Ağla Karanfil, Ağla...

Hasat zamanı heybeleri dolu olanlardı onlar, törensiz ve kefensiz ölüp varlıksız ve bedensiz yaşayanlardı. Yürekleri kurban olsa da hayatları destan olmuştu hani onların.

yazı resim

Ağla karanfil, ağla..

Hatırla...
Saadet çağının ilklerinden ilk ikisini hatırla. Hani şehitlerin anası, şehitlerin babasıydı onlar. Adları Sümeyye idi, Yasir idi... Sonra Uhud'da Hamza'yı yalnız bırakmayıf koyun koyuna gömülen yetmiş kutlu kulu hatırla... Kosova'da Murat Hüdavendigar, İstanbul'da Ulubatlı Hasan, Zigetvar'da Sultan Süleyman'dı adı hani şehadetin. Sarıkamış'ta genç umutların genç ekinler misali devrilişiydi hani... Bazen Erzurum'da Nene Hatun, Kocatepe'de Fatma Bacıydı; belkide Çanakkkale'de Seyit Onbaşının inancıydı... Hasat zamanı heybeleri dolu olanlardı onlar, törensiz ve kefensiz ölüp varlıksız ve bedensiz yaşayanlardı. Yürekleri kurban olsa da hayatları destan olmuştu hani onların.

Hatırla...
Hani Hz. Ömer'in Ebu Süfyan'a: "Dünya'da bana arkadaş kimse bulunmayıp bir küçük karıncayı kendime arkadaş edinsem de yine sizinle muharebe ederdim:" kararlılığıyla başlamıştı, "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!" diyen Gazi'nin inancıyla taçlanmıştı... Yemen'de, Niğbolu'da, Galiçya'da son kalenin son burcu da düşmeden vermediler başlarını ve yıllar yılı cenk meydanlarında ağarttılar saçlarını. Süt kokulu melalini sarp kayalarda parçalayan Mehmet'in ne bir servi dikilebildi başına, ne garip adı yazılabildi taşına...
Canan bildiler vatanlarını, canla başla savundular. Yitirilen canların ardından "Canan sağ olsun!" dediler...
"Vatan sevgisi imandandır." bilirlerdi, bir karış toprak için seve seve ölürlerdi. Oysa "Onlara ölü demeyin, bilakis onlar dirilerdir.." buyurulmuştu, işte bu vatan bu inançla kurulmuştu...

Ağla karanfil ağla...
Çanakkale içinde vurdular beni..

Başa Dön