Karnaval…

Hiç bir insan çocukluðunda patlattýðý o mantar tabancasýnýn kokusunu unutmaz…

Karanlýk bir sokakta kendimle karþýlaþacaðýmý hiç tahmin etmiyordum. O sokaktan hangimiz sað çýktýk, hatýrlamýyorum. Hangimizin gözyaþý yaðmura, hangimizin kaný boyaya karýþmýþtý bilmiyorum…

**
Ýbrahim Urfa`nýn Siverek ilçesinden, Urfa`da doðan her üç çocuktan birinin olduðu gibi onun da adý Ýbrahim. Otuz yýl öncesine kadar babalar oðullarýna Ýbrahim peygamberden dolayý bu adý verirmiþ, þimdi oðlum büyüyünce Ýbrahim Tatlýses olur (olsun) umuduyla veriyor! yazlarý okul harçlýgým çýksýndan ziyade babamdan daha az dayak yiyeyim diye balýklý gölde, gelen turistlere cevþen satýyor ibo, almayan olursa da küfrediyor. Kaç kardeþin var diye soruyorum, teklemeden dokuz diyor. Üstünde Levi’s yazan tiþörtü ile, göðermiþ peynir kokulu çoçukluðunu yaþamamýþ anasý gibi masum; o kurnaz bakýþlarýyla da Oxfortu bitirmiþ kadar esnaftý. Bana illaki bir cevþen satacak. Sarý sýcak bir hava, kan ter içindeyim. Ciðerim yanýyor, bir çay içsem kendime geleceðim.
**
Yer yeryüzü; gece kýrmýzý, Mart`ýn biri, þehrin ortasýnda kurulmuþ bir panayýrýn içindeyim. Adý karnaval; sosyal patlamalarý absorbe eden bir emniyet sübabý, reankarnasyon cenneti. Rüyalarý hayra yoran deðil, bizzat yaþayan bir ajitasyon topluluðu, rezilliði ayyuka çýkarmýþ bir cemaatin ayini. Her türlü rengin ve fantazinin mazur görüldüðü yasal bir zaman dilimi, devletlerin halkýna bahþettiði sahte bir özgürlük provasý… kötü kokmayaný oyuna almýyorlar. Suyun akþýna ters yüzmeyene hayat yok burada. Herkes özellikle senkronize edilmemiþ bir senfoni orkestrasýnýn elemaný gibi hareket ediyor. Burada Urfa' da bir ayda tüketilen çaydan daha fazla bira bir günde tüketiliyor.
**
Ýbrahim`e cevþen almayacaðýmý ama isterse ona biraz para vereceðimi çekinerek söylüyorum. Ýbrahim’ in sað gözünün akýna iki damar kan toplanýyor. Güya kendince alttan alýp, olmaz abey! Sevaptýr, hediyedir deyip kirli elleriyle bir avuç cevþeni zorla avucuma sýkýþtýrýyor.
**
Yer yeryüzü; gece sarý, Mart`ýn ikisi, þehrin uluortasýndayým. Herkes ne kadar kendisi deðilse ben de o kadar kendimden uzaðým. Cinler köþebaþlarýnda meleklerin olasý bir saldýrýsýna karþý nöbet tutuyor. Gökyüzünde gümüþ iðneler kuþanmýþ periler uzun siyah pelerinlerini savurarak uçuþuyor. Güzel sarýþýn bir kýz, Atlantis prensesi kýyafeti içinde yolumu çevirip, hemen eve gidip kostüm giyin diyor. Kendimi günlük kýyafetim içinde çýplak hissediyorum. Zamaným yok diyorum, o zaman bekle hemen sana bir þeyler bulayým diyor. Samimi olup olmadýðýný anlamak için mavi gözlerinin içine boðulurcasýna bakýyorum. Uzaylý kýyafeti ile bir adam gelip prensesi öpmeye baþlýyor, prenses beni unutuyor. Öyle bir sýkmýþým ki elimdeki bardak patlýyor… Burnuma siyanür kokusu geliyor, Ciðerim yanýyor, bir bira daha alýyorum.

