İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos |
|
||||||||||
|
“Hoh hoh HO! Bakın kimler varmış burada!” dedi en az bir Ferrari kadar kırmızı ama onun kadar aerodinamik olmanın çok uzağındaki şişko ve heybetli adam... Sırtındaki kocamaaan çuvalı yanına bıraktı ve alaycı gülümsemesiyle devam etti: - Parasını almadan kimseye düdük bile hediye etmeyen cimri adam... Bakıyorum da eşşeğine nasıl binmen gerektiğini öğrenmişsin. - Karşılama “alayı”nı kısa kesersen sevinirim, sayın; Hıristiyan Aleminin Baca Temizlikçisi! Seni her görüşümde biraz daha şişmanlamış oluyorsun. Tabii geyiklerin de tam tersi... - İstersen “geyik” muhabbetini kes ve buraya neden geldiğini anlat. Yoksa “Dünya’nın Merkezi”nden sıkıldın mı? - Sırf insanlar beni sevsin diye her sene milyonlarca hediye dağıtmak zorunda olmadığım için başka ve daha önemli şeylere zaman bulabiliyorum. Mesela Dünya’yı dolaşıp insanlara iyiyi ve doğruyu göstermek gibi... - Saçma! Tek yaptığın, insanlarla –ki bu insanların en başta geleni yine sensin- dalga geçmek ve kendini komik durumlara düşürmek. Göle yoğurt çalmak gibi tamamen anlamsız işleri saymıyorum bile! Dur bakıyim. Yoksa okyanusun üstünde yüzen buzulların donmuş yoğurttan oluşup oluşmadığına mı bakmaya geldin? Hoh hoh hoh ho! Yaşından başından utan! - Kendimle dalga geçmekten utanmadığım gibi kendini fazla ciddiye alanlara acıyorum. Ayrıca isminden utanıp onu değiştiren ben değilim di mi Aya Nikolacığım? - Bak ihtiyar! Benim yapılacak çok işim var, senin aksine... Dolayısıyla sadede gelsen iyi olur. - Peki peki! Buraya seni uyarmaya geldim. - Uyarmaya mı? Ne konuda acaba? Psikoloğun sonunda seni kazanların doğurmadığına ikna mı etti? Merak etme bu konuda dokuz doğuran tek kişi sendin zaten! - Dalga geç bakalım. Ama küresel ısınma buradaki tüm buzları erittiğinde o zaman geçecek dalgaya da ben güleceğim. - Küresel ney? Bence aşırı ısınan tek küre kafandaki o komik sarık nedeniyle senin kafan! Ama tedavisini biliyorum. Kafanı hem en şurdaki kardan adamın poposuna sokarsan düzelirsin.! Hoh hoh hoh ho! - Ne kadar hakâret etsen de söyleyeceklerimi bitireceğim! Yıllardır girip çıktığın bacalardaki is yani karbonu Kuzey Kutbu’na taşıdın. Karbon miktarındaki artış nedeniyle de buzlar erimeye başladı. Dağıttın oyuncakları ürettiğin buzul-altı fabrikanda fosil yakıt tükettiğini bilmiyorum sanma! Artık bu aptalca tüketime bir son vermelisin. Zaten çocuklar artık oyuncaklarla oynamıyor. - Şu ana dek duyduğum en komik fıkran buydu itiraf etmeliyim! Ayrıca çocuklar hala benim oyuncaklarımı seviyor. Acaba artık senin fıkralarını anlatmamalarını mı kıskandım? Kabul etmelisin ki Namık Kemal’inkiler daha komik. - Ah! Kime laf anlatıyorum ki? Burda sana gerçeği anlatacak tek “anlayan” benim... Ve ben de pes etmekte haklıyım. Gerçi sen de haklısın. Dolayısıyla hakkettiğini vermem gerekecek... Nasreddin Hoca tüm insanlığın kaderini tuttuğu elleriyle şimdi Noel Baba’nın gırtlağını sıkıyordu. Böylesine şiddet içeren bir davranışı beklemeyen Noel Baba birkaç saniyelik şaşkınlık ve nefes darlığından sonra toparlandı ve Nasreddin’in kasıklarına dizini geçirdi. Acı içinde yere düşen yaşlı adamın ağzından belli belirsiz “Zaten düşecektim...” sözleri döküldü. Rakibinin işini bitirdiğini sanan Noel Baba bozulan yakasını düzeltirken Nasreddin Hoca, acıyla büzüşen vücudunu adeta bir bowling topu gibi yuvarlayarak Kırmızı Başlıklı Kız’ın babası gibi giyinmiş adamı yere yapıştırdı. Ardından az ilerde duran kızağa atladı ve onu, tüm hızıyla, yerde adeta kırmızı halı davetkârlığında yatan adamın üstüne sürdü. Ren geyikleri, bu intikam anını uzun süredir bekliyor olduklarından hiç itiraz etmemişlerdi. Yaşlı adam ölünce özgür kalıp anavatanları REN’e geri dönebileceklerdi. Fakat 120 kiloluk adamı fazla hafife almışlardı. Yerinden doğrulan Noel Baba koca çuvalını kaptı ve adeta bir matador gibi kızağın önünden sıyrılıp, onu, sürücünün suratına gömdü. Yere yıkılan Nasreddin kötü yaralanmış, yarı baygın halde sayıklıyordu: “Bu çuvalsa kedi nerde. Bu kediyse çuval nerde?”... - Lanet olası pislik! Gününü gördün işte! Wauuv! Hala sıkı dövüşüyorum. Hoh hoh ho.. OHH! Nasreddin’in sadık dostu eşek, çift namlulu tüfeğe adını verdiği söylenebilecek bir “çifte” ile Noel Baba’nın ayaklarını yerden kesmişti. Havada süzülen Kızıl Baron(!) bir süre uçtuktan sonra yere çakıldı. Çıkan “çatırdama” sesinin bir kısmı Noel baba’nın kemiklerinden, bir kısmı ise iyice incelen buz tabakasından gelmişti. Bu sırada “Hırsızın hiç mi suçu yok!” diye bağırarak ayılıp kendine gelen Nasrettin Hoca, hasmının yerde yatan bedenine ve gururla anıran eşeğine bakıp olup biteni anlamış ve zaferi kutlamak için eşeğine doğru yürümeye başlamıştı ki Noel Baba, kırıldığı için Baba filmindeki Marlon Brando’nunkine benzeyen çenesini zorlukla açarak; “Size reddedemeyeceğiniz bir hediyem var! Benimle geliyorsunuz!” diyip çatlamış buza tüm gücüyle vurdu. Yapısını daha fazla koruyamayan buzun parçalara ayrılmasıyla Hoca, Noel Baba ve eşek dondurucu sulara gömülmüştü. Neyse ki boşa giden toslama çabalarının ardından az ilerdeki taze kara saplanan kızaktaki Ren geyikleri duruma müdahale etmiş ve Nasreddin’i sudan çıkarabilmişlerdi. Ama eşek, maalesef, kendileri için özel olarak yaratılan cenneti boylamıştı. Nasreddin sudan çıkardığı dostunun başında gözyaşı döküyor ve “Ölme eşeğim, ölmeee!” diye yakarıyordu. 10...9...8....7....6....5....4....3....2....1....0! The END!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer kırat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |