..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Adem KALINSAZ




10 Ocak 2008
Ömür Denen Şey...  
Adem KALINSAZ
Takvimler ne kadar cömerttir. Her gün bir sahife bağışlarlar ömürlerinden. Onlar cömert davrandıkça hafiflerler hafiflerler ta ki tükeninceye kadar cömertlikleri devam eder. Her erdemli davranışlarında omuzlarındaki yük biraz daha hafifler takvimlerin.


:BAGF:
Takvimler ne kadar cömerttir. Her gün bir sahife bağışlarlar ömürlerinden. Onlar cömert davrandıkça hafiflerler hafiflerler ta ki tükeninceye kadar cömertlikleri devam eder. Her erdemli davranışlarında omuzlarındaki yük biraz daha hafifler takvimlerin.
Ah takvimler ne kadar cömertsiniz.
Zamanın evveliyatını ve ahirini Allah (c.c.) bilir.
Bugün kullanılan 365 sahifeli takvimin evvelini ise matbaacıların bilmesi muhtemel. Miladi takvim ise Türkiye’de 1926 yılında kullanılmaya başlandı.
Takvimler insanlar gibidir. Ömürleri sınırlıdır. Kelebeklerden uzun yaşarlar ama fillerden kısa. Ömürleri sabit, zamanları sınırlıdır. Bu yönleri ile insana benzerler.
İnsanlar takvimlerinin ömrünün sınırlı olduğunu her takvim yaprağından bir sahife yırttıklarında idrak ederler. Her gün azalan bir yaşam. Kendi ömürlerinin sınırını ise ancak bir cenaze namazı kıldıklarında hatırlarlar. Oysa insan çocuk da olsa, her geçen gün, hayattan eksilen bir güne tekâmül etmektedir. Zamanını yaratıcının haricinde kimsenin bilmediği sona bir adım daha yaklaşmak.
Prof. Dr. E. Nazif Gürdoğan Hoca: “İnsan ömrü üç yıldır: Doğum yılı, verim yılı, ölüm yılı” diyor. (Yeni Şafak 02.01.2008)
Doğum yılı ile ölüm yılını çıkardı mı geriye verim yılı kalır.
Peki, verim yılındaki boşa geçen zamanları çıkardı mı ileriye ne kalır?
Yaşanmamış bir ömür…
Ya da yaşlanmış bir ömür…
Ah takvim yaprakları sizin cömertliğiniz ile biz âlemin efendisi insanların ömürleri birbirlerine ne kadar benzemekte. Ve birbirlerine ne kadar ecnebileşmekte…
***
Yaşını olduğundan bir yaş ileri gösteren çocuk, gençlik evresinde fazlalıktan ifade ettiği bir ya da birkaç yaşının indirimini bereketli yapma arzusunu taşımak istemektedir. Gel gör ki yaşın 35 olması ile 37 olması arasındaki fark matematiksel ifadeden başka aleni bir ehemmiyet taşımamaktadır. İnanmazsanız sözü, sözün ustası Cahit Sıtkı’ya bırakalım:
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün.
***
Üstad Necip Fazıl gibi:
“Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum.” demiş olabiliriz bugün. Ama ah vahlar kaybedilen zamanları geri getirmeyecektir.
Dün geride kaldı, yarının gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. Öyleyse bugünü, içini doldurarak yaşamalıyım, anlayışıyla hareket eden âdemoğlu yine Cahit Sıtkı’nın dediği gibi:
“Nerde o günler, o şevk, o heyecan?” deme durumunda kalmaz ve o aşk ve heyecanı ilerlemiş yaşına rağmen İstanbul’un fethinden şereflenmek için gayret gösteren yüce sahabe Eyüp Sultan Hazretleri gibi bedeniyle birlikte yüreğinde de taşır.
***
Bugün verim yılıdır; yaşarken kazançlı çıkma yılıdır. İhtiyarlayınca geriye baktığımız zaman “çok şükür hayatı takvim yapraklarının cömertliği gibi yaşadım” demek için bu günü anlamlı kılma yılıdır, verim yılı.
Sağ taraftan verilecek defterin sayfalarının kapanmayacağı, ömrümüzdeki bereketli anlar gibi sayfalardaki bereketlerin artacağı ve okudukça bizleri coşturacağı anları yaşama yılıdır, verim yılı.
“Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.” Diyen Cahit Sıtkı o musalla taşından geçti. Sıra bizde… Kaçmak, kaçamak yapmak, atmak, atlatmak yok.
Henüz musalla taşı önümüzde, Musalla Mezarlığı’da Konya’da iken verim yılını verimli kılmak yapılacak en akıllı ve erdemli iş olsa gerek.
Takvim yaprakları gibi hayatı (zamanı) cömertlikte bereketlice kullanmak bir sonraki takvim cömertliğinin (hayatın) anahtarını yanında taşımaktır. Sağlam bir anahtarımız olması dileğiyle…
Selam ve muhabbetle.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazının Önemi / İlmi Yazı İle Bağlamak
Atatürk'ün Çocuklara ve Gençlere Mesajı
Ağlamak ve Gülmek
"Huzursuz Bacak"
Kitap ve Okumak II
"Hak Eden Sevilir"
"Yaş Otuz Beş"
Mevlana'nın Gel Çağrısı
Büyük Nedir? Küçük Nedir?
Yaşam Nedir?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yoksulluğa Akif'ce Bir Yaklaşım
Çevresel Sorunlar ve Çözüm Yolları
Gezi Notları: Akçay, Altınoluk, Assos, Ayvalık, Edremit İzlenimleri
Baki Kalan Hoş Bir Seda; Hz. Mevlâna
Gezi Notları: Bursa İzlenimleri - III
"Çin İşi" Olimpiyat
Toprak Gönüllü Cengiz Aytmatov
Üstad
Belgesel Filmler; "Mustafa" ve "120"
Türkçe Olimpiyatları ve Kazanımlarımız

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Atatürk'ün Kardeşleri [Eleştiri]
Kör Şeytanın Kör Gözüne... [Eleştiri]
Gez Dünyayı, Gör Konya'yı [Eleştiri]
İçki Sahte, Ölüm Gerçek [Eleştiri]
Ne Kadar İtibar Etmeliyiz? [Eleştiri]
"Fikrim Yok" [Eleştiri]


Adem KALINSAZ kimdir?

Hayatı algılamaya çalışmak için düşünmek, çalışmak, üretmek ve yaşamak gerektiğine inanırım.

Etkilendiği Yazarlar:
Edebiyatın "Edep" kısmıyla dost olan bütün yazarlar.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.