..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Muhammed Avcý




22 Ekim 2008
Geri Kalmýþlýk ve Din  
Muhammed Avcý
Böylesine aðýr ve uzun konuyu, bir köþe yazýsýnýn muhtevasý yapmak baþlý baþýna bir hata olsa da birkaç kliþeleþmiþ bilgiye farklý bir bakýþ açýsý getirebilmek için bu hatayý iþlemenin faydalý olacaðý kanaatine vardým!


:AHAG:
Böylesine aðýr ve uzun konuyu, bir köþe yazýsýnýn muhtevasý yapmak baþlý baþýna bir hata olsa da birkaç kliþeleþmiþ bilgiye farklý bir bakýþ açýsý getirebilmek için bu hatayý iþlemenin faydalý olacaðý kanaatine vardým!
Konunun aydýnlatýlabilmesi için cevap bulmasý gereken kritik soru þudur:
     On bir asýr boyunca dünyaya hükmedebilen, son güçlü temsilcisi Osmanlý Devleti olan, Ýslam temelli, zengin Doðu medeniyeti; nasýl oldu da dünyanýn en fakir, en sorunlu, en az eðitimli insanlarýnýn oluþturduðu bir topluluk haline dönüþtü?
Bu sual üzerinde ta Osmanlý duraklama döneminde tartýþýlmaya baþlanmýþ ve ilk olarak akla gelen neden, Osmanlý ordusunun içler acýsý durumu olmuþtu. Ordu ýslahatlarýyla bu sorun giderilemeyince de Ýslam ve onun kurumlarýyla ilgili bir sorgulama dönemi baþlamýþtý.
Nitekim Tanzimat dönemi pek çok aydýnýnýn, “Neden geri kaldýk?” sorusuna bulduklarý en önemli cevap, din ve kültürdü. Dönemin pek çok aydýný, Ýslam’ýn ve dolaylý yollarla onun ihdas ettiði mistik kültürün, ilerleme ve modernleþme önündeki en büyük engel olduðunu iddia ettiler. Alternatif olarak sunduklarý model ise; Batý tarzý bir toplumsal yaþamýn ve idare þeklinin birebir ithal edilmesinden ibaretti; idol devlet, Fransa’ydý. Referanslarý da; Hýristiyanlýðýn, geçirdiði evreler –özellikle reform hareketleri- sayesinde kiliseye hapsedildikten sonra ancak Avrupa toplumunun çaðdaþlaþabildiðiydi. Yani Avrupa, Hýristiyanlýkla giriþtiði savaþý kazanarak modernleþmesinin önündeki engeli kaldýrmýþtý. Kimileri dile getirebilse de pek çoðunun bilinçaltýnda, çaðdaþlaþmak için Ýslam’ýnda toplumsal hayatta belirleyici olmaktan beri durmasý ve camiye hapsedilmesi gerektiði düþüncesi vardý.
Evvela þu ayrýntýyý belirtmekte fayda görüyorum; Osmanlý yönetim kademesi ve ulemasý dini deðerlere fazlasýyla hassasiyet göstermiþ ve örfi pek çok olgunun dinin bir emriymiþ gibi anlaþýlmasýna sebebiyet vermiþtir. Tebaanýn dini muhakeme yeteneðinin az olmasý da, modernite yolunda Ýslam dýþý olmayan atýlýmlara dahi Osmanlý toplumundan zaman zaman sert tepkiler gelmesine neden olmuþtur. Tüm bunlara raðmen genel bir çerçeve çizecek olursak; Osmanlý toplumunda bazý Tanzimatçýlarýn bahsettiði gibi, dini kaynaktan beslenecek bir toplumsal geri kalmýþlýk olgusundan söz edemeyeceðimizi rahatlýkla söyleyebiliriz.
Bugün halen bu fikirleri benimseyenler azýmsanmayacak kadar çok olsa da, bu tezin bilimsel deðil ancak ideolojik bir temele oturabildiði açýktýr. Her þeyden önce bu aydýnlarýn, Ýslamiyet’in ve Hýristiyanlýðýn -deyim yerindeyse- kimyalarýnýn farklý olduðunu dahi kavrayamayacak kadar önemli bir dini cehalet örneði sergiledikleri ortadadýr. Çünkü Ýslam dünyasýnda, geri kalmýþlýða neden olabilecek, ortaçað Avrupa’sýnýn kilise baskýsý benzeri bir cami baskýsý olmadýðýný bile görememiþlerdi. Yine Ýslam toplumlarýnda, Hýristiyanlýktaki gibi, ne din merkezli bir tanrý krallar dogmasý, ne engizisyon vahþeti, ne de toplum üzerinde her türlü tasarrufa sahip olacak kadar etkin bir ruhban sýnýfý vardý!
