'Berto Riccardo Biaggio' sızısına ...
Ritmik bozgunlara uğramış kalp odacıklarında
solunum yetersizliğinden an be an ölen düşsel yan(ı)lışlarını
şaşaalı cenaze törenleriyle gömüyordu kadın
ruhunun keşmekeş ütopyasına ...
erken boşalan gözyaşlarına mezar olurken gamzelerin
kaç intihar gizlenir kirpik uçlarında
dur Riccardo, sırası değil
daha sonra ölebilirsin
gitmeliydi kadın
ki gitmek için kalmıştı
usunun her köşesinde
arsız tebessümlerle bezenmiş
boylu boyunca uzanan gerçeklerin üzerini
özenle seçtiği yalanlarla örttü adam
ölüme dudak payı bırakmışken zaman
ektiği hayallerden gerçek biçemezdi
sus Riccardo, konuşmaya vakit yok
biraz daha sevişelim
uzun cümleler paslı makas darbeleriyle kesiyordu aşkın gitmelere yenik düşen ömrünü
dil altına yerleştirdi adam dudak ucuna gelen çıplak kelimeleri
susuyordu
konuşsaydı mutlak bir ölüm çınlayacaktı lal olmuş hücrelerinde
ölümü içine kustu adam
ve sustu
aşkın mağrur infazına tanıklık ediyordu gece
gece yıl(dız)ların saydıkça kanatan sivri köşelerini saklıyordu karanlığında
gece (d)okunuyordu ebruli bir ayrılığın her zerresin(d)e
tende sızı oluyordu gece,
(ç)özümlenmeyi bekleyen acı bir denklemken kadının parmak uçlarında.
dudağının kenarında kalan tirada zehir zemberek bir dille dokunuyordu kadın;
ah Riccardo yanılıyorsun
hayatın zarı çoktan patlamış
bu yüzden hiçbir yaşam bakir/e değil
ayrılık; iki ucu keskin bıçak
yırtıyordu güne doğdukça tan yerini
(k)an kaybediyordu aşk oluk oluk
adam gitme diyordu kadına
ben ölmeden ölme.
kıskanarak izlerken Tanrı aç biilaç;
yitik gölgesini atıp sırtına kadın
ayak üstü sevişmelerde ruhunu teslim etti adama
huzur içinde uyuyabilirdi artık yalnızlığa
hadi Riccardo şimdi
sen de
ölebilirsin
bir elveda cümlesinin kıyısından aşağı bıraktı adam kendini
ve bu yüzden hiçbir vedaya el süremedi
kadın gitti
adam öldü
gökten üç nokta düştü
yakışmadı hiçbir aşkın sonuna ( ... )
son kez yazgının deklanşörüne basıyordu Tanrı,
gözlerde aynı hüzün, iki ayrı coğrafyada ...
Dilek Akın - Ritm-i Albania '07