Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Ah takvimler ne kadar cömertsiniz. Zamanın evveliyatını ve ahirini Allah (c.c.) bilir. Bugün kullanılan 365 sahifeli takvimin evvelini ise matbaacıların bilmesi muhtemel. Miladi takvim ise Türkiye’de 1926 yılında kullanılmaya başlandı. Takvimler insanlar gibidir. Ömürleri sınırlıdır. Kelebeklerden uzun yaşarlar ama fillerden kısa. Ömürleri sabit, zamanları sınırlıdır. Bu yönleri ile insana benzerler. İnsanlar takvimlerinin ömrünün sınırlı olduğunu her takvim yaprağından bir sahife yırttıklarında idrak ederler. Her gün azalan bir yaşam. Kendi ömürlerinin sınırını ise ancak bir cenaze namazı kıldıklarında hatırlarlar. Oysa insan çocuk da olsa, her geçen gün, hayattan eksilen bir güne tekâmül etmektedir. Zamanını yaratıcının haricinde kimsenin bilmediği sona bir adım daha yaklaşmak. Prof. Dr. E. Nazif Gürdoğan Hoca: “İnsan ömrü üç yıldır: Doğum yılı, verim yılı, ölüm yılı” diyor. (Yeni Şafak 02.01.2008) Doğum yılı ile ölüm yılını çıkardı mı geriye verim yılı kalır. Peki, verim yılındaki boşa geçen zamanları çıkardı mı ileriye ne kalır? Yaşanmamış bir ömür… Ya da yaşlanmış bir ömür… Ah takvim yaprakları sizin cömertliğiniz ile biz âlemin efendisi insanların ömürleri birbirlerine ne kadar benzemekte. Ve birbirlerine ne kadar ecnebileşmekte… *** Yaşını olduğundan bir yaş ileri gösteren çocuk, gençlik evresinde fazlalıktan ifade ettiği bir ya da birkaç yaşının indirimini bereketli yapma arzusunu taşımak istemektedir. Gel gör ki yaşın 35 olması ile 37 olması arasındaki fark matematiksel ifadeden başka aleni bir ehemmiyet taşımamaktadır. İnanmazsanız sözü, sözün ustası Cahit Sıtkı’ya bırakalım: Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün. *** Üstad Necip Fazıl gibi: “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum.” demiş olabiliriz bugün. Ama ah vahlar kaybedilen zamanları geri getirmeyecektir. Dün geride kaldı, yarının gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. Öyleyse bugünü, içini doldurarak yaşamalıyım, anlayışıyla hareket eden âdemoğlu yine Cahit Sıtkı’nın dediği gibi: “Nerde o günler, o şevk, o heyecan?” deme durumunda kalmaz ve o aşk ve heyecanı ilerlemiş yaşına rağmen İstanbul’un fethinden şereflenmek için gayret gösteren yüce sahabe Eyüp Sultan Hazretleri gibi bedeniyle birlikte yüreğinde de taşır. *** Bugün verim yılıdır; yaşarken kazançlı çıkma yılıdır. İhtiyarlayınca geriye baktığımız zaman “çok şükür hayatı takvim yapraklarının cömertliği gibi yaşadım” demek için bu günü anlamlı kılma yılıdır, verim yılı. Sağ taraftan verilecek defterin sayfalarının kapanmayacağı, ömrümüzdeki bereketli anlar gibi sayfalardaki bereketlerin artacağı ve okudukça bizleri coşturacağı anları yaşama yılıdır, verim yılı. “Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında.” Diyen Cahit Sıtkı o musalla taşından geçti. Sıra bizde… Kaçmak, kaçamak yapmak, atmak, atlatmak yok. Henüz musalla taşı önümüzde, Musalla Mezarlığı’da Konya’da iken verim yılını verimli kılmak yapılacak en akıllı ve erdemli iş olsa gerek. Takvim yaprakları gibi hayatı (zamanı) cömertlikte bereketlice kullanmak bir sonraki takvim cömertliğinin (hayatın) anahtarını yanında taşımaktır. Sağlam bir anahtarımız olması dileğiyle… Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |