, dedi,
sonra uzatıp bir yaprağını
bana verdi.