Her Şeyi “Örtün”!
Ekonomideki durgunluk can sıkmaya devam ediyor.
İşlerin durgunluğu, para sirkülasyonunun iyice tabana vurması, üretimin de buna paralel olarak can çekişiyor olması, işsizliğin tavan yapması, karanlık bir sona doğru son sürat gidilmesi yaşanan bu tabloyu anlatan sadece birkaç kelime…
Esnaf, her şeye rağmen “Allah’tan umut kesilmez” diyerek işlerin açılması için ard arda lokma döktürüyor…
“Enflasyonu arar olduk. Eskiden hiç olmazsa para dönüyordu” diye dert yananların haddi hesabı yok…
Yıllardır ülkemin dolayısıyla da ülke ekonomisinin başına bela oldu terör. Binlerce kişiye iş ve aş imkânı sağlamak varken, kaynakları bombalara, silahlara harcamak zorunda kalıyoruz, dış güçler tarafından beslenen terörü yenebilmek için…
Bir de kar yolları kesti üstüne üstlük…
Son yılların en keskin kışını yaşıyoruz şehir olarak. Yıllardır böyle kar yağışı görmemiştim desem sanırım abartmış olmam.
Yağan kardan sonra "buz pistine" dönen yollar ve kaldırımlar, zaten sıkıntıların içinde boğuşup duran vatandaşı daha da çileden çıkarıyor.
Belediye ekipleri ancak 3-4 gün sonra kar ve buz temizleme çalışmasına başlıyor.
Çalışma başlıyor ama sadece ana caddelerde kar kürüme çalışması. Ara cadde ve sokaklar terkedilmiş bölge görünümünde. Kaldırımlarda yürümek için ise iyi bir “yürüme” cambazı olmak gerekli. Başka cambazlıklar şu an bu yazının konusu değil.
Kırşehir’de yaşam tam anlamıyla felç!
Peki belediye ne iş yapar acaba?
Kar yağmur yağmasa, sel olmasa, yollar kaldırımlar yapıldıkları gibi kalsa ne kadar iyi olurdu değil mi? Belediye başkanları şehre ne kadar güzel hizmet ettiklerini düşünerek rahat rahat “saltanat” sürerler, yaklaşan yerel seçim çalışmalarına devam ederlerdi.
“Bütün il, ilçe, belde belediye başkanlarını yaklaşan mahalli seçim heyecanı sarınca, herkes kulis ve bağlı bulunduğu partiyle kontak kurmakla meşgul. Milletvekilleri aranıyor, il başkanlarına ziyafetler verilip, ziyaretler yapılıyor. Emirleri soruluyor..."
Ama vatandaşın, yayaların, araba sahiplerinin ne beklediğini dinleyen yok.
Bayramlarda, kandillerde ve özel günlerde yaya geçitlerini ve kaldırımları pankartlarla donatan başkan, kar ve buzla kaplı buraları unuttu. Cadde ve sokaklar da kaldırımlar kadar ilgisiz ve buz pisti. Pankart ve afiş asılırken hatırlanan kaldırımları karlı ve buzlu havalarda da unutmayın.
Bu çağda çöp toplamakla, su akıtmakla hele hele sloganlarla, pankartlarla belediyecilik olmaz. Asri görevlerle böbürlenmek yerine icraat yapın artık.
     Kar mücadelesi için kurulan “Tim” e ne oldu? Yine aynı mücadele için alınan 200 ton tuz neden kullanılmıyor? Yoksa parke taşlara zarar verdiği için mi ara sokaklar tuzlanmıyor? Bunu hiç düşünmeyin çünkü yaz aylarında döşenen parke taşlar, kar yağmadan çok önce parça parça kavlamaya ve dağılmaya başladı.
     İşte bütün bu sıkıntıların içinde bir de örtünme davamız var ki, evlere şenlik!
Her şeyi örtüyoruz! Aman ne mutluluk..
Bütün dertlerimiz bitti, başlarımız göğe erdi. Birileri bir oyun kurdu yine. Hem de öyle böyle değil küresel bir oyun bu. Neden?
Örtülecek olanın sadece hanımların başı mı sanıyorsunuz? Kim bilir bugüne kadar başka neler örtüldü de haberimiz yok. Bu başörtüsü tantanasının altında da neler var ki acaba?
Bir yanda “ilahi emir uyguluyorum” diyenler, bir yanda “laik cumhuriyet için” meydanlara dökülenler. Hepsi de bu ülkenin yurttaşı. Birbirine fena halde düşürülmeye hazırlanan bu ülkenin insanları.
Neye müstahaksak onu yaşıyoruz, yaşayacağız. Ta ki ciddi olarak birleşinceye kadar.
Birileri bir şeyleri örterken, bildiğimiz örtüleri tartışma konusu yapıyor, anlamadınız mı hala?
Aman örtün ey politikacılar! Sakın açıkta bir şey kalmasın da vatandaş bir şey görmesin!