..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar > M.Nihat MALKOÇ




23 Ocak 2008
Romancı Cavit Ersen"in Hayat Mücadelesi  
M.Nihat MALKOÇ
Zamanın nelere gebe olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Bugünkü konumumuz bizi ne aşırı derecede gururlandırmalı ne de ümitsizliğe sevk etmelidir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Yarınların renginin siyah mı, beyaz mı olacağı bugünden kestirilemez. Bizler büyük bir gayretle ve iyi niyetle yarınlarımızı bugünden imar etmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Biz elimizden geleni ve üzerimize düşeni yapalım da ötesini zamanın adaletine bırakalım.


:CDDH:
M.NİHAT MALKOÇ

     Zamanın nelere gebe olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Bugünkü konumumuz bizi ne aşırı derecede gururlandırmalı ne de ümitsizliğe sevk etmelidir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Yarınların renginin siyah mı, beyaz mı olacağı bugünden kestirilemez. Bizler büyük bir gayretle ve iyi niyetle yarınlarımızı bugünden imar etmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Biz elimizden geleni ve üzerimize düşeni yapalım da ötesini zamanın adaletine bırakalım.

     Geçmişte çok önemli eserler kaleme almış, kitapları binlerce satmış, hatta kapışılmış bir yazarın, Cavit Ersen’in hayatının serencamını gözümün önünden geçirince geleceğin bizlere ne gibi sürprizler hazırladığını merak etmeye başladım. Merakım bir adım daha ileri giderek korku ve endişeye dönüştü. Çünkü bizler de bir zamanlar el üstünde tutulan, fakat daha sonraki yıllarda unutulan, yalnızlığa terk edilen Cavit Ersen’in yaşadığı acıları yaşayabiliriz. Amansız hastalıklar, borçlar, kazalar, belalar, vefasızlıklar bizi de bulabilir.

     Cavit Ersen hayatını okumaya ve yazmaya adamış, idealist bir aydındı. 29 Mart 1921 tarihinde Adana’da doğan Ersen, yazmak için yaratılan, millî ve manevî şuuru diri tutmak için çaba gösteren bizden birisidir. Yani terli kültürün yabancı değerler karşısında ayakta kalması için gece gün demeden çetin mücadeleler vermiştir. Bu mücadelelerde malını, mülkünü, mesleğini kaybetse de itibarını korumayı bilmiştir. Hayatta her türlü engelle karşılaşmıştır. Fakat Torosların bu yiğit çocuğu, bütün engellerle göğüs göğüse çarpışmasını, hayatını ortaya koymasını bilmiştir. Kaybetmeyi göze aldığı için gözünü budaktan sakınmamıştır.

     O, mefkûreci bir romancıydı. Cavit Ersen’in ilk eseri 1944’te yayınlanan “Günahkâr Sokaklar” isimli romanıdır. Daha sonra “Fakirler”, “Mektup” ve “Sefiller” adlı kitapları 1945’te Adana’da yayınlanır. 1970’li yılların en çok okunan romancılarından biri olan Cavit Ersen’in çok geniş bir dost halesi de vardı. Necip Fazıl Kısakürek, Tarık Buğra, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, Arif Nihat Asya, Peyami Safa, İlhan Darendelioğlu, Necdet Sevinç, Tahir Kutsi Makal, Abdurrahman Şeref Laç, Mehmet Emin Alpkan, İrfan Atagün, Ergun Göze, Ömer Öztürkmen, Gökhan Evliyaoğlu, Gürbüz Azak bu dost kervanının yolcularıydı. Bu dostların çoğunu Yeni İstanbul ve Babıâli’de Sabah adlı gazetelerde yazarlık yaptığı sırada tanımıştı. Bu isimlerin çoğu ona övgüler dizmiş, eserleriyle ilgili müspet yazılar yazmışlardı.

