..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > ömer kırat




2 Ocak 2008
Noel Baba Vs. Nasreddin Hoca  
ömer kırat
Geleneksel" yılbaşı" konulu öykülerimin yeni halkası...


:BFFC:
Kuzey Kutbu’nda bir yerde...

“Hoh hoh HO! Bakın kimler varmış burada!” dedi en az bir Ferrari kadar kırmızı ama onun kadar aerodinamik olmanın çok uzağındaki şişko ve heybetli adam... Sırtındaki kocamaaan çuvalı yanına bıraktı ve alaycı gülümsemesiyle devam etti:
-     Parasını almadan kimseye düdük bile hediye etmeyen cimri adam... Bakıyorum da eşşeğine nasıl binmen gerektiğini öğrenmişsin.
-     Karşılama “alayı”nı kısa kesersen sevinirim, sayın; Hıristiyan Aleminin Baca Temizlikçisi! Seni her görüşümde biraz daha şişmanlamış oluyorsun. Tabii geyiklerin de tam tersi...
-     İstersen “geyik” muhabbetini kes ve buraya neden geldiğini anlat. Yoksa “Dünya’nın Merkezi”nden sıkıldın mı?
-     Sırf insanlar beni sevsin diye her sene milyonlarca hediye dağıtmak zorunda olmadığım için başka ve daha önemli şeylere zaman bulabiliyorum. Mesela Dünya’yı dolaşıp insanlara iyiyi ve doğruyu göstermek gibi...
-     Saçma! Tek yaptığın, insanlarla –ki bu insanların en başta geleni yine sensin- dalga geçmek ve kendini komik durumlara düşürmek. Göle yoğurt çalmak gibi tamamen anlamsız işleri saymıyorum bile! Dur bakıyim. Yoksa okyanusun üstünde yüzen buzulların donmuş yoğurttan oluşup oluşmadığına mı bakmaya geldin? Hoh hoh hoh ho! Yaşından başından utan!
-     Kendimle dalga geçmekten utanmadığım gibi kendini fazla ciddiye alanlara acıyorum. Ayrıca isminden utanıp onu değiştiren ben değilim di mi Aya Nikolacığım?
-     Bak ihtiyar! Benim yapılacak çok işim var, senin aksine... Dolayısıyla sadede gelsen iyi olur.
-     Peki peki! Buraya seni uyarmaya geldim.
-     Uyarmaya mı? Ne konuda acaba? Psikoloğun sonunda seni kazanların doğurmadığına ikna mı etti? Merak etme bu konuda dokuz doğuran tek kişi sendin zaten!
-     Dalga geç bakalım. Ama küresel ısınma buradaki tüm buzları erittiğinde o zaman geçecek dalgaya da ben güleceğim.
-     Küresel ney? Bence aşırı ısınan tek küre kafandaki o komik sarık nedeniyle senin kafan! Ama tedavisini biliyorum. Kafanı hem en şurdaki kardan adamın poposuna sokarsan düzelirsin.! Hoh hoh hoh ho!
-     Ne kadar hakâret etsen de söyleyeceklerimi bitireceğim! Yıllardır girip çıktığın bacalardaki is yani karbonu Kuzey Kutbu’na taşıdın. Karbon miktarındaki artış nedeniyle de buzlar erimeye başladı. Dağıttın oyuncakları ürettiğin buzul-altı fabrikanda fosil yakıt tükettiğini bilmiyorum sanma! Artık bu aptalca tüketime bir son vermelisin. Zaten çocuklar artık oyuncaklarla oynamıyor.
-     Şu ana dek duyduğum en komik fıkran buydu itiraf etmeliyim! Ayrıca çocuklar hala benim oyuncaklarımı seviyor. Acaba artık senin fıkralarını anlatmamalarını mı kıskandım? Kabul etmelisin ki Namık Kemal’inkiler daha komik.
-     Ah! Kime laf anlatıyorum ki? Burda sana gerçeği anlatacak tek “anlayan” benim... Ve ben de pes etmekte haklıyım. Gerçi sen de haklısın. Dolayısıyla hakkettiğini vermem gerekecek...

Nasreddin Hoca tüm insanlığın kaderini tuttuğu elleriyle şimdi Noel Baba’nın gırtlağını sıkıyordu. Böylesine şiddet içeren bir davranışı beklemeyen Noel Baba birkaç saniyelik şaşkınlık ve nefes darlığından sonra toparlandı ve Nasreddin’in kasıklarına dizini geçirdi.
Acı içinde yere düşen yaşlı adamın ağzından belli belirsiz “Zaten düşecektim...” sözleri döküldü. Rakibinin işini bitirdiğini sanan Noel Baba bozulan yakasını düzeltirken Nasreddin Hoca, acıyla büzüşen vücudunu adeta bir bowling topu gibi yuvarlayarak Kırmızı Başlıklı Kız’ın babası gibi giyinmiş adamı yere yapıştırdı.

Ardından az ilerde duran kızağa atladı ve onu, tüm hızıyla, yerde adeta kırmızı halı davetkârlığında yatan adamın üstüne sürdü. Ren geyikleri, bu intikam anını uzun süredir bekliyor olduklarından hiç itiraz etmemişlerdi. Yaşlı adam ölünce özgür kalıp anavatanları REN’e geri dönebileceklerdi.

Fakat 120 kiloluk adamı fazla hafife almışlardı. Yerinden doğrulan Noel Baba koca çuvalını kaptı ve adeta bir matador gibi kızağın önünden sıyrılıp, onu, sürücünün suratına gömdü.

Yere yıkılan Nasreddin kötü yaralanmış, yarı baygın halde sayıklıyordu: “Bu çuvalsa kedi nerde. Bu kediyse çuval nerde?”...

-     Lanet olası pislik! Gününü gördün işte! Wauuv! Hala sıkı dövüşüyorum. Hoh hoh ho.. OHH!

Nasreddin’in sadık dostu eşek, çift namlulu tüfeğe adını verdiği söylenebilecek bir “çifte” ile Noel Baba’nın ayaklarını yerden kesmişti. Havada süzülen Kızıl Baron(!) bir süre uçtuktan sonra yere çakıldı.

Çıkan “çatırdama” sesinin bir kısmı Noel baba’nın kemiklerinden, bir kısmı ise iyice incelen buz tabakasından gelmişti. Bu sırada “Hırsızın hiç mi suçu yok!” diye bağırarak ayılıp kendine gelen Nasrettin Hoca, hasmının yerde yatan bedenine ve gururla anıran eşeğine bakıp olup biteni anlamış ve zaferi kutlamak için eşeğine doğru yürümeye başlamıştı ki Noel Baba, kırıldığı için Baba filmindeki Marlon Brando’nunkine benzeyen çenesini zorlukla açarak; “Size reddedemeyeceğiniz bir hediyem var! Benimle geliyorsunuz!” diyip çatlamış buza tüm gücüyle vurdu.

Yapısını daha fazla koruyamayan buzun parçalara ayrılmasıyla Hoca, Noel Baba ve eşek dondurucu sulara gömülmüştü.


Neyse ki boşa giden toslama çabalarının ardından az ilerdeki taze kara saplanan kızaktaki Ren geyikleri duruma müdahale etmiş ve Nasreddin’i sudan çıkarabilmişlerdi. Ama eşek, maalesef, kendileri için özel olarak yaratılan cenneti boylamıştı. Nasreddin sudan çıkardığı dostunun başında gözyaşı döküyor ve “Ölme eşeğim, ölmeee!” diye yakarıyordu.


10...9...8....7....6....5....4....3....2....1....0!

The END!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın halk öyküleri kümesinde bulunan diğer yazıları...
Noel Baba'nın Gerçek Hikâyesi

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kuran'a Ayak Basan İlk Türk
Buzdolabı Adam Elma
Dinlenme Tesisi (Hac - Mahal)
Frank Einstein
A Playlist Story
Yalnızlık Üzerine Bir Yanılma/yanılsama
Ordu Olmayan Adam
Bill Clift'in Karısının Anlatacakları Var!
Mutlu Olmaktan Mutsuz Olan Adam
Bana Ne! (Cinayet Nedeni)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sherlock ve Watson [Roman]
Hâlâ Emekleyen İnsanlık [Deneme]
Dünya Kadınlar Dünü [Eleştiri]
Türban Bağlamında Korunmasız Dinsel İlişki [Eleştiri]
Bir Mayıs İşçisi Gibi Yayılmak Meydanlara [Eleştiri]
Numeroloji [Bilimsel]
Koçların Arabaları & Tanrıların Sessizliği [Bilimsel]
Diyet [Bilimsel]
Repeat After Me: Evren, Evrem, Evre! [Bilimsel]
Ödeme Güçlüğü Çekenler [Bilimsel]


ömer kırat kimdir?

Merhaba edebiyat aşıkları! Edebiyata duyduğunuz aşkın karşılıksız olmasına neden olan kişi, yani edebiyatın gönlünü kaptırdığı, dolayısıyla sizin aşkınıza karşılık vermemesine neden olan kişi olarak, büyük bir sorumluluğum olduğunun bilincindeyim. Bu bilinçle, amatör edebiyata büyük bir katkı sağlayacağına, yeni bir soluk ve beniz getireceğine inandığım bu sitenin üyesi olarak, üyesi olduğum ve edebiyata yeni bir beniz ve soluk getirip, katkı sağlayacağına inandığımı az önce belirttiğim bu sitedeki yazın serüvenime sizleri de davet etmekten kıvanç duyuyorum ve kıvancın kelime anlamını tam olarak bilemediğim için şaşkınlık yaşıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Douglas Adams, Emil Zola, Garcia Marquez, Oscar Wilde, Woody Allen


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer kırat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.