**
Balýklý gölün etrafýnda dolaþýrken Ýbrahim peþimde. Gölün kenarýnda duruyorum. Kocaman kocaman besili balýklara bakýyorum. Ýbrahim bu balýklar yenmez mi diye soruyorum mahsus. Aman abey töbe de diyor günahtýr, vallahi ölürsün. Balýðý inadýna yeyip ölen baþçavuþ geliyor aklýma, yemeden önce bilen birine sorsa, ya da balýðý tahlil ettirse etinde siyanür olduðunu öðrenecek. Balýklarýn yaþadýðý su minumum düzeyde devirdaim oluyor. Zamanla gölde oluþan siyanüre karþý balýklar (hernasýlsa?) baðýþýklýk kazanmýþlar. Dolayýsýyle doðmadan önce kanlarýna karýþýyor ama onlar ölmüyor, onu yiyen ölüyor. Ýbrahim`in verdiði cevþenlerden birini boynuma asýyorum. Bismillah de abey diyor. Susuzluðum had safhada. Çay içmek istiyorum.
**
Yer yeryüzü; gece yeþil, Martýn üçü, þehrin ortasý kýrýlmýþ bira bardaðý dolu. Ýnsanlar gürültüyü sanatlaþtýrýyor. Adýný bilmediðim gezegenlerden gelen insanlarla tanýþýyorum. Kleopatra bana bir lolipop veriyor. Makyajlý yüksek topuklu bir Rambonun bira ikramýný çekinerek kabul ediyorum. Kaldýrýma boylu boyunca uzanmýþ alkol komasýna girdiði belli Süpermeni kimse umursamýyor. Oyun dýþý býrakýlmýþ Uranüs`lü Abrahamýn cüzdanýný buluyorum. Zavallýnýn karnavalý rezil olmuþtur diyorum. Plastikten çarmýhý ile dolaþan Ýsa gelip kulaðýma bir sýrrý fýsýldýyor ama ben trampet seslerinden anlamýyorum. Marduk`un tanrýlarýndan biri labtopunda kýyametin son rütuþlarýný yapýyor. Her gülüþün bir yankýsý var, her ahdýn bir kahrý…, O, bir mum ýþýðý ile aydýnlattýðý odasýnda yalnýz… gelmeyeceðini bilsede hala Godot` u bekliyor…
**
Çocukluðunu kaybetmiþ biri ile cüzdanýný kaybetmiþ arasýndaki fark hýzla kapanýyor gözümde … Biri kaybettiði cüzdanýný asla unutmayacak, diðeri çocukluðunu asla hatýrlamayacak. Yaþanan ve yaþanmayan, ne kadar kolay söylemesi. Biri sahip olmadýðý bir ünvaný abartarak, sahip olamayacagý bir kýyafetle geziyor. Mavi gözleriyle çok güzel bir prenses fotoðrafý veriyor. Diðeri ise balýklý gölün Levis tiþörtlü kralý, erkeksen ondan cevþen alma! sýkýyor mu? babasý belinde tabancayla çay bahçesinde çay içerek iboyu gözlüyor. Evine misafir olsan sana peygamber muamelesi çeker, o baþka. Yýlmaz Erdoðan bir þiirinde 'otlu peynir kokusuydu' der babam! Ama bu baba tam bir mantar tabancasý…
Ýbo düþüncelerimi bölerek, babo diyor, yeni çýktý içeriden. Yemleri balýklara tek tek atarken suçu neydi diye soruyorum, elimdeki kaseyi alýp balýklarýn üstüne hýþýmla boþaltýyor, adam vurdu diyor…Ýyi halt etmiþ diyorum.
Bir baþkasý, þairler ölümden bahsetmeseydi ölümün bu kadar güzel olduðunu kimse bilmeyecekti der … balýklara bakarken hiç bir þey düþünemiyorum, kendime þaþýyorum…
**
Onüç ya da ondört, Ýbo`nun yaþlarýndayým, Ankara`da Kurtuluþ parkýnda koca koca rengarenk uçan balonlar satýyorum tanesi elli liradan, hafta sonlarý günde yediyüz-sekizyüz liraya para demiyorum. Utanýyorum satarken, tanýdýk biri görecek diye. Kendimi bir palyaço gibi hissediyorum. Eve dönerken en büyük zevkim bir çamlýca gazozuyla bir kaðýt torba bisküvi. Eve varana kadar karným doyuyor. Bir gün zabýtalar peþime düþtü, kaçayým derken balonlarýn çoðu saða-sola çarparak patladý. Uzun bir kovalamacadan sonra elimde sadece üç tane þiþmiþ balon kaldý. Kýrmýzý sarý yeþil. Nefes nefese kalmýþtým, korkmuþtum. Suç ortaklarýmýn iplerini çözüp havalarýný indirdim, telaþla cebime sakladým. O günden sonra da hiç balon satmadým.
Ýbrahim, sen hiç palyaço gördün mü diye soruyorum, hee! televizyonda gördüm diyor. Balýklar, attýðýmýz yemi yemek için birbirinin üzerine atlýyordu. Suyun yüzünde küçük bir adacýk oluþturuyordu iþtahlarý. Sanki birbirlerini yiyorlardý, burnuma siyanür kokusu geldi.