     Hayat yolu sürekli düz gitmiyor elbet… Onun da engelleri var. İşler bazen sarpa da sarabiliyor. Her çıkışın bir de inişi vardı. Bu bir zamanların büyük yazarı olan Cavit Ersen için de geçerliydi. O da hayatın iniş hüznünü yaşadı. O, ömrünün son yıllarını maddî sıkıntı içerisinde, yapayalnız bir halde Darıca Huzurevi’nde geçirdi. Okuyucuları, dostları, yakın ve uzak çevresi adını bile unuttu. “Kızıl Zindanlar”, “Kara Zindanlar”, “Zindanlar” seri romanı başta olmak üzere “Günahkâr Sokaklar”, “Hürriyet Mücadelesi”, “Fadime”, “Hepimizin Kavgası”, “Beyaz İhtilal” ve “Boğata” gibi birçok esere imza atan Ersen gitmiş, yerine hayatın dışına itilmiş, kimsesiz silik bir portre gelmişti. Bu durum onu derinden üzüyordu. Bu hallere düşeceğini belki aklının ucundan bile geçirmemişti. “Aşkın Gözyaşları” ile “Mefkûreci Öğretmen” isimli eserlerini yayınlayacak bir yayıncı da çıkmamıştı.

     Hayatının son on yılını huzurevinde geçirmek zorunda kalan Cavit Ersen’i en çok üzen şey dostlarının vefasızlığıydı. Nasıl olmuştu da bu şöhretli yazarı herkes unutmuştu. Yoksa yaşadıkları bir rüyadan ibaret miydi? 1970’li yıllarda iki yüz elli bin baskı yapan ‘Kızıl Zindanlar’ adlı romanın yazarını zaman nasıl da unutturmuştu. Ailesinden ayrılmış, çoluk çocuğu dağılmış, gecekondusu yıkılmış, en muhtaç olduğu zamanlarda huzuru huzurevinde aramaya başlamıştı. Dört duvar arasında bir yabancı olarak hissediyordu kendini. O, dört duvar arasında öldüğünde cebinde sadece bir çocuk harçlığı olabilecek miktarda bir para vardı. Parası yoktu ama toprağa kadar yanında taşıdığı temiz bir geçmişi ve onuru vardı. Bir garip olarak kaldığı huzurevinde bir garip olarak teslim etmişti emanetini. Gazeteler ancak 15 gün sonra vermişti ölüm haberini. O, çileyle dost yaşadı, onuruyla öldü. Hak rahmet eyleye…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şair H. Mustafa Tomaç"ın Ardından…
Pierre Loti Bizden Biri…
İlk Atom Mühendisimiz Ahmet Yüksel Özemre"nin Ardından…
Erdem Bayazıt"ın Zor Zamanları
Erdem Bayazıt"ın Vedaı
Necla Pekolcay da Geçti Dünya Üzerinden!..

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gümüşhane Üniversitesi Hayırlı Olsun
Beyaz Perdedeki "Vali"
Şimdi Besteler Suskun… Göç Etti Avni Anıl…
Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine!…
Doğumunun 800. Yılında Nasreddin Hoca
Güneri Kadirbeyoğlu"nun Ardından…
İnfak En Hayırlı Yatırımdır

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Deniz Kızına Gazel [Şiir]
Sürmene"m!… Sürmene"m!… Âh Sürmene"m!.. [Deneme]
Ben Hiç Büyümedim Anne!.. [Deneme]
Muhayyilemdeki Akçaabat Silueti [Deneme]
Haberiniz Var mı? Hicri 1429"dayız… [Deneme]
Filistinli Yaser"in Gözyaşları [Deneme]
Sürmene Anlatılmaz, Yaşanır!.. [Deneme]
Sen Geldin Ya!.. [Deneme]
Camilerin Görevi ve Ahmet Yüter Örneği [Eleştiri]
Doğumunun 63. Yılında Ahmet Hilmi İmamoğlu [Eleştiri]


M.Nihat MALKOÇ kimdir?

Özgün yazılar, özgün şiirler. . . . .

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.Nihat MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.