Zaten “Yeni Osmanlýlarýn” pek çoðu, Tanzimat aydýnlarýnýn dini ve kültürel tecridi bir kurtuluþ gören bu kör batýcý fikirlerine karþý çýktýlar. Batý’nýn üstünlüðünün sosyal ve kültürel deðil; sadece siyasi, teknik ve ekonomik olduðu teþhisini koydular. Baþýný Ahmet Mithat Efendi ve Ali Süavi’nin çektiði ve Namýk Kemal’in kýsmen desteklediði bir grup, yanlýþ batýlýlaþan bir modernleþmeyi reddederek bu konuda pek çok eser yayýmladýlar. Özelikle Ahmet Mithat Efendi’nin “Felatun Bey ile Rakým Efendi” isimli romanýnda ele aldýðý Felatun Bey karakteri, Tanzimat aydýnlarýnýn dini ve kültürü dýþlayan bu çýlgýnca batýlýlaþma fikirlerine bir tepki olarak doðmuþtur.
Osmanlý gerilemesini dine baðlamak ne kadar mesnetsiz ve yanlýþ bir iddiaysa bir o kadar büyük yanlýþta, geri kalmýþlýðýmýzýn nedenini dinden uzaklaþtýðýmýzla, örflerimizi, adetlerimizi ve deðerlerimizi yitirdiðimizle açýklamaya çalýþmaktýr. Toplumun dinden uzaklaþtýðýný ve bunun sonucunda gerilemeye baþladýðýný ispatlayabilmek, bilimsel verilerle deðil ancak metafizik örnekler ve söylemlerle mümkün olabilir. Fakat bilinen bir gerçek var ki; dinin sorgulanmasý ya da ondan uzaklaþýlmasý ve deðerlerimizin dejenere edilmesi gerçeði, bizim geri kalmýþlýðýmýzýn bir nedeni deðil, ancak bir sonucu olarak deðerlendirilebilir. Çünkü din ve örf-adetler alanýndaki esas bozulmalar dönemi, Osmanlý’nýn güçlü dönemlerine deðil, daðýlma dönemlerine tekabül eder.
O halde geri kalmýþlýðýmýzýn nedeni nedir?
Sanýrým bu soruya ilk verilmesi gereken cevap, fikri altyapý oluþturulamamasý sorunudur. Reform ve Rönesans’la birlikte Avrupa medeniyetinin fikirsel temellerinin çok erken dönemde atýlmýþ olmasýna raðmen ayný dönemlerde Osmanlý toplumunda bu tip düþünce hareketlerine rastlanmaz.
Ýslam aydýnlanmasý ya da Rönesans’ý diyebileceðimiz 10yy-12yy arasýnda Farabi’leri, Gazali’leri Ýbn-i Rüþt’leri, Ýbn-i Sina’larý, Mevlana’larý yetiþtiren, kültür þehirlerine yataklýk eden bir medeniyet, ne yazýk ki 17yy’a gelindiðinde aydýnsýz duruma düþebilecek kadar sýradanlaþmýþtýr. Bunun nedenleri ise ayrý bir makalenin konusu olabilecek kadar geniþtir. Hâlbuki bu dönemde Avrupa’da; J.J. Rousseau, J.Locke, K.Marks, Engels, Heggel, M. Weber, Voltaire ve daha nice aydýnlar toplum hayatýna yön veriyordu. Batý, Helenistik dönemden sonra en deðerli aydýnlarýný yetiþtirirken, Osmanlý toplumunda aydýn diye tanýmlanabilecek nitelikte neredeyse tek kiþi yoktur. Osmanlý, aydýn sýnýfýnýn oluþmasý için Tanzimat sonrasýný beklemek zorunda kalmýþtýr.
Yine Osmanlý klasik dönemindeki büyüklük psikolojisi (Avrupa’nýn hakir görülmesi) Batý’daki geliþimleri öðrenebilmeyi engellediði için gerilemeye bir neden olarak gösterilebilir. Avrupa’da ilk sürekli elçiliklerin ta 18yy’da açýlma ihtiyacý hissedildiði düþünülürse bu psikolojinin yönetim katýnda ne kadar hâkim olduðu net olarak anlaþýlabilecektir. Gerçi Batý’daki geliþimler öðrenildiði zaman bile, Osmanlý aydýn sýnýfýnýn olmamsý edeniyle bu görevi üstlenmek durumunda kalan bürokrat sýnýfý, soruna rasyonel teþhisler koyamamýþtýr. Bu hususta yetenekli bazý bürokratlar olsa da bin yýllýk bir kültürün yerine, yüzyýllardýr Osmanlý toplumu tarafýndan aþaðýlanan Batý’nýn deðerlerini yerleþtirmek, toplumsal infial nedeniyle her zaman kolay olamamýþtýr. Bu infiallerin nedeninin dini baðnazlýk olduðunu düþünenler olabilir; fakat bana göre sorun din deðil, 1200 yýllýk bir yaþam tarzýnýn deðiþme zorluðudur. Çünkü Ateist bir toplumda bile, böylesine radikal bir deðiþikliðe toplumun kayýtsýz kalmasý sosyolojik açýdan mümkün deðildir.