**
Yer yeryüzü; Mart`ýn dördü. Karnavalýn son günü, tüm hesaplaþmalarýn son demi . Þehrin ortasý þehir! Elimde üç balon, palyaço kýyafetim ve rengarenk bir yüzüm var.. Ben çocukluðumdan beri özlemini çektiðim palyaço olma fýrsatýný sonuna kadar deðerlendirmeye kararlýyým. Ýncecik bir yaðmur yaðýyor. Yýllar önce zabýtalardan kurtardýðým balonlarýmý tekrar elime alma gururu ile bir Viking gemisinde þehre doðru yol alýyorum. O Büyük efsane sahnenin içindeki rolümün efendisi oluyorum, karyanýðý tenimi kimse farketmiyor, hatta geminin sancaðýný baðlayan korsan bir palyaço olarak barut kokulu bir þekerle ödüllendiriliyorum.
**
Karanlýk bir sokakta kendimle karþýlaþacaðýmý hiç tahmin etmiyordum. O sokaktan hangimiz sað çýktýk hatýrlamýyorum. Hangimizin gözyaþý yaðmura, hangimizin kaný boyaya karýþmýþtý bilmiyorum.
**
Bizim Uranüs`lü Abraham cüzdanýmý kaybettim diye üzülüyor ve iki gündür ishal. Atlantis`li Prenses bir uzaylýdan hamile kaldýðýnýn henüz farkýnda deðil. Ben bu arada palyaço kýyafetli çocukluðunu öldürmüþ bir zanlý gibi telaþlý evime dönüyordum, Ýstasyonda bir polis elimin kanadýðýný fark ediyor, eline birþey mi oldu diye soruyor ama dostça, alýþageldiðimin aksine, bu sað gözümün akýna iki damar kanýn toplanmasýna engel olamýyor yinede, yok bir þey diyorum gülümsemeye çalýþarak, hayýr boya olmalý diyorum, aðlayarak... Cebimdeki kýrýk bardaðýn kanadýðýný hissediyorum. Yüzümdeki boyalar birbirine giriyor. Polis sorduðuna piþman, ben yüzüme sürdüðüm boyadan…
Geceboyu elimden hiç býrakmadýðým balonlarýn hala patlamamýþ olduðuna þaþýyorum.
**
Yer yeryüzünde herhangi bir yer; Mart`ýn beþi, karnaval bitmiþ þehrin üzerinde dün geceden kalma rengarenk tüyler uçuþuyordu. Kocaman bir gökkuþaðý yansýmýþtý pencereme. Sabah heberlerinde bir palyaçonun öldürüldüðü haberi geçti. Palyaçonun cebinden kýrýlmýþ bir bira bardaðý çýkmýþ. Boynunda bir cevþen . Polis öykünün zanlýsýný yakalamak için derin bir tahkikat baþlatmýþ. Kimse farketmedi, bende biþey görmedim. Pencereyi açtým, geceden kalma yaðmur göðermiþ peynir kokuyordu … bir çocuk elinde üç tane balonla sokaktan geçiyordu … Gecenin þahitlerini bende tek tek gökyüzüne býrakýyorum…

Ýbrahim gel çay içelim dedim…