Ýnsan neyi, ne için okur?
Okuma kriterleri var mýdýr? Varsa okuma kriterlerini belirleyen nedir?
Ya da okuma eyleminde þuur ve bilincin etkisi nedir? Vb. türü sorularý artýrmak mümkündür. Bu tür sorularýn cevaplarýný “okur” sýfatýný hak eden okurlar ile okuyan yazarlara sorduðumuzda duygularýmýza ýþýk tutacak cevaplar vereceklerini düþünüyoruz.
Ýstanbul’u gezmenin bir âdâbý olduðu gibi, okumanýn da bir âdâbý vardýr. Çünkü ömür kýsa, okunacak eser çoktur. Seçici olmak, zaman israfýnýn önüne geçmede en etkili yöntemdir. Bunun için de kiþinin (okurun) ilgilerini, hobilerini, zevklerini, dünyayý algýlayýþýný bilmek gerekir ki, en etkili yöntemi için iþin uzmanlarý tavsiyelerinde isabet oranýný yükseklere taþýyabilsinler.
Okuyan üstatlarýn, seçici davrandýðýný hatta çok ve çeþitli okumak yerine az, öz ve seçilmiþ eserleri defaatle okuduklarýna aþinalýðýmýz var. Söz gelimi Üstad Mehmed Akif, Hafýz’ýn (ünlü Ýran þairi) Divanýný (Divan edebiyatý þairlerinin þiirlerini topladýklarý eser) 18 defa okuduðunu onu en iyi tanýyanlarýn açýklamalarýndan bilmekteyiz.
Bizim okuma kriterlerimizin sýnýrlarý, üstatlar ve onlarýn belirlediði çerçeveden çok geniþ olsa da, bize zaman, bilgi, birikim, enerji kazandýrdýðýna inanmaktayýz.
Kitap seçimi kadar, yazar seçimi de yapmanýn önemli olduðunu yaþarak gördüðümüzü ifade etsek abartmýþ olmayýz.
Baþta edebiyat ve dallarý olmak üzere, ilgi ve hobilerimiz doðrultusunda aþina olduðumuz her alanda favori yazarlarýmýz var.
Bu yazarlar, düþünce dünyamýzýn ufkunun geniþlemesinde, ruhumuzun aydýnlanmasýnda, kelime daðarcýðýmýzýn zenginleþmesinde bize katkýlarýnýn yadsýnamaz boyutlarda olduðu muhakkaktýr.
Sözgelimi, Üstad Necip Fazýl tefekkürde, Üstad Mehmed Akif vatan, millet, bayrak, ezan gibi kutsallarýmýz vasýtasýyla coþkuyu zirvede hissetmemize, Prof. Ýskender Pala edebi estetiðimizin geliþmesinde, Prof M. Es’ad Coþan Hocaefendi Ýslam ve Türk kültürü ile Türkçemizin zengin birikiminin tarafýmýzdaki aleniyetine katkýlarý fevkalade olan deðerli deðerlerimizdendir.
Hikâye için favori yazarlarýmýz ise bu iþin üstadý Mustafa Kutlu ile bir kültür abidesi Mehmed Niyazi Beylerdir.
Üstad Kutlu’nun “Ya Tahammül Ya Sefer” eserinin lezzetiyle baþladýðýmýz okuma serüvenini, eserlerinin tamamýna yakýnýný okuyarak aldýðýmýz lezzeti hep zirvede yaþadýk.
En son eserlerinden biri “Huzursuz Bacak”. En son eserlerinden biri diyoruz, çünkü üstad maþallah o kadar üretken ki, biz bu yazýyý yazýp yayýmlayýncaya kadar yeni bir eseriyle karþýlaþmak mümkün olabiliyor.
Neden “Huzursuz Bacak”?
Okuma kriterlerimizin bir parçasý olduðu için. Asýl önemli nedeni ise; Temmuz 2008 tarihinde menüsküs vesilesiyle, bizim de bir bacaðýmýzýn huzursuzlaþmasý.
Ulu hükümdar Sultan Süleyman Hazretleri ne güzel demiþ:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi”,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sýhhat gibi.”
Hz. Fahri Kâinat Efendimiz de buyuruyorlar ya: “Hastalýk gelmeden önce sýhhatin kýymetini biliniz.”
Bizim bacak da huzursuzlaþýnca üstad Mustafa Kutlu’nun “Huzursuz Bacak” isimli hikâyesini okuma arzumuz zirveleþti.
Kendine has üslubuyla olay ve olgularý hikâye tadýnda yorumlayan Kutlu’nun bu eseri de hikâye severler için derya içinde bir incidir diyebiliriz.
…
Bir zamanlar arabaya olan istek ve ihtiyaçlarýmýz artýnca Recaizâde Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdasý’ný” okumuþtuk.
Mart ayý gelince Çanakkale ve Ýstiklâl Marþý’na dair, Mayýs ayý gelince de üstad Necip Fazýl’ýn eserlerini ya da üstada dair eserleri okuma iþtiyakýmýz artýyor.
Sevgili okur, iþte bizim “garip” okuma kriterlerimizden birisini daha okumuþ oldunuz. Bilmiyorum sizin de böyle “garip” okuma kriteriniz ya da kriterleriniz var mý?
Varsa, bize saygý duymak, sizlere de kriterlerinizi devam ettirmek düþer, diye düþünmekteyiz.
Ukalalýk etmiþ isek affola!
Selam ve muhabbetle.