Aslýnda baþta sorduðumuz sorunun en önemli cevabý þudur: Ýmparatorluðun -üç kýtaya yayýlan- devasa bir büyüklüðe ulaþmasý ve fetihlerin durmasý; ayný zamanda da sanayi devriminin yakalanamamasýyla birlikte borç harçla yürütülen bir ekonomik sisteme sahip olunmasýdýr.
Gerçekten de Batý’nýn ilerlemesinde ve Doðu’nun geri kalýþýndaki en somut ve belirleyici neden, hazineyi doldurabilecek ekonomik varyasyonlarýn niteliðinin deðiþmesinden ileri gelir. Osmanlý bir fütuhat devletidir; fetih devletinden üretim ve sanayi devletine geçiþi de maalesef baþaramamýþtýr. Yani asýl sorun, paranýn elde edilme metotlarýnýn tüm dünyada deðiþmiþ olmasý -fetih yerine imalattan geçmesi- ve devletin bunun farkýnda bile olmamasýdýr. O kadar ki, 17-18 yy da Avrupa, merkantilist hareketlerle (ithalatýn ihracattan az olmasý mantýðý) diðer kýtalardaki tüm zenginlikleri ülkelerine taþýyýp, ekonomiyi imalat ve pazarlamayla temellendiren bir iktisadi yapý inþasýyla meþgulken; Osmanlý halen fetih yapamamasýnýn nedenini araþtýrýyor, “Köprülüler Dönemi” ýslahatlarýyla orduyu modernize ederek yeniden fetihlere giriþmeye ve bu mantýkla hazineyi toparlamaya çalýþýyordu. Fakat bunu yaparken her geçen gün kan kaybetmeye de devam ediyordu. Çünkü kendinize uygulatacaðýnýz tüm ekonomik yaptýrýmlar, siyasý baðýmsýzlýðýnýzdan da taviz vermenizi gerektirecektir.
Üzerinde pek durmak istemesem de, Osmanlý ilerlemesine engel bir durum olarak Yeniçeri Ocaðý’ndan bahsetmemek, bir bilgi eksikliðine neden olacaðý için atlamamýz gereken bir husustur. Özetle þunu belirtelim; daha önceki yýllarda da çok güçlü bir durumda olmalarýna raðmen Yeniçeriler, 17yy ve sonrasýnda öyle bir konum edindiler ki, sadrazamlarýn, yeri geldiðinde de padiþahýn baþýný yiyebilecek bir kudrete eriþtiler. Ayrýca ordudaki siyaset meraký da bir ikilik yaratmakta ve Osmanlý ilerlemesine engel bir durum olarak karþýmýza çýkmaktaydý. 2. Mahmut dönemine kadar da bu hastalýk her geçen gün fenalaþarak devam etmiþ ve devletin en acil çözüm bekleyen sorunu haline gelmiþtir.
Sonuç olarak; böylesine aðýr ekonomik ve askeri sýkýntýlar içinde yüzen, dünyadaki geliþmelerden bihaber, aydýný olmayan ve bürokratik eliti tarafýndan sürekli irrasyonel çözümler üreten bir devletin ilerlemeyi devam ettirebilmesi zaten olanaksýzdýr. Sorun ne dinde ne kütürde aranmalýdýr. Temel ve reel sorun, Osmanlý’nýn fetihlere baðlý ekonomisini üretim ekonomisine devindirmeyi baþaracak meziyeti gösterememesi olarak telakki edilmelidir.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Daraðacýnda Bir Baþbakan [Eleþtiri]


Muhammed Avcý kimdir?

keþke iþim sadece yazmak olsaydý diyen birisi. . .

Etkilendiði Yazarlar:
ahmet altan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed Avcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.