Yalnızsın yine
Başladığın gibi hayata
Ve bitireceğin gibi ömrünü
Sabahın seherinde de yalnızsın
İkindinin akşama dönük anında da
Tıpkı serviye konmuş baykuş misali
Kapalı gözlerin
Ve yalnızsın yine
Yüksekten uçsa da bedenin
Geceyi bekleyen ay gibi
Solgunsun
Âmini bekleyen dudaklar kadar
Kurusun
Ve yine ışığı bekleyen yıldızlar gibi
Nursuzsun
Yüzün akşamın alacakaranlığına dönük
Düz değil alnındaki çizgiler
Hayatın nihayetsiz yolları gibi
Kulakların ölümün matemine kilitli
Zamanın yürüyüşü gibi sessiz akan suların
Mesafeler Kaf Dağı’nın ardına doğru
Ayakların sarp kayalıklarda dermansız
Gül bahçen zakkumlarla dolu
Istırap verici bir ateşin
Pençesinde yüreğin
İniltilerini işitiyor karıncalar
Uyumuyor üstündeki ince toprak
Heyhat ne yazık
Boş yere sızlanıp dertlenmelerin
Yokuşa dönmez aşağı akan sular
Kabul et aczini
Eğil, eğil, eğil
Bu duyduğun, hayat masalı değil