merhaba.
cumhuriyet tarihi boyunca özgürlük kavramı, siyaset ve kimlik üzerinde tartışılır olmuş.
detaylarına girmeyeceğim, ne siyasetin nede kimlik arayışında, kendisinin neresinde olduğunu dahi bilmeyenlerin, bu kavramın.
cumhuriyet hükümetlerinin, uygulama ve kısır çekişmelerinde, ekonomi, insan hakları ve yasaların uygulamadaki yorumları, özgürlük anlayışını zaman zaman farklı kulvarlarda yarıştırmıştır.
kimi zaman başkasının özgürlüğünü öldürmek, adına özgürlük denmiş.(yassı ada)
öldüren özgürlüğün kurduğu, onay verdiği partilerin kandırılmışlığı, benimsetilmiş halkın desteği sağlanmış.
adına demokrasi ve özgür seçim denmiş.
özgürlük savaşçıları adı kendinden menkul siyasi parti bunu seyretmiş, başlattığı, özgürlük ve demokrasi anlayışını başka bir siyasi eğilime teslim etmiştir.
ve ancak siyasi eğilimlerimizin, özgürlük kavramlarımızın daha sonraki yıllarda, kabardığı dönemlerde, adımıza şarkılar bestelemiş bu siyasi partimiz.
zaman zaman koroya dahilde olmuştur.
lakin bizim özgürlük ve demokrasi anlayışımızın karşısında olduğunu düşündüğümüz, aksi görüşlerle aynı yataklarda ilişkiye girmesiyle hayal kırıklıklarımız olmuştur.
bununda adını demokrasi ve özgürlük koymuştur. lakin doğan çocuk kimdir? nedir? neye benzemektedir?
uzatmadan günümüze dek, yani birkaç yıl öncesine kadar böyle süre gelmiştir.
işte akp hükümetine kadar.
türban ve özgürlükler.
geçmişte oluşturulamayan, cumhuriyet hakları ve halkın özgürlük kavramı
kendine mecra arayışına girmiş, popülizm yapan ve yapmalarına ön ayak olan, ne kadar eski, yeni dünyanın unutulmuş izm ve kavramları varsa, bunlardan nemalanan köhnemiş siyaset meraklısı, ettiği iki cılız edebi sözle kendini özgürlükçü gören, trockistleri harekete geçirmiştir.
bununla birlikte şeriat yanlısı menemencilerde sistemde boy gösterip çığlıklara karışmışlardır.
kara kafalar ve özgürlük düşmanları kimdir? yorumu bana kaldıysa vay halinize.
her tarikatın ve medrese oluşumlarının, karşısına çıkanlar kendilerini karşısına çıktıkları, gerçeklerin boşluklarını, nasıl kapadıklarını sorgulamalılar.
hayır biz karşıyız neye karşı değilsinizki?
halkın kendi din, örf, adet,siyasi görüş, eğitim, ve her türlü tanımına, özlemine, bu topraklar üzerindeki hür ve bağımsız, irade koyma şeklinin hangisine karşı değilsiniz.
onun içindirmiki ön yargılarınız, evet bizde üniversiteye türbanı destekliyoruz deyipte bu insanların sadece ve yanlızca kafalarındaki örtüyle var olduklarını, birey hakları olmadığınımı düşüncelerinizde saklıyorsunuz.
yani sizler özgürlük savaşçıları ne kadar lütfettiyseniz o kadarınımı alacak bu insanlar.
ATATÜRK bu ülkeyi kurarken toplumun her katmanını ilgilendiren destekleyen sözler söylemiştir.
yasalara, o genç cumhuriyete yakışacak bireylerin yetişmesini, ilerlemeyi destekleyecek olguların girmesini, mücadele yetkisini kendinde görmüş kara kafaların, bu günlerde başımıza çoraplar örebileceğini düşünmüştür.
bizler ATATÜRK çü bireyler haddimizi biliriz. bizler bir ülke kurmadık kurulmuş bir ülkenin ATATÜRK ilkeleriyle gelişip devamını sağlamaya çalışıyoruz ve çalışacağız.
kendini ülke kurarmış havalarına sokup özgürlük ve demokrasi dersi vermeye aday olanlar, toparlanınız ve ilke inkilap değerlerini insanımızın gelişme özgürlük düşünce kavramlarına saygısını pompalayınız.
tahrikler karanlıklara ışık tutmaz iter bunu hiç bir zaman aklımızdan çıkartmayalım.
gelelim şu türbana.
evet kardeşim türbanlı vatandaşlarımız haklıdır istek ve görüşleri önemlidir.
yok makyaj yaparlarmış, yok renkliymiş kışkırtıcıymış.
dincilerin maşası imişler, geçin bunları beyler.
bu insanlar gerçektir yaşamaktadırlar,ihtiyaç ve istekleride gerçektir yerine getirilmelidir.
cumhuriyet devrimcileriyiz biz cumhuriyetçiyiz ATATÜRKçüyüz.
kavramları karıştırmayın ve kıvırmayın beyler, bizim cumhuriyet aşkımız demokrasiyide özgürlükleride savunur ilke ve inkilaplar çerçevesinde.
türbanlıların arkasında radikal güçler varmış, ne zaman yok oldularki? özgürlüğünü eski sovyet rejimiyle örtüştürenler kadar eskidir bu radikallerde.
cumhuriyet tutkunlarının yanında cumhuriyetin savunuculuğunu yapan ilkeler tüzükte belirtilmiştir.
değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez, TC nin kuruluş tüzüğü TÜRKİYE CUMHURİYETİ genel kurmay başkanlığı türk silahlı kuvvetlerinin güvencesi altındadır.
bu kurum kendini fesh etmediği sürece kaldıki son neferine kadar etmeyecektir, türkiye cumhuriyeti ilelebet var olacaktır.

oğuz gölçik yazar...